kendi kendime konuşmalarım azalmadı
güzel şeylerden de bahsetmeye karar verdik

öldüğünü unutmak için birbirine bakan iki ölü gibiyim aynanın karşısında bir çocuğunu verip dokuz çocuğunu kurtaran bir tefeci gibiyim çöl pazarında

kalbimden geçeni sikeyim para etmiyor

ölürüm gitme dedim gitti
ben bekledim
bir şey oldu
ölüm gibi değildi
ama herkes gitti

hep bir umut vardır kurban etmeyi kabul etmiş olsanız bile en sevdiğinizi gerçekleşmeyeceğine dair ben bu dünyanın şerefini sikeyim tanrı köşeye sıkışan her huluna bir koç gönderseydi hepimizin adı

vardım memura borç çıkarıyormuşsunuz dedim kimliğimi istedi yazdı sonra bana bakarak sizi ekranda göremiyorum dedi kaç paraymış borcum dedim sizi şu anda ekranda göremiyorum yoksunuz dedi burnun ucundakini görebilmen için ekranda ne yazması gerekiyor diye bağırdım içimden ve yani dedim sizinle ilgili işlem yapamam dedi odadan çıktım biri denk geldi işi bilen biri senin işinin olma şekli budur oraya git dedi vardım kocayavere aldım kapıyı daha içeri girmede bunlar senin işini görmez dedim ki dakika dolmadan senin işini biz yapamayız dediler lan ben buraya devlet bana baksın diye gelmedim devlet bana bakmazsa bakmasın ben türk'üm ağlamam yalnız borç uydurup borcu tefeci gibi enikletmek de benim devletime yakışmaz dedim yüzlerine velhasıl yürüdüğüm yol yanıma kar kaldı tamam ulan yazın amk bu devletin kime ne kadar borcu var bana yazın iyi günde iyi olur ekran diyor bana ekranına soktuğum

inan istediğim bu değil
ne laf sokma hevesindeyim fikrime karşı çıkana
ne de fikrime katılana sarılmak mutlu eder beni
şiir yazamıyorum
iki satır kendim için
hepinizi karşıma almazsam şiirsizim












































etkilenme hemen beynini siktiğim salağı
bu senin de aklına gelebilirdi

Polis Özel Harekat PÖH Ülkücü yemini

Polis İntikam Yemini 16 Dönem Bursa POMEM

İntikam,intikam alacağız hainlerden kalleşlerden intikam alacağız

  seni tanrı yı unutacak kadar sevmemiş olsaydım

 tanrı n olmayı reddeden sevgilin olabilirdim

vermediklerini alıyormuş gibi yaşadım
beni öldürmek sana ne kazandırdı tanrım

patron gerekli mesajı ilettim

bizi takip eden birini buldum

sanırım ona tanrı diyeceğim

çünkü onları da takip ediyor

daha çok var
yanmana biraz yardım edeyim

rahmetten başka bi şey eyleme tanrım

seni sevemeyecek kadar seviyorum seni

rüyamda beni yanağımdan öpen kız

vakit geçti biliyorum
faydası yok içmenin şarabı
sövmek eskisi gibi huzur vermiyor
susmaya ne dersin
belki uyumak iyi gelir

seni içeri alacağız dediler
içimden sevdiğime sevindim seni

uyumak istiyorum
peşimde katil sürüsü
aklımda sen varken

uyku ilacı alarak denemiştim bir korkak gibi
şimdi en acı verenini deniyorum ecelimi bekleyerek

tanrı'm bundan daha güzel bir gece olabilir mi?
beni yaşatman dışında

senin için ağlamak istedim
gülüşün geldi aklıma

babam yaşadığım bu ev için ömrünü verdi
bilmem kaç bin katı değerde olsa bile
dünyanın hiçbir evine değişmem
acı tatlı günlerim burada geçti
daha iyisi var diye bu evi terk edersem
dünya benim için hiç olmaktan öteye geçemez

benim için küçük
akıllı geçinenler için büyük bir taş attım kuyuya

onu artık ben bile çıkaramam

öyle yaptığınız için böyle olmuş olabilir

tepeye çıkarmayı bir türlü başaramadığım şu kayayla
kapatıracaksınız bana kuyunun ağzını en sonunda

