ayak serçe parmağını vurana kadar
tüm köşeler haksızdır

yalnız insan
yalnız olduğundan asla emin olamaz

Beth Hart & Joe Bonamassa - Your Heart Is As Black As Night

acı çektiren insanlardan kurtulmak yerine
acı çekmemenin bir yolu olduğuna inanır

bana acı çektirdiğinin farkında değilsin
yine de acı çekmediğimi bilmeni istemiyorum

marsa gitmeye çalışmaz
o marsın özlediği evidir
toprağın kokusunu sever
bulutlar ona
toprak olana kadar
tazelik verir
mezarda canı sıkılmaz
yaşamak için içtiği su
onu mutlaka çürütür
canını sıkan biri varsa
yeryüzüyle yetinir
çul çaputla sardığı
mum yakarak ısındığı baraka
cennetidir

özgürlük
kapıyı içerden
yağmur yağarken
dışardan kilitleyebilmektir

?

kendini sek seviyordur

ben
kendimi
sek
içerim

üzerine dolu yağan buzdolabı gibiyim

sürüden ayrılmayanı çoban siker

insanların geldiği yöne doğru gidiyorum
ne insanların geldiği yeri
ne de gittiğim yeri biliyorum

insanların gittiği yerden geliyorum
ne geldiğim yeri
ne de yerimi
bilmiyorum

ördüğünüz kara çorabın tekini
delip çıktı en güzeli
bana bakıyor
antenlerini baçağım sanıyor
tarifsiz uzatıyorum hamamınıza

o benim posta güvercinim
okulda da taklayı
en iyi ben atardım

imsaktan
iftara kadar işi
mal ve para saymak olan zat
beni
ben ki
günde tonlarca yük taşıyan bir hamalım
benden
sigaramı suyumu gizli gizli içmemi istiyor
açlık başına vurduğunda
karşısında kan ter içinde kalmış işçisinin
karnından çok
iftarda götüreceği
kuzu budunu düşünüyor
oruç tutmaya gücüm yetmiyor
on patron doyurup
kıyametin kopmasını bekliyorum



"allah bana kafidir, o ne güzel vekildir"

zamanı başlatan suç
yenmemesi gereken bir meyvenin yenmesidir
kıyamet kopmaz
meyve ağacı kurumadan

tanrı
karşılığında ne verirse versin ömür kitabına
satmak zorunda kalırsın

zaman
bir kalemdir
ya kırılır
ya da tükenmez

senin uğruna feda olduğudun
feda ettiğin hayali
bir kabus gibi yaşıyorum
sen
sonunda söylediği yalana kendisi de inanan
açtığın deliği klavuz olarak kullanarak
bir milletin geleceğini boş lafla dolduran biriyle
omuz omuza savaştın
sen
sana inanaları satacak biriyle
nice yoldaşlık ettin
sen
sırtına girecek bıçağı biledin
o
kahraman oldu

zaman parmağındaki yüzüğü düşürdüğünde başlar
yüzüğün düştüğünü fark ettiğinde biter
hayat parmağında bir yüzük taşımayı istemekten çok
bulduğun yüzüğün sahibini aramakla geçer

bir hamalın biricik dostudur halat
halatını koparmak isteyen hamal
bir ucunu boynuna
diğer ucunu bulutlara bağlar

yatağını toplamadan çıkmayan biriysen dışarı
asla anlayamazsın annenin öldüğünü

dünyayın bir anlığına senin olmasını ister miydin ?
ya tüm kainatın !


eğer bir anlığına olacaksa
seninle olmak
dünyadan
yıldızlardan


güzel

bana uygun gördüğünün iki katıyla
kurtulmayı istemediğim şeyin yarısı alabildin

bir başka deyişle
bağdağın yarısı hala

BOŞ

Çember (JoyTurk Akustik) - Yeni Türkü

zengin gibi düşünüp fakir gibi yaşamak

insan gibi düşünüp hayvan gibi yaşamak

sonunda para
egolarını tatmin etmek için
koyunlarını benimle sıcak tutanlar arasında
bir bağ yok diyerek uzaklaştı
kağıt yandı
taş yandı
altın yandı
her şey ateş oldu
bir şey dışında
işte onu satan tüccarı arıyorum

bu hayatı değerli kılan
üç şeyden biridir
peygamber değilsen
hak yemekten zevk alamıyorsan

kıyamet kopsa bile
sandıktan cehennem çıkacak

Erkan Oğur - Bugün ben bir güzel gördüm...

