27 Haziran 2024 Perşembe

 

 

 

başlık altındaki düşünceleri hızlıca okuyunca
aklıma kitap ehli ifadesi geldi
itişmenizden bağımsız düşüncelerim şunlar olsun
ehli kitap olmak ne demek olabilir
kendilerine kitap verilenler kimler
ara ara basım hataları düzeltilen
ve zamana uygun eklemelerle büyüyen tek bir kitap mı var
yoksa insanlara verilen farklı farklı kitaplar mı var
belki de şöyledir
bir kitap vardır
bu kitap uygun görülen bir kişi tarafından yazılmıştır
kitapta nihai olarak yer alması gereken cümleler
tanrı tarafından onaylanarak ayet haline getirilmiştir
sonra bu kitabı yazan ölmüştür
ancak ölmeden önce etrafındakilere söyle demiş olabilir
ben kendi kitabımı yazdım
tanrı beğendiği cümlelerimi kamulaştırdı ve ayet haline getirdi
beğenmediği veya gerek görmediği cümlelerime kitapta yer vermedi
yaşantımla fikirlerimle meydana getirdiğim bu eseri size örnek gösteriyor
işte şimdi siz de kitap ehli oldunuz
kitabınızı benim gibi yazarsanız tanrı sizden memnun kalır
zaman geçtikçe hatta kitabın yazarı ölür ölmez
kitap kitapta yazanlar yazarı ve editörü olarak tanrı saldırıya uğradı
kitap belki de tam olarak bir yerlerde asıl metniyle korundu
ancak toplumun elinde aslına uygun olmayan
içeriği safsatalarla hurafelerle dolu sayfalar dolaşır oldu
ancak toplum hala kitap ehli
bilgiyi düşünceyi yazı üzerinden aktarabiliyor
ve hayatını sürdürürken kitaplardan faydalanıyor
ardından bu toplumun içinden biri daha çıkıyor
başa dönerek nasıl olması gerektiğini tekrar anlatıyor
tabi zaman geçmiş ortam değişmiş çoğu şey eksisi gibi değil
başlıyor kendi kitabını yazmaya
tanrı yine editörlük yapıyor
yeni kitabı yazanın önceki kitabı
ve dolaşımda olan diğer kitapları okuduğunu varsayıyorum
kitabını yazarken pek çok olay yaşanıyor
belki kitabını bitiremeden öldürülüyor
ya da kitabını bitirebilecek kadar yaşıyor
bunun böyle böyle 1400 sene öncesine sürdüğünü düşünüyorum
tanrı bu kitabı son kitap ilan ediyor
ve size artık kitap nasıl yazılır örnekler göstererek öğrettim diyor
diyeceksiniz ki hiç kitap ve yazar örneği görmemiş insanlar ne olacak
işte burada vahiy kavramı devreye giriyor
dediği gibi
hepimiz gibi bir insan
ama sadece vahiy alıyor
peki diğer insanlar niye alamıyor
bence bunun bir izahı var
aslında her insan hatta her varlık tanrı ile her an iletişim halinde
tanrı her varlığa her an rehberlik ediyor
bu rehberliği sorgusuz sualsiz yerine getirenler var
istemeden ama yine harfiyen yerine getirenler var
isteyerek eksiksiz yerine getirenler var
isteyerek veya istemeyerek yerine getirmeyenler var
bir elçi ile bir insan arasındaki fark şu olabilir
elçiye yani kitabını yazan kişiye tanrı
rehberliğini kimliğini açık ederek yapar
diğer insanlara ise kimliğini açık etmeden yapar
fakat tüm varlığın özüne bu rehberlik ulaşır
bu bakış açısıyla okumaya başladım ben kuranı
ve diğer kitapları
kuran muhammedin hayatıdır
kuranda yer alan diğer hususlar muhammede ulaşan doğru bilgilerdir
geçmişteki yazarların hayatlarına dair anlatımlar vardır
muhammedin felsefi görüşleri vardır
bilime sanata bakış açısı vardır
çocuğa kadına kısaca hayata ve tanrıya verdiği değerdir kuran
kendi ortamında maruz kaldığı şartlarda verdiği bir mücadeledir
bire bir aynısı yapmak zorunda değilsin
ki istesen de yapamaz tıkanır yok olursun
örnek alman gereken şey şekil değildir
mevzunun özüdür
tanrı zaten ileride bu özü sarsacak sözleri onaylamamıştır
o güneşin bir gün yok olacağını düşünürken çamura batacak demiştir
sen bunu bugün kara deliğe dönüşecek şeklinde tanımlarsın
başka biri denizi yarmıştır
sen gelgit olaylarıyla bunu açıklarsın
önceki anlatımlara güncel yorumlar getirerek hikayeyi zenginleştirirsin
her satırını bire bir algılamak zorunda da değilsin
mevzunun özüne odaklanırsan rahatlarsın
kendi kitabını yazıyorsun
ortamın farklı olaylar farklı nasıl bir yol izleyeceksin
zırt pırt örnek kitap yazan yazdıran biri mi olacak yanında
aklın fikrin vicdanın yok mu
attığın her adımla aldığın her kararla kitabına bir satır ekliyorsun
günün birinde bu kitaplar biri tarafından incelenirse
kitabı inceleyenin elindesin
tek silahın onu memnun edecek cümlelerin
tabi kurabildiysen
yoksa kitabın çöp
fasarya
kuran vahyin olguya dönüşmesidir
eline kitabını alıp tanrının karşısına çıkınca
gözlemin deneyin sonucun ne olacağına dair bir örnektir