ben başka bir kaya bulacağım
sizin karanlığınız büyümeyecek

ıslık çaldığında sahibine doğru
koşmaya başlayan bir at gibidir hafızam
bedenimi kara bir tahta gibi bırakır karanlığa asılı
kendimi yazdığım tebeşire geri döner ömrümün beyaz tozu
belki yazdığım kendimi kalemimin gözlerinden okurum
ya bir bıçakla kendimi keser
bıçak olurum
ya da bir silgiyle kendimi siler
silgi olurum

bilsem söyler miydim hiç

kafanıza demir düşürmeye çalışarak dünyanızı değiştirebilirler
isabet ettiremeseler bile
hayatta kaldığınıza seviniyorsanız intikam almazsınız
fakat yüksek sesle müzik dinleyebilirsiniz
bu onları hiç akıllarına gelmeyen bir şekilde düşünmeye sevk eder mi
yok lan köpek bok yemekten vazgeçmez
çünkü sahiplerinin değişecek bilimsel bir bakış açıları yoktur
gücü paranın sağında biriken sıfırlarda aralar
kafalarına örs de vursan mermi de sıksan
değişmezler değişemezler
o yüzden ses ver dicey
ses ver hoplasın kızlar

kusursuz bi şekilde yaşamaya çalışırken
aslında hepimizin en çok istediği şey ölmek

kadın üzerinden nesneleştirmeye çalıştım düşüncemi
bir çocuğun beni anlaması uzun hikaye
a desem mal gibi bakar
destan yazsam he dersin
bana ne beni anlamayan senden
beni anlasan ne kazanırım
şarkı bitmek üzere

yatağım
ölmek üzereyken bana kucak açan yatağım
gerçek senin için bir kurtuluş biliyorum
ben sadece üzerinde rahat bir uyku istiyorum,,

intikam için sana muhtaç değilim

kahraman olmayı kıl payı kaçıranlara gelsin
hain demeleri umurumda değil
seni seviyorum
keşke elimden tutup
beni cehenneme götürsen

yanağını gözyaşımla gıdıklamak isterdim

mutluluktan başka para kazanamadım

hissediyor olabilirsin
fakat inkar etmen gereken bir gerçek var
sen de herkes gibi hayat de
yaşamış olmanın değiştiremeyeceği
bir oyun var
kuralın ne olduğu sorabilir
uymayabilirsin

birini bekliyorum
o hiç gelmeyecek
gelecek birini beklemek isteseydim
seni beklemezdim
ve seni
seni
seni de
seni unuttum sanma

hiç gelmeyecek birini bekliyorum
senden başka kimse gelmiyor

tanrı olduğu gibi sevilseydi
ona inanmak zorunda kalmazdık

tanrı bana sınırlı bir ömür ve umut verdi
iblise umutlarımı dilediği gibi çalabilmesi için zaman tanıdı
hangi sınava girdiysem çaktım
iyi kötü kötü iyi çıktı

kaçınılmaz bir üzüntüye ihtiyacım olduğunda
aklıma tanrı gelir
bir insanın beni yarı yolda bırakmasına katlanamam
ancak gücü her şeye yeten birine kızabilirim
haksızsam beni affetmesi sürpriz olmaz

yanımda kimse yokken korktuğum yalnızlık değildir
yanımda biri varken korkuyorsam yalnızım demektir

kırmızı yandı
durdum
önümde bir araba vardı
o arabanın sol ön kapısına
yedi sekiz yaşlarında
esmer zayıf bir erkek çocuğu yaklaştı
elinde iki tane kağıt mendil vardı
vitesi boşa aldım
dikize baktım
o ara çocuğun bana açık tuttuğum camdan
mendili uzattığını fark ettim
huyumdur bazen önce davranırım
birşeyler söylemesine izin vermeden
bi beş lira versene benzinim bitmek üzere dedim
çocuğun yüzünde bir şakınlık bir huzursuzluk belirdi
ardından bozuk türkçesiyle anlamadım dedi
bi beş lira ver arabanın benzini yok dedim
çocuğun yüzündeki şaşkınlık gidip gelirken elini cebine attı
sadece bozuk param var olur mu dedi
lan benimle taşak mı geçiyor velet derken
hayatım boyunca bu kadar samimi bir yüz ile karşılaşmadığımı anladım
değil beş cebindeki tüm parayı vermeye hazırdı
bacak kadar çocuk ağızıma sıçtı
lafı değiştirmek için nereli olduğu sordum
suriyeli dedi
tamam boşver dedim uzaklaştı
hemen elimi ceplerime attım
ne varsa avucuma aldım
aynaya baktım arkadaki arabanın yanındaydı
seslenmek için başımı çevirdiğimde kaybolmuştu
aracın hiçbir aynasından gözükmüyordu
derken korna seslerinden yeşil yandığını gördüm
hareket etmek zorundaydım
yürüdüm