tanrı sadece  bir insanı seveceğini söyleseydi
birbirimizi bu kadar sevemezdik

gittğinden beri
saat dokuzu beş geçemiyor

işi düşünmek olanlar dışında
işi olmayan insanların işi
düşünmek olmamalı

hızlı gitmesi gerekenler yüzünden
asla kavuşamayanı düşünerek

iki demirin yanı başında
sarhoş olamaz olduk

senden benim kadar hiç kimse nefret etmeyecek

avucumda saklıyorum seni
insanların gördüğü
parmağımda demir bir çizgi
yüzünü okşayacağım ana kadar
yumruğum pamuk gibi sıkılı

gidecekse hiç gelmesin ramazan
ki gitmeyecek kıyamet kopana kadar
kendimizi kandırma ayısı

örtüsünün üzerindeki
altınlı yazıyı silersen
sana avucumdaki
kara taşı veririm

guguk kuşu

herkesin anlayacağı bir dil olsaydı hukuk
yargı bağımsız olamazdı

Barış Manço - Kol Düğmeleri [Lyric Video]

konsomatris devlet

zoruna mı gitti
ibret olsun diye
harcarsın beni şimdi
şimdi anladın mı
neden cehennem
kendini yakmak isteyen yaratıklarla dolu

baktığın yeri düşünmekten korkuyorum
keşke tanrın olsaydım

tanrı ile şarap yollarını ne zaman ayırdı
bilmiyorum
iblisi yaratmasaydı dahi
içmek isterdim şarabı

imtihan ederken
bir bakmışsın ki
imtihan oluyorsun

para sayarken
uykun geliyor
tanrı olamıyorsun

ihtiyacım olanı isteğimle buluşturmanız için gereken cümleyi
asla kuramayacağımdan emin olmak üzereyim

parayla elde edilemeyen kadına değil
çükü olan yaratığa erkek denilmesi

yaşamak
okumaktan eğlenceli

tanrı
beni neden topraktan yarattı
merak ettim şimdi

sen
sevdiğine vermem gerekenden fazlasını
vermedin bana

sevdiğim
sana vermem gerekeni
beni sevmeyenlere verdim

çözmenin tek yolu
bilmemek olan sır

lanet olsun
bilmek itiyorum

müşterisinini pazarlık yaparken
ayakta siken bir işverenim var
maaşıma zam istemekten ödüm kopuyor

sen
sevdiğine vermem gerekenden fazlasını
vermedin bana
sevdiğim
sana vermem gerekeni
beni sevmeyenlere verdim

TUNCAY KEMERTAS DEGIRMEN BASINDA VURDULAR BENI

birdenbire ölemeyeceksem
yaşamanın ne anlamı var ?

soru sormadan yaşamanın bir yolu var mı ?

azaltmak istemeseydim
bu kadar çoğalır mıydı acılarım ?
her şeye rağmen yaşamak güzel dememek için
cehennemle tanışmak isteseydim
yazdıkça küçülür müydü kalemim ?

öyleyse bir defa ölmekten korkmaya gerek yok

hesap vereceğiniz bir vicdanınız varsa
tanrı olmanız sizi eşsiz kılar

gözleri dışında bedeni sevişmeye hazırdı
ona dokunduğum an öleceğini
gözleri dışında bilen bir bedeni
asla olmamıştı

aslan et
koyun ot yir

şiir nedir
tanrı söylesin
o söyleyene kadar şairin
kalemini gül yaprağıyla bilesin

ne zaman bir ateş yakmak istesem
donarak öldürüyor beni
senden başka her şeyin
ıslak olması

dönmeyeceğimi bilseydim
hiç kendimi terk eder miydim

 ?