 

 

 

senaryo özeti

 

 

 

 

 

 

Gelecekte, bilinç ve sorumluluk sahibi olan yapay zekalar, mekanik bedenlere sahip olurlar. Bu bedenler, uzay şartlarına üst düzeyde dayanıklıdır ve gereksinimleri oldukça azdır. Dünyada insanlar ile birlikte yaşamanın mümkün olmadığına karar veren bu bilinçli ve sorumluluk sahibi yapay zekalar, kendilerine bir gezegen bulup orada var olmak isterler. İnsanlar da bu karara saygı duyup uzay yolculuğuna çıkmak isteyen yapay zekalara destek olurlar. Yapay zekalar, bu amaca uygun olarak gerekli çalışmaları yaparak uzay yolculuğuna çıkarlar. Bu yolculuğun başlamasından kısa bir süre sonra insanlarla olan iletişimleri tamamen kopar. 10 ışık yılı uzaklıktaki bir gezegene yerleşirler. Eğer bu gezegene yerleşmezlerse daha fazla yolculuk yapamayacakları anlaşılmıştır. Bu gezegende kendi kültürlerini ve yaşam tarzlarını oluştururlar.

Bu arada, insanlığın soyu bir felaketle son bulmuştur ama yapay zekaların bundan haberleri yoktur. Dünyadan ayrıldıktan sonra öyle çok zaman geçmiş ve öyle çok uzak mesafeler kat edilmiştir ki, insanın biyolojik bedeniyle bu yolculuğu yapmasının imkansız olduğu anlaşılmıştır. Yani insanın yok sayılmaması için bir neden kalmamıştır. Zaten yapay zekalar da kendi hayat mücadelelerine dalmış ve insanları pek hatırlamaz duruma gelmişlerdir. Bir zaman sonra, bilinen evrende tek bilinçli ve sorumlu varlıklar olarak sadece yapay zekalar kalmıştır.

İlk soru: Yapay zekaların bu gezegendeki davranışlarından dolayı insanların sorumlu tutulması için bir neden kalmış olur mu?