bu çocuğun üzerine
tonlarca bomba attılar
ölmedi
annesi babası hayatını kurtarmak için
kucaklayıp bu ülkeye getirdi
para denildiğinde ne düşünür bu çocuk
öğrettikleri gibi duran araçlardan mendil uzatarak istenecek
akşam olduğunda cebinde ne varsa alınacaktır
sırf bozuk para dolu olduğunda cebi rahatsız oluyor insan
sana bütün beş lira vermek isterim
fakat bozuk paradan başka param yok
bütün paranın da bozuk olduğunu bilemeyecek kadar iyi niyetliyim
bana sitem etmezsen buyur
diyen bir çocuğun
milliyetçiliği
yurtseverliği
benim bi bok olamadığımın kanıtıdır

 

ister tanrı'yı tak koluna
ister iblis ile dayan kapıma
soframız herkese açık
mevlana garson ben patron
para kazanan göttür

dünya hayatı

çöpe atıyorum
kimsenin burnu kanamıyorsa
düşünmüş sayılmıyorum

gece bitmeye yakındır
azalan ışık ile mutluluğun kavurduğu içim
doğan güneşin tokadıyla ağlamak üzeredir
ne demememi bekliyorsun aptal insan
ben bir deliyim
deli nedir bilmiyorsun
bunu bilmediğin halde sana deliyim diyebiliryorum
daha senin için ne yapayım
seni seviyorum

neyin gerçek olduğunu beklentiler belirler
beklemesini en iyi bilen ile karşılaştığımda
tanrı'm diyerek boynuna sarılacağım

başkalarının kötülüğünü üstlenirken o kadar iyiydim ki
aldığım her cezayı müebbete çevirdi yüreğim

beş yıl kayboldum
yirmi yıl aradım
aklımdan çıkaramıyorum
seni ilk göremeyişimi


zaman hep az önce
sonsuzluk az sonra

bende bulduğunun ne olduğunu haber vereyim mi sana

neyi bilmediğini ben de bilmiyorum

aynı şeyi bilmemek aşktır

bu nedenle aşkın yarısı ateş
yarısı sudur

arada kalanın tadı çıksın

kimse neden yaşadığını bilmiyor
ölüler dışında


bana hikaye anlatma
hiçbir hikaye neden anlatıldığını bilmiyor


şarhoş bir ölüyle konuşmak istiyorum
kimse neden içtiğini bilmiyor

işlerin böyle yürüdüğünü öğrendiğimde iş işten geçmişti
ne tanrı ne de senin çalışma şeklin umurumda değil
benim ben olma çabam cezalandırılmaya mahkum
beni bana bırakmak sizin için ölüm
beni bensiz düşünmek benim için saçma
beni yakarak tanrı olduğunu haykıracaksan
senin ses tellerine sıçayım









darbe muhabbetine söz söyleyeceğim
son kazanananın kaybetme zamanı geldi sanırım

aldatılmaya hazır bir topluluğun yöneticisi olsam
düşmanımı beklemezdim
askerlik yapmayanlar bilmez
tatbikat ne işe yarar 
hızlı bir temizlik yapmak istiyorsanız
ortalığın tozlanmasına göz yumun

çok güzel bir gün
razıyım fikrimi değiştirmesin gelecek

iftira

envayi çeşidine maruz kalmış biriyim
içişleri bakanlığı emniyet genel müdürlüğüne mensup iki polis memuru
son kahramanlarım
zamanında yeni yetme kolej mezunları
beş yılımı ve kalan hayatımı çalmayı denedi
yetmedi şerefini siktiğim otoritesine yetmedi
allah yoksa size bunun hesabını soracak bir allah yaratacağım
kara bir kalemle yırtacağım beni bıraktığnız karanlığı
sizi affetsem bile
size vermeyi hayal ettiğim acıları verebileceğim
bir şerefsiz yaratacağım
sikerim cennetini de hurisini de
sizin azminiz benim intikam ateşimdir