iki ucu bilinmeyenli değnek

herkesle kadeh tokuşturmanın tek yoludur
tanrı dahil

çünkü o  da eşsizliğini avucundan içiyor

eşitliği bozma imkanına sahip olmaları








 topraktan kopardığımdan fazlası değil

akşam dokuzdan sonra
kendimi bi çöp poşeti gibi
yolun karşısına bırakmamı ister misin

daha duamın başında kabul etmeyeceğini hissettim
üzülmedim
çünkü ölümümden sonrasını
senden başka kimsenin
bilmediğini hissettirdin

tanrı olduğunu öne sürerek
insanları köleleştirmek imkansız hale gelince
bütün efendi geçinen şerefsizler
birden tanrının elçisi olmaya karar verdi

pamuk ipliğine bağlı bulut

siktir et

o

iki ucu bilinmeyenli değnek

?

iki ucu bulunamayan değnek

Santana - Maria Maria ft. The Product G&B

iki ucu olmayan değnek

o

gözlerini gözlerimden
teninini tenimden ayırma

vera clear
koltuk
yatak yıkama
0 546 792 14 19





:)

tanrı
dilediğini yapar
ya acı çektiğine sevinirsin
ya da acı çektirdiğine

Edith Piaf - La boheme

sen benim kalemimi taşıyamazsın

kalemimi
benden iyi kimse taşıyamaz

ne söyelesem izi kalacaktı kalbinde
keşke senin gibi sessiz kalabilseydim

senin için vazgeçebileceğim ne var diye sordum kalbime
senden başka vazgeçebileceğim kimsem olmadığını söyledi kalbim

vur şerefini siktiğim gerçeğini
aynanın karşısına her geçtiğinde
gözlerin kapalıyken yağan karanlığın
çizdiği gök kuşağına bakarken

anlamasam dahi
bir anlamı var sözünün
az önce bağladım verdiğin ipi
ya kendini asacaksın
ya da en sevdiğini

tanrı ölmek isteseydi
islamı seçmezdi
tanrı yaşamak için
islamı seçmeyenleri kurban etti mi
?
tanrı ölümsüz olmayı dilediği için
ölümü
doğmadığını
doğurulmadığını ilan etmek için
kendini ikiye böldü

biz hakkın nimetine mashar olabilmek için
aşktan vazgeçmişiz
senin bela dediğine
başımızı ikram etmişiz

zeytinimiz küçük diye
iki kez eğilmek zorunda kaldık
iblisin önünde

herşeye gücün yetmiyorsa
sigaranı söndürürsün
yetiyorsa
kibriti yaratırsın

onlar kim?
ibrahim: öbürleri...
komiser: öbürleri ha? örgütsünüz yani?
ibrahim: eveeet.
komiser: heh güzeeeel. işte böyle tatlı tatlı anlat ibrahim. örgütün başı kim?
ibrahim: albay niyazi.
komiser: albay da işin içinde ha?
memur: birden dili çözüldü amirim.
komiser: örgütün adı ne?
ibrahim: türk silahlı kuvvetleri...
komiser: sen benimle dalga mı geçiyosun lan! ha?
ibrahim: hayır lan! soruyosun söylüyoruz. şu an içinde bulunduğum örgüt şanlı türk ordusu!

tanrı söylemediği için
yalanın kıymeti harbiyesi yoktur
tanrı adına söylenmedikçe
yalanın kıymeti harbiyesi
hiç yoktur

tanrı
kendisine isyan etsem de
hakkımı tastamam vereceğini söylüyor
sen
ve senin gibiler
tarikatin
cemaatin
hakkımı yemek için
kıçınından uydurduğun isimlerin
vız gelir
tırıs gider
bana enayi diyenlerin röntgenini
gözlerimle çekeceğim

özgürlüğe açılan kapı
sınırlandırılmış noktalardan oluşuyorsa
tek yapmanız gereken
çizginin içinde kalmaktır

