26 Temmuz 2014 Cumartesi











dil gönülle bir olamadı
ismini hep yanlış söyledi
gönül güce doğru baktı
gerçek yoruma yüz oldu















söyleyemedikleri sözleri birgün söyleyebileceklerine inanıyorum
ya da gerçekten söylememeleri gerekiyordu
belki de sözlerinin sonsuzluktan bile silinmesi gerekiyor bilemiyorum
hayatın başlangıcında ışıktan önce sesin var olduğunu düşünüyorum
gözlerinde ışığı sönen tüm sevdiklerimin bana seslenişleri hala burada
bazen onları duyar gibi oluyorum
bazen de sesimin onlara gittiğini hissediyorum
fakat sadece kendi ölmüşlüğümü özleyebiliyorum
tek kişilik rüyalar teselli olur mu bir idam mahkumuna




















usta bir yalancıya en sevdiği yalanı
kör bir çiçekçiye en sevdiği çiçeği
dilsiz bir şaire en sevidiği şiiri sordum
hepsi gül dedi bana
solmak üzere olan bir gül








22 Temmuz 2014 Salı









ayıldım
çok şükür hala yoksulum
bir an için zengin olacağımı sandım
gerçekten çok korkunçtu
ama bu tekrar şarhoş olmak istemediğim anlamına gelmez
öyle değil mi şarlo









kim vurduya gitsin sevdamız
kimse üzülmesin





kim vurduya gitsin sevdamız
kimse üzülmesin














olasılıklar arasında gittiği her köyden kovulma ihtimali bulunan
yine de bilgeliğin izini hiç azalmayan bir enejiyle arayan insanlar için
köylülerin "ömrümüzü yedi" demesi şaşılacak şey değil
aslına bakarsanız kovulduğu ilk köyden uzaklaşırken
gerçeğin peşinde koşan bu insanlar da
"ömrümü yediler, iyi ki beni kovdular da kurtuldum" diyebilir
sanırım bu düşüncesinden kurtulması uzun sürmez ve
"işte yeni bir köy
ya gerçeğe ulaşacağım
ya da yine kovulacağım" diyerek yoluna devam eder
tınlamaz












21 Temmuz 2014 Pazartesi






yokluğundan var ettiğim yalnızlıklarım var
her gece birini azat ederim seni hayal ederken
ateşin sönerken çıkardığı sese benzer ayak sesleri
bir şehrin sokaklarında kaybolur aşk
son kadehi kaldırımlara vurur
cam kırıklarıyla avunurum
uzaklaşan karanlığı gizlerken ışıklar
ayakların karanlık kadar çıplak








20 Temmuz 2014 Pazar








katil bir ırk gezer insanların arasında
her ırktan bir damla vardır soğuk kanında
memleketimde yaşar üçübeşi bir arada
kurtlarla saldırır kuzularla meleşir
bir denk geliversem hiç ummadığı bir anda
yüzlerce yıldır sıktığım yumuk
ağzının ortasına ne kadar güzel yerleşir


















hani araplar bize ihanet etmişti ya
hani yahudiler atatürk'e yardım etmişti
boşver ölen masum çocukları bebekleri
hani hitler bizi gaz odasına gördermişti
hani amerikalılar kızılderileri katletmişti
var mı senin bir sıkıntın onu söyle
belden aşağı aç başlığını ilerle
ölen ölsün bak keyfine





















çaresizce sağa sola koşturan
ne yapacağını bilemeyen
üstü başı kan içinde
çevresinde parçalanmış sivillerin cesetleri
elindeki ağaç parçasına alelacele doladığı beyaz
hayır aslında insanlığın yüz karası bir bez parçasıyla
yardımına koşacağı bir yaralı arayan insanlar görüyorum
hangi ırktan hangi dinden olduğu umurumda değil
durun diyor yapmayın
sizin ordunuz da askerliğiniz de yere batsın
senin özgürlüğün de nefsi müdafan da yere batsın
bir yudum su vereyim şu ölmek üzere olan insanlara diyor
ve onu da vuruyorlar bu nasıl bir savaş
buna savaş diyen de hak veren de yere batsın
gücü yetip de dur demiyen sırtını dönen yere batsın
o beyaz bayrağa saygı duymayanın geleceği yere batsın