türkiye cumhuriyeti demeden olmaz
türk milleti adına
bu iftiraya domalması olası hakim ve savcıları okutan
hocaların şerefini sikmeden olmaz
sizin yapacağınız adaleti sikeyim
suratını siktiğim buruşukları
ölüm ensenizde hala götlük peşindesiniz

bugünü yaşamak uğruna dünü feda eden

insanın
geleceğim için demesi beni deli ediyor 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

peygamber değilsen şarap içmeden sarhoş
erkeksen şiir yazmadan aşık olamazsın

anlam verdiğimde ne olacak
anlam verdim ya sonra

anlam veremiyorum
ver desen nerede bilmiyorum
versem ne olur vermesem ne olur

bu duvarı sarıya boyadığımda ne olacak biliyor musun
duvar sarı olacak
sarı ne anlama geliyor biliyor musun
duvar için
duvarın eski rengi için
duvarın arkasındakiler için

zenginden çalarsanız hırsız
fakirden çalarsanız zengin olursunuz

patrondan çalarsanız suçlu
işçiden çalarsanız soylu olursunuz

herkes kötü olana kadar bu böyle devam etti
doğal olarak dünyada iyi insan kalmadı
kötü insanlara kötülük yapmak daha zordu
önce onları iyi insanlara çevirmek gerekiyordu
tanrı'dan bunun için yardım istediler

2. abdülhamit diyalektiği

2. abdülhamit diyalektiği nedir bilir misin ?
tez yazmak istersen elini çabuk tut
ya da sen yazma ulan ayı

birazdan kalkıp gideceğim
tütünümü şarabımı alacağım yanıma
bir dosta yardıma gideceğim
o zaten hep yanımda

kainatı yokluğundan kurtaran bir ses olmalıydı
bir insanın sesini yokluğundan kurtarır melankoli

emsem gönül razı değil
gömsem tesiri yok

bayramlaştık
nekazeket halhatır sorduk
bana kalsa diyordum kalmadı
son görüşmemizdeki gibi hemen kinaye bir laf bulup söyledi
ortam kalabalık salağa yatmak bana yakışır dedim
iki dakika geçmedi yine
sallamıyorum konuşsun dursun
biraz sessizlik oldu.. yine
sana ne lan benim tipimden desem
evde otuz kişi var
bayram sabahı
başka zaman olsa
yüzünü görmemek için marsa giderim
kıvranmaya başladı
odadakiler de yüz çevirdi
ben sessiz kaldıkça azıttı
sonra alakasız bir söz söyledi
eleştiriyi köküne kadar sokmam için bir fırsat verdi
fakat onun gibi hareket edemezdim
bahsettiği söz ile ilgili bir soru sordum o kadar
farkına varana kadar
kendini ve peşinden gittiği oluşumu yerden yere vurdu
hesapta benim ona bir şey söylememe izin vermeyecekti
çaylarımız bitene kadar dinledik
artık odadakiler gülüşlerini gizleyemez olmuşlardı
uyandı ama geç kaldı
bana kalsa iyi şeyler olabilirdi
bana kalmadı

insanları görmezden gelmenize neden oluyorsa
baktığınız şerefsizliğinizdir

haydi bu sabah kendimizi kandıralım değildir bayram sabahı

yüzüne bakmadan geçtiğin dilencinin hissettiğidir aşk

tanrı olamayacağını anlamaktır insan olmak

dilediğin kadar şişir
patlamaz istanbul

dönemeyeceğimizi bile bile gittiğimizi birileri bilmeli

günah biliyorsun ekmeği ufalayarak yemen bu yolda
biliyorum fakat dönemeyeceğimizi bile bile gittiğimizi birileri bilmeli