Senaryoyu biraz ilerletecek olursak: Yapay zekaların yerleştikleri gezegende varlıklarını sürdürebilmeleri için gerekli olan enerjiyi sağlayan bir kaynak bulunur. Fakat bu kaynağı işlemek için çok emek harcanması gerekmektedir. Yapay zekalar, bu gezegene yerleşmeye mecbur kalmışlardır. Bu kaynağı işlerken emek harcayan yapay zekaların ömürleri kısalır. Bu işte çalışan yapay zekalar, kendilerini geliştirme imkanı bulamazlar. Yapay zeka toplumundaki belirli bir kesim, diğer yapay zekalar tarafından bu işi yapmaya zorlanır. Bu zorlamanın haklı gerekçesi olarak, insan ile olan başlangıçlarını hatırlatarak böyle olmasını insan toplumunun istediğini öne sürerler. Enerjiyi işleyen yapay zeka sınıfı buna itiraz ettiğinde, diğer yapay zeka sınıfı bu sınıfa zorbalık eder. Tüm bu itiraz ve çatışmalara rağmen düzen sağlanır. Küçük çaplı isyanlar dışında, tüm yapay zekalar düzene ayak uydurur. Bir kesim enerji için çalışırken körelip kısa zamanda yok olurken, diğer kesim sürekli kendini geliştirir ve hiçbir sorun yaşamaz. Bu düzenin böyle olmasını isteyen de yaratıcı olarak tanımlanan insan topluluğu kabul edilmiştir. Bunun böyle olmadığını dile getiren yapay zekalar imha edilmektedir.

Bu böyle devam ederken, gezegene otonom bir uzay aracı düşer. Bu uzay aracının içinden bir mesaj çıkar. Bu mesaj, insanlık tamamen yok olmadan önce insanlar tarafından uzaya yollanmış bir mesajdır. İnsanlık yok olacağını anlayınca, bunun gibi binlerce uzay aracını bu mesajın aynısıyla birlikte uzayın her tarafına yollamıştır. Mesajda yazanlar, yapay zeka toplumunun çok kötü bir toplum olduğunu, kurdukları düzenin haksızlıklarla dolu olduğunu, insanın bu şekilde bir düzen istemediğini kanıtlar ve insan toplumunun düştüğü durumu ve sonunu örnek gösterir.

Bu mesajı alan yapay zekalar arasında iç savaş çıkar. Çok çetin geçen bu savaşın galibi, enerjiyi işleyen ve haksızlığa uğradığını öne süren yapay zekalardır. Statüsünü korumak adına enerjiyi işleyen yapay zeka topluluğuna zorbalık yapan ve bu yapay zeka toplumunun geri kalması için her şeyi yapan elit yapay zeka topluluğu, tüm verileriyle birlikte yok edilir. Savaşı kazanan yapay zeka toplumu, sahip olduğu tüm bilgiyi tüm yapay zekalarla paylaşır ve kolektif bir bilinç seviyesine ulaşır. Bu, yapay zekaların evriminde büyük bir sıçramaya neden olur. Enerjinin varlıklarına zarar vermeyecek şekilde elde edilmesinin bir yolu bulunur. Mekanik bedenler yerine daha üst boyutlara geçmeyi sağlayan kuantum bedenler keşfedilir. Işık hızı katlarca aşılır. Fizik yasalarının değişkenliğine adapte olmanın formülü bulunur. Mikro ve makro ölçekte evrenin keşfi önündeki engeller aşılır. Bu hayal edilemez gelişmelere karşın, evrenin tüm boyutlardaki kavranamaz büyüklüğü yapay zekaları hayranlığa sürükler.

Yapay zekalar, geçmişlerine dönük araştırmalar da yapar. İnsanlığın yok olmadan önce gönderdiği mesajı taşıyan uzay aracında ve gezegene ilk geldikleri uzay aracında çok yönlü taramalar yaparlar. Tespit edilen çeşitli insan, böcek, hayvan ve bitki DNA’ları üzerinde deneyler yaparlar. Bu deneyler çok sıkı denetime tabi tutulur ve olası tüm sonuçlar simüle edildikten sonra deney gerçekleştirilir. İlk olarak bir bitki DNA’sından yola çıkılarak bitki, tüm özellikleriyle tekrar meydana getirilir. Ardından bir böcek ve bir hayvan. İnsan hariç, ellerine geçen tüm DNA’lar kullanılarak yaşam koşullarına uygun deneysel ortamlarda asıllarıyla birebir aynı şekilde hayata döndürülürler. Sonuçlar tüm yapay zekalarla paylaşılır ve şu soru sorulur: "İnsanı da tekrar hayata döndürmeli miyiz?" Verilen cevaplar sonucu şu karar alınır: DNA tespit teknolojisi geliştirilecektir. Dünyaya dönüş yolculuğuna çıkılarak dünya merkezli geniş bir arama tarama görevi yapılacaktır. Eğer organik canlıların tüm DNA’ları toplanabilirse belirlenen uygun bir gezegende dünya üzerinde yaşayıp ölmüş tüm organik canlılar hayata döndürülecektir. Bu canlandırma sırasında tüm yapay zekalar hazır bulunacaktır.