19 Temmuz 2014 Cumartesi

gazzede öldürülmeyi bekleyen çocuk









ne yapabilirsin ki
bir iftar yemeğinde süslülerle buluşur
tıka basa yer
hatıra fotoğrafı gönderirsin
benim gibi birkaç satır yazar
üzüntünü geçiştirirsin
nasıl baktıklarını unutmak için
gökyüzüne bakmazsın bir süre
kendi çocuklarını savunuyorlar
istenmeyen şeyler olur bazen dersin
küfür üzerine küfür edersin
gitmeyeceği bile bile
yardım kampanyalarına para verirsin
lanet edersin kaçarken vicdanından
gazzede öldürülmeyi bekleyen çocuk
sen bu dünyanın şerefsizliğisin
bu yüzden ölmelisin



















bir kadın ve bir erkeğin kalpleri arasında güzel/özel bir köprü kuruldu diyelim
bence bir sonraki adım üçüncü bir kalp ikinci bir köprü olmamalıdır










18 Temmuz 2014 Cuma

dünyanın en zavallı insanları yahudilerdir










"siz kutsal insanlarsınız geriye kalanlar hayvandır
bu özelliğiniz yüzünden size düşman olanlar tanrının da düşmanlarıdır
bunlara ne yaparsanız yapın azdır"

gaza bakar mısınız!
bu gazı yiyen zavallılara bakar mısınız!

babam bana böyle bir şey söyleyecek hemen dna testi yaptırırım







yaklaşık onbeş yıl önce
bir alman albay ile yaklaşık bir ay aynı ortamı paylaştık
sanırım yahudi asıllıydı
eşini jet üssünün giriş kapısında gerçekleşen bir trafik kazasında kaybetmiş
küçük oğlu benjamini çok sevdiğini söyler
sürekli annesiz kalan çocuklarından bahsederdi
pilot olduğu için ona şöyle bir soru sordum
dünyanın en iyi pilotları hangi orduda ?
israil dedi
türkiyedeki pilotlar iyi değil mi diye sordum
onlar da en iyi ikinci pilotlar dedi
neden diye sorunca
bana kapalı olan bir kapıyı gösterdi ve dedi ki
türk pilotlar bu kapıyı yok edebilmek için
kamikazeler gibi peşpeşe dalarlar ve güm
kapı imha edilene kadar 3-5 uçak elden gider
ama israil pilotu bir füze gönderir ve işi bitirir dedi
hiç uçağa binmemiş biri olmama rağmen biraz canım sıkıldı
ve ona burada yahudi olduğu kaç kişi biliyor diye sordum :)
bulunduğumuz mekanı da göz önünde bulundurarak
en iyi pilotların türk ordusunda olduğunu söyledi
hem de yollarımız ayrılana kadar
iyi biriydi gerçekten

12 Temmuz 2014 Cumartesi




google +
kafa basmadı
çok karışık
kürek durmadan ters dönüyor
ne yapayım
armut pişsin dursun orda
ağzımızı açsak ne fayda

11 Temmuz 2014 Cuma













tanrı zaten herkesin bir tanrıya tapmamasıdır bence
doğruyu örten herşey haramdır
büyücüler bozulsun büyüleri zaten zararsız
ihtiyacı olmadığı halde isteyen insandır zaten
ihtiyacı olduğu halde veren bilmem
belki aşıktır belki yazardır belki işçi
kimsenin kimseye tapmaması kesin çözüm bence
tanrı kendisine tapılmamasına gücenmez
eğer huzurundaki kimseye tapmamayı becerebilmiş ise :)












