29 Mayıs 2014 Perşembe
-gördüklerime hayal diyorsun
--peki ne görüyorsun
-mesela seni
--benim bir hayal olmadığımı biliyorsun
-bana gördüklerimin bir hayal olduğunu söyleyen sensin
--uyumadan önce gözdüklerinden söz ediyorum
-her gece uyumadan önce seni de görüyorum
--bu saçmalıklarına her zaman gülmek isterim ama bazen korkutucu oluyorsun
-Tanrı'yı göremediğimizi ve bu yüzden O'nu korkutucu bulduğunu söylemiştin
--eklemeyi unutmuşum şeytanı ve senin gördüğünü söylediklerini de görmüyorum
-bu yüzden korkmuyorsun
--peki söyle bakalım neden korkuyormuşum
-Tnrın'nın, hayallerini gerçekleştirmesi için şeytana göz yummasından
şimdi
yol nedir emin olamayanların
yolundan çıkmış biriyim
büyücüler kahinler peşimde
korkunun çıpınan kalbi bağımız
iyinin ve kötünün ortak korkusu yalnızlık
şimdi
sorunun sesinden kaçmaya çalışan bir anlayışım
deliliğin kabul gördüğü
Tanrı bilir aklımın ne kadar olduğunu
hakim hekim ve memur gelsin
hakkını bilgisiyle savunsun
bilgiyi yaratanın huzurunda
şimdi
bir hiç olmanın tam zamanı
28 Mayıs 2014 Çarşamba
neden beni seçtiğini merak ediyorum
gözün kadehimden ayırmayan bir avcı gibisin
ayık kafayla beni çekemeyen en çok sensin
bir an önce sızıp sesimi kesmemi istiyorsun
sen kendine kader diyen pislik
ölümsüzlüğünden utanan sürtük
her acının altına yatmaya layıksın
seni hissetmem için bana yalvarıyorsun
asla yağmur vermeyen bulutunum senin
anlayanlara selam olsun
beni neden seçtiğini bilmiyorsun
27 Mayıs 2014 Salı
farklı düşündüğü için ateşe atanlardan ne farkın var
asıl tembel olan sensin
büyücü bir doktor
sanrılarına sarılan bir korkak
tek derdi sağlıklı bir insanın yakalandığı hastalığı sağlık bilmesi
bana kaç dakikada eve gidebileceğinden emin olmayan birinin
beni iyi biri insan olabilmem için dört duvar arasına koyması
ve buna inanan ahmaklar sürüsü
puffff
26 Mayıs 2014 Pazartesi
25 Mayıs 2014 Pazar
23 Mayıs 2014 Cuma
ölüyorum elimde değil
kayıp gidiyor gökkuşağı gökten
yağmur gibi kesiliyor canım
toprak çekiyor kanımı
kuruyacak gözyaşın yanağında
unutulacak her giden birgün
önce beni unut sevdiğim
kıyamam sana zordur keder
kader diyen satılmışa bakma sen
anlaşmasına sarılan ahmağı O'na bırak
önce beni unut ne olur
kıyamam kederin öldürür beni
kavuşuyorum denizime bir damlayım
ölüyorum elimde değil
bir de yalancılara inanıp öldürme beni
evladımıza anlat
terim yetmedi bu soysuzlara
kanımı verdim hak için
basın : "Bunlar sadece varsın demlensinler, kendilerine gelen yanlış bilgilerle bizi yargılasınlar."
ben : şarap içiyorum evet. senin gibi gariban kanı içip kudurup, azmıyorum. dilimi ısırıyorum ama dayanamıyorum lanet işlerine. dilimdeki acı kanı mürekkep yapıp hakkı arıyorum. ister ayık kafayla söylerim doğruyu ister kıyak kafayla. ne anlarsın sen kalın kafa.
ben : şarap içiyorum evet. senin gibi gariban kanı içip kudurup, azmıyorum. dilimi ısırıyorum ama dayanamıyorum lanet işlerine. dilimdeki acı kanı mürekkep yapıp hakkı arıyorum. ister ayık kafayla söylerim doğruyu ister kıyak kafayla. ne anlarsın sen kalın kafa.
22 Mayıs 2014 Perşembe
Charles Baudelaire
Her zaman sarhoş olmalı. Her şey bunda: Tek sorun bu. Omuzlarınızı ezen, sizi toprağa doğru çeken Zaman'ın korkunç ağırlığını duymamak için, durmamacasına sarhoş olmalısınız.Ama neyle? Şarapla, şiirle ya da erdemle, nasıl isterseniz. Ama sarhoş olun.Ve bazı bazı, bir sarayın basamakları, bir hendeğin yeşil otları üzerinde, odanızın donuk yalnızlığı içinde, sarhoşluğunuz azalmış ya da büsbütün geçmis bir durumda uyanırsanız, sorun yele, dalgaya,yıldıza, kuşa, saate sorun, her kaçan şeye, inleyen, yuvarlanan, şakıyan, konuşan her şeye sorun,“saat kaç” deyin; yel, dalga, yıldız, kuş, saat hemen verecektir karşılığını: “Sarhoş olma saatidir..Zamanın inim inim inleyen köleleri olmamak için sarhoş olun durmamacasına! Şarapla, şiirle ya da erdemle, nasıl isterseniz.
Basın : Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ford Otosan’ın Yeniköy fabrikasının açılışına katılıyor. Törene Ford Motors Başkanı Bill Ford’un yanı sıra Rahmi Koç, Mustafa Koç, Ali Koç ve diğer aile fertleri de katılıyor.