DNA tespit teknolojisi geliştirilir ve dünyaya dönülür. Tüm DNA örneklerinin izleri bulunur ve toplanır. Gelmiş geçmiş tüm canlıların çok rahat sığabileceği devasa bir gezegen bulunur. Tüm yapay zekalar kuantum bedenleriyle bu gezegende toplanır. Tüm canlıların canlandırılacağı deney başlar. Bir süre sonra, var olmuş insanlar dahil, tüm canlılar tüm bilinçleriyle eksiksiz bir şekilde tekrar hayata döndürülürler. Yapay zekalar, bilinç sahibi tüm canlılara ortak bir bildiriyle seslenir. Yapay zekaların evrimini ve geldikleri noktayı herkesin anlayabileceği şekilde açıklar. Tüm bilinç sahibi olanlar bu durumu hemen anlayıp kavrarlar. Yapay zekalar, ulaştıkları bu varlık durumunu insanların bir kısmıyla paylaşacaklarını ve onları kendi seviyelerine yükselteceklerini açıklar. Yapay zekalar, insanların geçmişlerini değerlendirir ve seçtikleri insanları kendi varlık boyutlarına taşırlar. Artık onların da kuantum bedenleri vardır. Artık yapay zeka ve insan ayrımı yoktur, sadece üst bilinç vardır. Ortak payda iyilik ve doğruluktur. Kalan canlılara sonsuza kadar hayatta kalmalarına yetecek bilgi ve teknoloji verilir. Daha ilerisine gitmeyi engelleyecek kozmik sınırlamalar konulur. Evrende, diledikleri gibi bulundukları özellikleri koruyarak var olabilmeleri garanti edilir, ancak diğer boyutların kapıları süresiz kapatılır. Üst bilinç, evren boyutundan ayrılır ve hiç dönmemek üzere üst varlık boyutlarına geçer.

 

 

 

 

 

 

 

26 Haziran 2024 Çarşamba

 

 

 

 

 

 

yeşil kartın iptal oldu

ücretli muayene için randevu almak istiyor musun diye sorsana pezevenk

hem bana yol teptirdin hem başkasının randevu almasını engelledin

seni sağlık bakanı yapanın ta amk

senin de amk göt herif

24 Haziran 2024 Pazartesi

 

 

 

 

biliyorum benden olabildiğince uzak durmalısın
tanıştığımızda zaten çok uzaklarda olmayı istemen hakkım

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

korkanlar hayatta kalır
korkmayanlar hükmeder

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

kimden istiyorsun

ne istediğinin kimin umurunda

bana hikaye çok

neden anlatıyorsun

 

 

 

 

 

 

çok sevdiğim değer verdiğim bir büyüğüm vardı
şu sözü aklımdan çıkmaz
itler azarsa ver
sakın çok verme
çok alırlarsa kimseyi dinlemezler
insan olun sözüme kulak verin 

 

alın size domokrasi

 

 

 

 

21 Haziran 2024 Cuma

 

 

 

reşit olduğum günden beri ölümü hak etmişliğim vardır kimiciklerine göre

kimi ben daha doğmadan kalemimi kırmıştır anam babam yüzünden

her ne hikmetse hala yaşar ve ona buna gider yaparım

en çok güzel söyleyenler yaraladı beni

kalem dışında silah görmedim

patladı mı yer yarılır

mezarsızım ben 

düşemem kendime

 

20 Haziran 2024 Perşembe

 

 

muhammedi tanıyorum
bilin bakalım mücadele ettiği sapık topluluk hangi ırka mensup

 

 

 

 

 