8 Temmuz 2014 Salı

yarım kitap









sen
neredesin bilmem
heryerdesin
ama gizlenirsin
bilinirsin
herşey bilir seni
ben de biliyorum
ama neyi bekliyorum
sen
oku diyorsun
nasıl bilmem


















hocam sizi dinlerken şey oldu şeyy
çok erotikime gitti konuşmanız
orucum bozulmaz dimi hocam
lütfen bozulmaz deyin
açıktan bir yüzlük
hadisli ayetli olursa fetvanız
bir yüzlük daha
psikolojim bozulmasın
doktora karşı zebun etmen beni
saatine ikiyüz tl istiyor deyus
sizden iyi olmasın

























bence bu tartışmalar
asıl önemli noktayı bilinçlerimizden kaçırabilmek için
toplumu gereksiz kutuplaştırmalarla yönlendirip
istedikleri sonuca emin adımlarla yürüyebilmek için
ruh hastası tiplerin kullandığı araçlardır.
soruyorum
vekiller arasında kaç tane çoban var
aralarında profösörler
iki-üç üni. bitirmiş insanlar var
neden yirmi vekil bir araya gelip
geleceğimiz için
iyi ve güzel işler yapabileceklerini düşündükleri kişileri aday göstermiyor
koyun gibi hareket ediyor hepsi
aday olan kişilere bakıyorum
kim bunlar
en az vekiller kadar koyunlar
profu da çobanı da
ne salak bir oyun bu
al profun bin oy hakkı var
al kıçına sok
bu düzende ne işe yarar












5 Temmuz 2014 Cumartesi












bir erkeğin üzerini toprak örtene kadar
ancak eşinin sevgisi örtebilir














































çık artık şu suyun içinden :)




























şu an oturduğumuz evin karşısında çok büyük denilemeyecek ama yemyeşil bir park var. yaşlı genç herkesin kendini atıp dinlendiği, eğlendiği, çocuk seslerinin eksik olmadığı cıvıl cıvıl bir yer. ben çocukken böyle bir yerin dünya üzerinde var olmadığını düşünürdüm. evimize yaklaşık 1km uzaklıktaki askeri lojmanların girişinde bulunan salıkcaklarda sallanabilmek, tahterevalliye binebilmek, kaydıraktan kayabilmek için nöbetçiye yaklaşır, lojman sakinlerinden biri gelip bizi görene kadar oynayabilmek için nöbetçi askere yalvarırdık. inşaat kumu serilmiş oyun alanında bizim oynadığımızı gören biri olunca nöbetçi bizi korkuyla hemen dışarı çıkarırdı. nereye gidecektik ? ilkokul çağında. okulun bahcesinde oynatmazlardı. mahalle sokaklarında oynatmazlardı. en başta ailemiz cam parası ödeyecek durumda değildi. diğer yeşil alanların çevresi dikenli tellerle çevriliydi. çimleri sulayan adam bizi yakalayınca döverdi. videoyu izlemedim. şu yorumlara göz gezdirince utanacak çok şeyim olduğunu anladım. en az çocukların yaptığı yanlış kadar yanlış düşünceler yorumlar gördüm. yeter bana. sizi bilemem.

şimdi balkona çıkınca farkettim bu parkın bir maskotu var. gri-beyaz renkli tek kulağı düşük bir köpek. adı ramazan. çocuklar face sayfası bile açmışlar. geçri şehrin heryerinde görebilirsiniz ramazanı. bazen bakkalın önünde çoçukları bekler. çocuklar onu aldıkları bisküvilerle çikolatalarla besler. parkta oyun oynarlar. ramazan bu parkta büyüdü. onu geçen arabalara havlarken görürsünüz. çocuklar ve ramazan sıkı dostlardır.




















sokak hüzünleri bekler kapısında
gözlerinin dalıp gittiği bir an
ona derin bir nefes aldıran
ne zile basabilir yokluğu
ne uyuyabilir sensiz
kuru ekmeği suyla ıslatır
bırakır sessizliğin eşiğine











İslamiyet'i kabul eden ilk Türk









İslamiyet'i kabul eden ilk Türk bence Atatürk'tür. Türk'lerin ana diliyle dinlerini öğrenmelerinin temelini atmış ve Türk dünyasına sonsuz sınırlar çizmiştir. sağ olsun...








2 Temmuz 2014 Çarşamba

1796













karşımda bir duvar olmasa
sesimi üç kere duymazdım
bir
iki
yine üç
köleyim
kurtulmalıyım
bir kalem
herşeyi değiştiriyor
bizi unutmasın