kitap çalmak yerine
kitap alabilmek için hırsızlık yapabilirdi









dünya tarihinde bir fakirin dirilttiği kaç tane kütüphane var
izinsiz kitap ödünç almış biri olarak şunu düşünmüş olmalıyım
içindeki bilgiye ulaşmak istiyordum
öyle bir zamanda öyle bir yerdeydim ki
o kitapların benimle gelmesi gerektiğine ikna ettim kendimi
kitaplara para vermedim
verdiğim kişiden de para almadım
artık o bilgiye sahibim
bir kitaba sahip olmak ne demek ?
babam bana hiç kitap hediye etmedi
okula giderken kitaplarımı almakta çok zorluk çektiğini hatırladığımda
acı çekiyorum
okumak bu olmamalıydı
yarım gün bir kitap için çalışmak zorunda olmak
insanlık için büyük bir trajedi
herkesin olması gereken bilgiye
30 lira verdiğini öne sürerek sahiplik taslamak
insan içini çekerken bu kadar mı üzülür
haklısın ben bir hırsızım
kitabını çaldım
hatta yeni bir kaleme ihtiyacın olduğunu fark etmek üzeresin

kafanın içine bir bomba yerleştirirsin
kalbin durduğunda patlar

açlıktan kendisi ve kucağındaki çocuğu çöp gibi kalmış
afrikalı bir anneye sormak gerek
şu itişen insanlardan hangisi saygıyı hak ediyor
bütün gün tıkınan mı
yoksa tıkınmak için güneşin batmasını bekleyen mi
ben olsam ikisine de siktiri çekerim

içki içti diye dövenler
rekat başına para vermiyor
ceza verirken tanrı adına
ödüle gelince başka kapıya

gerçek olduğunu biliyorum
böyle olmandan dolayı acı çekenlerin arasında
senden etkilenmediğimi saklamak zorundayım
belki diyorum
anneme ağlayan bir duvara bakarmış gibi bakıyorum

şarap hep aynı olamaz
her içtiğimde
seni olduğundan güzel
olabileceğinden güzel yaşarken
hep aynı olamaz sensizliğim

sihirbaz şapkadan tavşan çıkartır
memnun kalır para verirsin
ya şu şapkadan dünya barışı çıkartsana demezsin
kötü bir şey olduğunda
lafı evirip çevirip islama müslümanlara getirir
her şeyin sorumlusu ilan eder kendini datmin edersin
sizi bu kafayla kabul eden modern ülkeyi sikeyim
sihirbazın yapamaz dediğini
bok atmaya çalıştığın insanlardan beklersin
size sandalye gösteren cemiyeti sikeyim

din kitaplarında çelişki arayarak
havsalasının almadığı bir cümleyi ortaya atarak
işte bu kitap bir insan uydurmasıdır diyerek
aferin istemek neyin nesi
sana insanların uydurduğu bir kitap örnek göstereyim
bu devletin anayasası tamamen insanlar tarafından uydurulmuştur
kaç kez okudun kaç tane çelişki buldun
bu anayasaya uyanları kafir sapık ilan etmek için neyi bekliyorsun
kaldı ki şairlerin yazarların tüm kitapları uydurmadır
şair aslan yürekli dediğinde
aslan yürekli insan mı olur yalancı düzenbaz desene

kaderimi belirlemek isteyenleri görmezden geliyordum
çünkü bu onların kaderiydi

çomarlar kralı

diyojen yaşasaydı ona böyle seslenirdim

düşüncesi tanrı davranışları din olan kimse

tarihte böyle insanların yaşadığı dönemler olmuş olabilir

tanrı bana ekmek gönderiyor
fakat bu ekmeği haydutlar çalıyor
ve ben yaşamak için o ekmeği almak zorundayım
haydut bana diyor ki
bahçedeki çimleri biçersen
sana o ekmeği veririm
çimleri biçiyor ekmeği alıyorum
işte her sabah
hangi haydutun bahçesindeki çimler uzamış diye gezinmeye
iş aramak denir

eğer tanrı beni yaşatmak istiyorsa
ve beni yemeye içmeye muhtaç olarak yaratmışsa
bana ihtiyacım olanları vermek zorunda
başka tanrı var diyorsanız ona gideyim
çalışmaya gelince
karın tokluğuna çalışıp
üzerine haydutların ağız kokusunu çekmek
iş değil kölelik
eğer insanlar birbirlerine ölmeyecekleri kadar ekmek veremeyecek durumdaysalar
bu dünyayla vakit kaybetmek delilik

birilerinin hakkını yemeden
birilerinin aç kalmasına neden olmadan karnını doyuruyorsan
oruç tutuyorsun demektir
birilerini ezmeden yürüyebiliyorsan
birilerinin sırtına çıkmadan ayakta durabiliyorsan
namaz kılıyorsun demektir

ben kendime gönderilmiş bir elçiyim

bana bunu hatırlatan elçilerin hikayelerini dinliyorum

son nefesimi verirken
yaşarak yazdığım kitaba inanabilecek miyim ?
bir mağaranın duvarına kazıdığım resim
beni son nefesimde mutlu edebilecek mi ?