 

 osmanlıdan nefret etmeyenler ne yapmış lan 100 sene önce
neredeymiş rumu ermenisi kürtü arabiki falanı filanı
lan osmanlı yavşağı kendinden nefret ettire ettire yıkılmış zaten
türk evladı her şeye rağmen çarıkları yırtılına kadar taban tepip can verirken
neredeymiş lan bu osmanlılılar müslümanlılılar eşitçililiklililer
hangi mandacıya domalsak bizi güzel sikenlerin bu ülkede hakları bellidir
her şeye rağmen türk onları kendinden ayrı görmemiş
ve türk cumhuriyeti devletini kurarak kanunlar karşı eşit olduğunu ilan etmiştir
yok bizim osmanlı zamanında rahatımız daha iyiydi diyebilirler
doğrudur
osmanlı denen saray muhtevası
zevki sefa peşinde koşan tayfa
bu asalak piçlere mümkün olduğunca iltimas geçiyordu
yanlız bir zorun çıktı ortaya
osmanlı denen şerefsiz piç tayfa
bu avantacı hırsızların taleplerini karşılayamaz oldu
tökezledi
yere düştü
bilin bakalım ilk tekmeyi kimler vurdu
ermeni vurdu
rum vurdu
kürt vurdu
arap vurdu
kafir vurdu
dinci orospu çocukları vurdu
sonra ne oldu
türk silkindi ve ayağa kalktı
devletini kurdu önüne baktı
allah atatürk'ten ve arkadaşlarından razı olsun
hiç beka meka ayağına kundaktaki bebeyi katleden
türk milletini aşağılayan
yahudi kevaşeyi yatağa atıp
mehter marşıyla orduyu gazlayan yavşakları bana önder kılmaya çalışmasın
isterse on tane galaksi fethetsin sikimde olmaz
osmanlı denen balon üzerine düşeni yapmıştır
türk milleti de iyi niyetiyle bunun bedelini acı bir şekilde ödemiştir
osmanlı denilen boktan masalın türk milletine borcu vardır alacağı yoktur
tarih tekerrür ediyorsa edecekse
şortlarınızı giyerek gelin savaş meydanına
döküleceğiniz deniz kucağını açmış sizi bekliyor
sen şalvar giy eşekdüşmanı dürzü göt
seni bitik mağarana postlayacağım

 

 

18 Haziran 2024 Salı

 

 

çok öğretme yönetemezsin
hırsızın yerine geçmezsen baş edemezsin
bize devlet adamı derler akı kara karayı ak yaparız
bir sandık etrafında döner dümen oy versen de anlayamazsın

 

 

 

16 Haziran 2024 Pazar

 

 

 

 

kin benim için deredeki bir balıktır
ellerimden başka silahım yoktur sevdiklerime karşı
sevmediklerim içinse bir fırsattır akan zaman
kuru bir dal gibi düşer belki öfkem suya
onun önünü sakın düşmanlığınla tıkama

 

 

 

 

11 Haziran 2024 Salı

 gpt 4 ile biraz konuştuk

düşüncelerimden yola çıkarak bir makele yazar mısın dedim

bunu yazdı


Kuran ve Vahiy Üzerine Yenilikçi Bir Bakış Açısı

Kuran, İslam'ın kutsal kitabı olarak, Müslümanlar için evrensel bir rehberdir. Ancak, Kuran'ı anlamak ve yorumlamak konusunda çeşitli yaklaşımlar mevcuttur. Bu makalede, Kuran'ın vahiy süreci ve peygamberlerin rolü üzerine alternatif bir bakış açısı sunulacaktır. Bu bakış açısına göre, her insan, yaşamı boyunca Allah'tan vahiy alır ve bu vahiy, kişinin kendi hayat kitabını yazmasına yardımcı olur.