Ben : Açılışınıza kocaman bir çelenk yolluyorum.
Can Yücel : Küfür burjuvazinin ağzında lağım çukurudur, işçi sınıfının ağzında açan çiçektir…
21 Mayıs 2014 Çarşamba
20 Mayıs 2014 Salı
İki erkek bir "fahişe"nin yüzünü keser. Birkaç at karşılığında fiske yemeden yürüyüp giderler. Bunun cezasız kaldığını düşünen diğer kadınlar aralarında para toplar ve bu iki kişiyi öldürene bin dolar vaad eder. Film boyunca iki kişi ile birlikte bir düzine adam ölür. Bir fahişenin yüzündeki kesiğe karşılık bir düzine adam ölür evet. Filmin sonunda "bir daha fahişelere kötü davranan olursa daha beterini yaparım" der kahraman. Hayat Kadınlarının haklarına dikkat çekmek isteyen bir film değil elbette. Acaba diyorum biz de aramızda para toplayıp Soma'da öldürülen işçilerin katilleri için bir silahşor mü tutsak ? Böyle kahramanlar var mı hala dünyada ? Patronların daha fazla verip bizi öldürtmeleri kaçınılmaz olur herhalde. Bu hep böyle devam edip gidecek sanırım. İki ucu çikolatalı değnek misali.
19 Mayıs 2014 Pazartesi
oyunumuzu bozan çocuk
öfkeyle dönen yüzümüzü bakışların güldürdü
biz kaldığımız yerden devam ederiz oyunumuza
ama senin gibi bakamayız bir daha hayata
ne acı şey sen bilmezsin bilmek
yada bizim senin gibi bilmememiz herşeyi
bu oyunu sen de oynacaksın çocuk
öfkeyle dönecek yüzün geleceğe
hatırlamıyorum büyük insanlara nasıl bakardı gözlerim
hep böyle kalabilse bakışların
korkulurdu bu oyunu oynamaktan
sobelenirdik saklayamazdı bizi hiç bir tebessüm
18 Mayıs 2014 Pazar
belki de bunu çok az yaşadığım içindir
bir başkasının acısına yaklaşabilmek
yalan söylediğimi herkes biliyor
belki de onların yaşadığı acıyı anlamış gibi yaptığım için
acı çekiyorum
bunu herkes yapıyor
aynı acıyı yaşamadığım için acı çekiyorum
neden
her şeyim var
peki o bakamadığın insanların halleri başına gelse
yetecek mi mutlu olmana
her doğrum yalana bir kaçış
çığlıklar mı uyandıracak beni bu rüyadan
yoksa sesizliğin korkunç ağırlığı mı eğecek boynumu
gerçek karşısında
hep biri var yanımda
üşüyen bedeni bakışlarımı donduruyor
ama ben sıcak gözyaşlarımla kandırıyorum hep
çok az yaşadığım için değilse nedir bu korku
hiç başıma gelmesini istemediğim acıların var olması yetmiyor
belkide bu yüzden istiyorum bir an önce acılar içinde ölmeyi
ansızın bir kuşa dönüşüp
kanatlarım yanana kadar uçmak istiyorum
acının güneşine doğru
belki o an ısınır yanımdakinin yüreği
belki anlayabilirim acı çeken birini
yaşamış olur muyum o vakit
ölümü hak edecek bir şey yapmadım henüz
acılar benden uzak
ama bu bile yetiyor acı çekmeme
gereksiz bir hayatı yalanlarımla besliyor ve sürüklüyorum
aklım oyun oynuyor
ben alkışlıyorum kanlı ellerimle
belki hiç kanım akmadığı içindir
16 Mayıs 2014 Cuma
yaklaşık 18 yıl önce başıma bir iş geldi. iki metrekarelik bir odada bir avukatla çok kısa bir görüşme yaptık. dedi ki "kapitalist bir ülkede para insan hayatından değerlidir. adam öldürseydin eğer alacağın ceza yarı yarıya az olurdu." bu sözle tekrar karşılaşmamak için ne yapmam gerektiğini duyabiliyorum. somada ölenlerin seslerini benden başka duyabilen var mı ?
15 Mayıs 2014 Perşembe
14 Mayıs 2014 Çarşamba
Bu acı olayın, bir takım protestolarla, fasif denilebilecek eylemlerle, bir avuç insanın bağırıp çağırmalarıyla, mevlit ve rahmet okumalarlagıyabi cenaze namazlarıyla, birtakım dini ritüellerle, üç günlük yaslarla, birkaç günah keçisi bulup cezalandırmalarla, bayrakları yarıya indirmelerle, boyun bükmelerle, ağıtlar mumlar yakmalarla, üç-beş kuruş tazminat ödemelerle, ölen işçilerin yakınlarına aynı işletmede iş vermelerle örtbas edilmesi unutturulması gerekir diyen yaratıklara lanet olsun!
13 Mayıs 2014 Salı
grev apın, açlıktan ölün, çalışmayın, hiçbiriniz çalışmayın bak neler oluyor. mağara adamları gibi yaşamayın. çocuklarınızı yetiştrebilmek için onları da bir avuç insana köle yapabilmek için boşa emek harcamayın. evlatlarınızdan sadece birkaçı iyi bir geleceğe! sahip olabilir. onlarda yine bu alçaklığa hizmet etmekten öteye geçemez.
8 Mayıs 2014 Perşembe
7 Mayıs 2014 Çarşamba
5 Mayıs 2014 Pazartesi
3 Mayıs 2014 Cumartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)