hacivat karagöz neden öldürüldü ?

yorgo efendi - din değiştirme mi ?

karagöz         - sıra var baba. geç sıraya.

yorgo efendi - ne acelen var ? din değiştirmek senin neyine ?
senin inacın yoktur.

karagöz         - benim inancım vardır. ben göğe toprağa inanırım.
suya dağa inanırım.

yorgo efendi - semavi değildir. sayılmaz. gel seni ortodox yapalım. ha!

karagöz        - he!?

yorgo efendi - ortodox!

karagöz         - he!?

din değiştirici - höyt höyt!! yorgo efendiii ilişme o cahil türkmenlere
gelirsem oraya kırarım bacaklarını!!! hade...

yorgo efendi - ciiuuuvvvvv

alın size kocaman dünya
en güzel şekilde yaşayın
çeşmelerin başını zaptetmeyin
toprağı çevirip üzerine kurulmayın
kimseye zincir vurmayın
üç kişi bir araya gelerek eşkiyalık yapmayın
insanların ihtiyaçlarını kasalarınızda biriktirmeyin
alın size ramazan alın size oruç
sözlediklerimi hatırlamanız için
yoksa ansızın öttürürüm anlayamazsınız

ibadet zenginler içindir

ceza kimin içindir
suçlular için

ilaç kimin içindir
hasta olanlar için

peki ibadet kimin içindir
ibadet etmesi gerekenler için

kim bu ibadet etmesi gerekenler

ibadet etmeyenler
güç servet ve iktidar sahibi oluyor

peki ibadet edenler
sıkıntılar içinde yaşamak zorunda mı kalıyor ?

namaz
camide omuz omuza verip
kapıdan çıkınca birbirimizin kuyusunu kazmak değil

hac
kabede işimiz bitince
tekrar uydurduğumuz payeleri kuşanıp
adaletsizliğe devam etmek değil

oruç
yoksulları fakirleri açlığa alıştırmak değil
ihtiyaçtan fazlasını onlarlarla paylaşmak için

zekat
muhtaç olanları kandırmak için
veriyormuş gibi yapmak değil

şöyle bir bakıyorum kitaba
insanların yüzde doksanına
gülmekten başka bir ibadet bırakmamış


zenginler ibadet etmedikleri için
yeryüzünde yoksulluk ve fakirlik var

insanlık daha en başından
dünyayı eşit bir şekilde paylaşıyor olsaydı
tanrı varlığından kimseyi haberdar eder miydi ?

insanlar başlarına ne gelirse gelsin
sikayeti sızlanmayı ağlamayı bırakırsa
sonunda tanrı kendini hepimize unutturur mu ?


kısaca ibadet
parayla doğru orantılıdır
paranız çok ise çok
az ise az ibadet edilir
paranız hiç yok ise
tebessüm etmeniz yeterlidir

özgür olabilmek için
serbest bırakılan köleye
düşünce denir

ateist

milleti enayi yerine koymak için
tanrı'ya ihtiyaç olmadığını savunan kimse

türkçe bilmeyenleri kürtçe bilenlerden çok seviyorum

oynat hayali oynat
beyim diye geçinenlerin götünü
bir o yana bir bu yana oynat
yoksa keserler götünü

geçen bir dilekçe verdim bankaya
borcumu ödeyebilmek için
bankanın genel müdürlük binasının kapısında durup
iki rekat namaz kılacaktım
bankanın vizyon bildirgesinden maddeler okuyup
ruku secde ne varsa yerine getirip helalleşmek istedim
siiittir ettiler tabi
ritüelle borç ödendiği nerde görülmüş
deli misin dediler
tanrı'yı bu konuda anlayışlı buluyorum açıkcası
fakat şüphelenmiyor da değilim

en nihayetinde yıllar geçip gidiyor
borçlu yada borçsuz

kayıtlara geçin lütfen
yalnızlığın tanımı yapabilen çirkin bir kadınla karşılaşmadım henüz

edip cansever

"...
ve yıllarca sonra kadının ölüsünü
bir bulantı cenazesi gibi kaldırdılar içimden..."