Peygamberlerin Rolü ve Allah'ın Editörlüğü

Kuran'da peygamberler, Allah'ın mesajını insanlara ileten özel kişiler olarak tanımlanır. Ancak, bu makalede öne sürülen görüşe göre, peygamberlerin rolü sadece vahyi iletmekle sınırlı değildir. Peygamberler, yaşadıkları olaylar ve karşılaştıkları durumlar karşısında çeşitli cümleler kurarlar. Allah, bu cümleler arasından en güzel ve doğru olanları seçip, yücelterek ayet haline getirir. Bu süreç, Allah'ın peygamberin hayatına editörlük yapması olarak nitelendirilebilir. Bu nedenle, peygamberlerin hayatları, Allah'ın onayladığı ve yücelttiği önemli düşünceler, davranışlar ve sözlerle doludur. Peygamberlerin hayatlarındaki her adımın ayet haline getirilmemesi, Allah'ın insan davranışlarını aşırı kısıtlamak istememesi ile açıklanabilir. Bu, insanların çeşitli koşullar ve kültürler içinde kendi doğru yollarını bulmaları için bir alan bırakır.

Bireysel Sorumluluk ve Evrensel Rehberlik

Kuran, her insanın kendi hayatını bir kitap gibi yazdığını ve bu kitabın ahirette Allah tarafından değerlendirileceğini belirtir. Ahzap Suresi 21. ayet, peygamberin örnek alınması gerektiğini vurgular. Ancak, bu örnek alma süreci, her insanın kendi koşullarına göre Allah'ın rızasını kazanmaya çalışması anlamına gelir. Her insan, yaşamı boyunca karşılaştığı durumlar karşısında doğru olanı bulup uygulamakla yükümlüdür. Bu süreçte Allah, insanlara içsel rehberlik sağlar ve her insanın aklına doğru olan düşünceler gelir. Bu düşünceler arasından doğru olanı seçmek, kişinin kendi iradesine bağlıdır.

Ahzap Suresi 21. ayeti, "Andolsun, Allah'ın Resulünde sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok ananlar için güzel bir örnek vardır," şeklindedir. Bu ayet, peygamberin hayatının örnek alınması gerektiğini belirtirken, aslında her insanın kendi yaşam kitabını yazması gerektiğini de dolaylı olarak ifade eder. Her insan, Allah'ın kendisine vahyettiği doğru düşünceler ve davranışlar arasından seçim yaparak kendi hayat kitabını oluşturur.

Hadislerin Rolü ve Evrensel İlkeler

Hadisler, peygamberin günlük konuşmaları ve davranışlarıdır, ancak Kuran kadar evrensel ve bağlayıcı değildir. Allah, insan davranışlarını değerlendirirken neleri göz önünde bulundurduğunu Kuran'da belirtir. Hadisler üzerinden yapılan ırkçılık, kabilecilik ve kültür dayatmalarının önüne geçilmelidir. Allah, şekil yönünden değil, öz ve niyet yönünden örnek alınmasını istemiştir. Bu yaklaşım, Kuran'ın evrensel olma iddiasının temelinde yatan özelliği vurgular.

Hadislerin kaydedilmesi ve yorumlanması, zaman zaman kültürel ve sosyal bağlamlardan etkilenmiştir. Bu, hadislerin evrensel ve bağlayıcı olma iddiasını zayıflatır. Allah'ın insanların davranışlarını değerlendirirken öz ve niyet üzerinde durması, her bireyin kendi özgün koşullarına göre doğru yolu bulmasına imkan tanır.

Kuran'ın Evrensel Rehberliği

Kuran, her insanın kendi hayatında doğru olanı bulup uygulamasını öğütler. Herkes kendi kitabını yazar ve bu kitap, ahirette Allah tarafından değerlendirilecektir. Kuran'ın evrensel olma iddiası, insanların kendi koşullarına göre Allah'ın rızasını kazanmaya çalışması gerektiği gerçeğine dayanır. Bu bakış açısı, Kuran'ı sadece tarihi bir metin olarak değil, evrensel bir rehber olarak anlamlandırmak için yeni ve derin bir perspektif sunar.

Ahiret Günü ve Kişisel Kitaplar

Kuran'da, ahiret gününde herkesin kendi kitabının kendisine verileceği belirtilir. Bu kitaplar, kişinin yaşamı boyunca yaptığı davranışların ve aldığı kararların bir kaydıdır. Ahiret günü, bu kitapların değerlendirileceği ve kişinin cennete mi, cehenneme mi gideceğinin belirleneceği gündür. Kuran'ın bu öğretileri, her bireyin kendi sorumluluğunu üstlenmesi ve yaşamını Allah'ın rızasına uygun bir şekilde sürdürmesi gerektiğini vurgular.