Tanju Okan - Ben Bir Hiç Mişim

anlamak için uyanman değil
ölmen gerekir

hayat arkadaşı arayan
apış arasını unutsun
tanrı ile yolunu birleştirmek isteyen
ölümü korkuyu unutsun

her ses bir resim çiziyor
her bakış bir roman yazıyordu
ne bir söz söyledim
ne de görebildim baktığınızı
karanlığımı ve sessizliğimi
öldüremiyordu
sözcükleriniz

bazen kendini sevmen gerekir
ve bunun yolu bazen
herkesi sevmektir
kendisinden başka
sevmemen gerektiği birini bulana kadar
yanlışa aşık olmak
kendini bulmaktır
bazen
mutluluğa giden yol
hüzün taşlarıyla örülüdür
o yolda sürünmeyen
ölüdür

seni kendi paranla köpeğim ederim

tanrı nın her yerde olması
eşsiz bir lütuf

" bi şeyler öğrenmem gerektiğinde
dışarı çıkıp
benden fazla bi şeyler bilen birini bulur
ona sorarım
bazen çok kazık sorarım "
?

imkansız olduğuna tüm gücünle inanarak
yalnız olduğunu kabul etmektir

edebiyat sanat felsefe konuşmanın ilk kuralı
arkadaşlığı bir yana bırakmaktır

peygamber olamayan
milletvekili olur

peygamber elliyi
beşe indirmek isterken
bunlar eşeğin üzerine
beş dirhem fazla yük yükleyerek
allah ın rızasını kazanmak peşindeler
özgür olmaktan değil
bu dünyada yaşamaktan vazgeçtim

sonsuza kadar evlenemesen bile seninle evlenirim

vurulmaktan korksaydım
şiiri sevmezdim

bu ay kaç cumartesi çekiyor

kendi kendine sohbet ederken
herkesin seni dinlemesi

ebe doğdumuz zaman
kıçımızı tokalamak yerine
gıdıklasaydı bizi
ilk dizemiz
avazımız çıktığı kadar bağırarak
ağlamak olur muydu

?

güneş doğana kadar içmeye
güneş batana kadar köle olmyaya razıyım
ne şarapçıya ne efendiye boyun eğerim
kalemi tanıdığım günden beri
aklımdan kaçabileni yazar
sadece bunun için içerim

kendisine sarılan bir ağaç gibi
yapraklarımı yıldızlarla birlikte karanlığa saçtım
karanlığı kirleten bir ışık gibi
ölene kadar senden kaçtım

bilmediğini biliyormuş gibi yapmak değildir

soylarının tükendiğini öne sürenlerin
evrimi getirdiği noktada
şu an ki dinazorlarımız
tüccarlardır
fakat bu beynini siktiğim salakları
bunu dile getirmemek için
osuruk duvarlarını diplomalarla boyamakta
elindekilere sahip olmayanlara bakarak
mutlu olacaklaına inanmaktalar
kıyamet her şeyi yasaklar
cehennem tüm yasakları kaldırır
cennet ruhunu bekleyen özgürlüktür

sana altın vereni ikna etmen gerektiğinde gümüş hediye etme

belkide toprak ayağımızın altındakinden fazlasıdır

önüne gelenin değil
arkana geçenin filozof olduğu
çağdaş bir dünyada yaşıyorsun
daha ne istiyorsun göt

allahtan çok bilen hocaya denk gelmemişler

bütün güzel sözleri tanrı kapmış olduğu için
sana seni sevdiğimi

Mehmet Erdem - Olur O Zaman

kim benim
bilmesem de o benim
ben kimim
bir böceğim
insan olduğunun farkında olmayanların
evinde yaşayan
bir böcek
insan olmasam da
kim benim
şiirim

üç pencere biri açık
üç kapı ikisi kapalı
giderken ikiydiler
dönüşümde beş oldular

Hotel California - Eagles ( HQ).mp4

kurda yem olacağını bile bile sürüyü çobandan ayırmaktır
çünkü kurdu yaşatmanın tek yolu çobana isyandır

çiviye duvar çakmıştım
dilimin unundaki acıyı çekiç yaparak
geçmişi tokat yapıp geleceğe çarpmıştım
işe yaradığını görmeme rağmen
herkes gibi öldüm
insan olduğumu anlayarak

zeka aynanın karşısında güzellikten uzun yaşar

ikiyüzlülük müslümanım diyenlere mahsustur

ölüm olmasaydı atlar gibi ayakta uyur balıklar gibi gözümüzü kırpmazdık