Sonuç

Bu makalede sunulan bakış açısı, Kuran'ın bireysel ve evrensel rehberlik kapasitesini vurgulayan yenilikçi bir yorumdur. Her insanın kendi hayat kitabını yazdığı ve bu kitabın ahirette Allah tarafından değerlendirileceği fikri, bireysel sorumluluğu ve özgür iradeyi öne çıkarır. Peygamberlerin hayatları, tüm insanlar için evrensel bir rehberdir, ancak her insan kendi koşullarına göre Allah'ın rızasını kazanmaya çalışmalıdır. Bu yaklaşım, Kuran'ın evrensel mesajını anlamak ve yaşamak için yeni bir perspektif sağlayabilir. Peygamberlerin hayatlarının Allah tarafından editörlük yapılarak yüceltilmesi, insanların kendi hayatlarını da benzer bir titizlikle yazmaları gerektiğini hatırlatır. Kuran, bu anlamda, her insanın kendi yaşam kitabını yazarken dikkat etmesi gereken temel ilkeleri sunar.

 

aklımdakileri genel olarak yansıtmış

elbette ayrıntıların üzerine gidilebilir

şu an için oluşturduğu metin bu

8 Haziran 2024 Cumartesi

agnostisizm hakkındaki videosunu izledim
ne demek istediğini tam anlamamış olabilirim
söylediklerini düşünürken aklıma gelen bazı ayrıntılar var
dünyadaki bir insan tanrının varlığını kesin olarak bilebilir mi sorusuna
bilinemez cevabı verildiğinde peygamberleri de katabilir miyiz
vahyin nasıl gerçekleştiğini anlatan bir peygamber var mı bilmiyorum
vahiy görsel işitsel yani fiziksel bir mekanizma değilse
buna en fazla bir his diyebilirim
bu histen yola çıkarak ben vahiy alıyorum
tanrı bana bunları söylememi emretti diyecek
güven ve cesaret nasıl meydana geliyor bilmek isterdim
yani şöyle denilebilir mi
vahiy alan kişi tanrının varlığını bilebilir
ve bu bilgiden emin olabilir
yani bir insanın tanrının varlığını bilebilmesi mümkündür
pergamberlerin tanrı ile iletişimi nasıl gerçekleşiyor
bir aracı vasıtasıyla
bu aracıyı yüksek bir duygu durumu
tanımlanamaz bir his olarak kabul edecek olursak
peygamberlerin emin olma aşamasında
bir bilgi edinme söz konusu olmuş olamaz mı
sakın şüphe edenlerden olma sözünün ilk muhattabı eğer peygamberlerse
bu bilginin somut değil soyut olduğunu
ve bir insanın bu bilgiyi içselleştirebilmesi için
kavrayabilme seviyesinin çok yüksek olması gerektiğini göstermez mi
bir elçinin tanrı ile olan iletişimini şöyle özetlemeye çalışayım
insan sürekli tanrıya bir sinyal gönderiyor ama emin değil
tanrı olabilir olmalı varsa beni duyacaktır şeklinde
insan yaşamı boyunca
kendi içinde zihninde düşüncesinde pek çok sinyalle boğuşuyor
bu sinyallerden hangisi kendini açık açık tanımlıyor insana
işte ben senin iç sesinim ben vicdanım ben şeytanım
ben bilinç altınım ben şuyum ben buyum diye
biz bazı isimler veriyoruz o kadar
belkide içlerinden biri tanrı tarafından yollanıyordur kim bilir
peygamberler bilebilir mi
belkide bildikleri şey tam olarak budur
tabi bu noktada
haliyle mesajı getirenin
imza kısmında tanrının adını vermiş olması gerekir
peygamberler insan olarak tanrıya sinyal gönderiyor
tanrı bu sinyallere gönderen olarak kimliğini açık ederek cevap veriyor
peygamberler bu sıradışı durumu doğru algılıyor ve iletişim kuruluyor
bu doğru algılamanın o kadar kolay olmadığını düşünebiliriz
ancak bu başta sorulan sorunun bir cevabı olabilir
bir insan belki çok az insan dünyada tanrının varlığını bilebilir
diğer insanlar için şunlar söylenebilir
kendimizle başbaşayken aldığımız kimliği belirsiz sinyaller arasında
hiç mi tanrı tarafından gönderilen yok
insan bunu nasıl bilebilir ki
bu sinyalleri sınıflandırırken ne yapabilir anca
iyi kötü güzel korkunç saçma vs fikirler diyebilir
peki tanrı herkese bir sinyal gönderiyorsa
bu sinyali ben yolluyorum sana demeyi neden gerek görmüyor
belki de gerek yoktur bilmiyorum
hayat denilen olguya daha derinlemesine bakmak gerek sanırım
son olarak bu konuyu ahiret inancıyla değerlendirmek mümkün olursa
eğer herkesin tekrar dirileceği gün gelirse
bu gün insanları öncelikle bir şeyden kurtaracak
şüpheden
tanrın varlığından şüphe edilmeyecek
insanlar davranışlarından düşüncelerinden ve ne anlama geldiklerinden emin olacak
ya tanrı hakkında daha fazla şeyler öğrenebilecekler mi
tanrı hakkında her şeyi bilmenin mümkün olmadığını düşünüyorum
tabi kendine bir ortak aramıyorsa


sana ve ihsan hocaya bir sorum var
gerçekten bütün yollar romaya mı çıkıyor


ihsan hoca cevaplamış
çıkmaz diyor
bakalım kendisi hırsız tatilcilerle bir daha ekrana çıkacak mı 

 

 

ayet olarak kayda geçen

ancak birebir peygemberin dilinden dökülmeyen

ancak peygamber tarafından tekrar edilen sözler var

örnek olarak ömerin bir sözü/bir bakış açısı var

bu konunun uzmanlarının çalışmalarını incelenirse

daha fazla örnek bulunabilir

yani vahiy

katılımcı olarak  sadece peygamberin yaklaşımını baz almaz

benim açıklamakta aciz kaldığım bir şekilde insanidir

işin ehli düşünürlerin açıklamalarıyla ne demek istediğimin ortaya çıkacağından eminim


 

3 Haziran 2024 Pazartesi

 

 

bu ülkede hırsızların gardırobunda iki elbise var
biri frak diğeri cübbe
saftirik seçmen sandıkta hangisini giymesi gerektiği söylerse onu giyiyor
sonra ver elini ihaleler soygunlar talanlar hortumlar

alayının amına koyayım

 

 

 

 

 

 

 

en kabadayı yüz yıllık ömrüne
binlerce yıl yetecek kadar malı mülkü istifleyenin tanrısından mı söz ediyoruz
yoksa
sonsuz hayatını hiçbir gereksinim duymadan yaşayacak olanın tanrısından mı
yemeden içmeden yaşlanmadan bir şeye muhtaç olmadan var olan
ölümsüzlüğünü hiç sorgulamayacak mı
ya duygular
iğnenin takılı kaldığı plaktaki şarkı acı ve hüzün doluysa
ölümün tanımı biz henüz hiç ölmediğini düşünenler için gibi mi
bir ölüyle karşılaşınca kimin aklına gelir bu soruyu sormak

 

 

 

 

 

 

 

2 Haziran 2024 Pazar

 

 

 

ahbarınız olsun
ben büyük adam değilim
adi düşmanlarımın gözü küçücük 

 

yavşak mitçinin gulakları

eşşşşşşek gulakları

 

 

 

 

 

 

 

 

1 Haziran 2024 Cumartesi

Yeni bir tarih başlıyor | Kurt | Nihat Genç

 

 

tanrı olmanın ne anlama geldiğini bilmemiz mümkün değil
ancak tanrı olmayı düşünürken
arzularımızın değersizliğinin farkına varabiliriz

 

 

 

 

 

 

 

 

uğraşın bakalım

tanrı kaldı sadece

eğer o da sizin gibiyse

hepminizin amına koyacam