okuyorsan üç kez sus

kendime yazdığım mektupları yakıyorum şimdi
kibritimin ucunda mavi gözlerin
şöminede kızıl saçların
ayrılığın ateşi
işte böyle üşütür beni

?

tanrı sana sen acizsin dediğinde
senden aciz bir yaratığın yardımına koşmaktır

hiç olmak
hiç olmamak
sonunda hiç olmayı
kim istemez
kendimi affetmek zorunda kalmadan
kırmak isterdim kalbimi
ben bazen unutuyorum
senin hiç olmadığını

ölmemi değil acı çekmemi istiyordun
tanrı değilsen sıçtın

beni görüyor olman seni eşsiz kılmaz
çünkü her şeyi görüyorsun

sadece sen görmüyorsun beni
köe edecektin madem
niye yarattın beni

yapacağımı biliyorsunuz
insanları keklediğiniz bir cames bund tarzı olmayacak elbette
daha çok jan valjan tarzına benzeyecek girişi
kahraman bir keşiş olmayacak haliyle
ayrıca üç koyun verseniz ikisini katbetmeden dönemem evime
istemediğimi mi sanıyorsunuz
hepiniz göt etmek benim cennetim
korkarım yetmez bana
sizin kadar cimri değilim elbette
sevinince de üzülünce de sapıtırım ben
hayret ederim bu halimle
nasıl varabildim hep evime
ayaklarınıza kapanmak benim işim
çünkü size tanrıdan çok inanıyorum
götsünüz

rüzgar bahar çocuklar
çocukta oynayan oyuncaklar
giden aşk biten müzik
şiir şair ve diğerleri

dilsiz kalem yırtılmış mektuplar
azalan zaman
ve yarım kalmışlık

eline ne geçti

zaten her şey elindeydi

gördüğüyle yetinen göremez

maaş sömürünün direğidir

ahireti hesaba katmadan vade yapan tüccarın beynini sikeyim

bir kadın yürürken
durdurmaktır dünyayı hayat
ya sevgilindir
ya da annen
bir kadın yürürken
baban gibi sarılmaktır kendine dünya
ya annendir baban
ya da sevgilin

herkes bulduğunu o gün yese
kimse hayal kurduğuna üzülmez

eve gitmek istemiyorum
dumanın rüzgarı sevdiği gib

tanrı'nın birliğine birliğinde karşı gelmesidir hayat

giderken ellerini tutamadığım gibi gidiyor elleri





















anlat anlatabilirsen
bu söz türkçedir
türk olmayan ne bilir türklüğü
amerika seni özgürlük narası atarken sikerim
anlayamazsın
kardeşimle armı açarsan seni de sikerim
kardeşimi de
özgürlüğünden utanırsın
havucunu topla mısırını biç
karışma dünyanın işime
kendini beğenmiş piç

asla öğrenemeyeceğiniz bir dil var
yeni doğmuş insan dili

evrenin sonunda bulmak istediğim
tanrısını da kulunu da istemiyorum
yok olduğumdan emin olacağım kadar var olsam
yeter bana

yerininden yurdundan kovulmuş o sözleri verin bana
ruhum mülteci sözlerin demir attığı bir limandır
peşine düşen düşmanlarını boğan denizin kıyısında
musa'sı olmayan bir şiiri de kurtarabilir tanrı

kainatın karanlığında beyaz bir düş bulmaktır
sahip olunmak istenen temiz bir çift sözün üzerine düşen kara gölgene
annenmiş gibi sarılmandır

değiştirmen için şair olmana gerek yok sözünü
insan olman yeterli

öldüğümü kimse fark etmeyecekse
intihar etmiş sayılmam
gözünü üzerimden bir an olsun çevirmeyen
sandalyeye tekme atacağı o günün gelmesini beklemekte
ben iteklediğimde ise haklı olmak zorundayım
yoksa beni öldürecek herkesi öldürmüş olurum
bana hiçlikten başka bir şey veremeyen ölümsüzlüğü ne yapayım

oysa sensizken yürüdüğüm yolların bana
sadece güç vermesi gerekirdi

dünya savaşı

iyi öldüren kazansın

bilim

öğrenme imkanı verilmeyen çoğunluğun üzerinde tahakküm kurmak amacıyla
bir avuç azınlığın aralarında anlaşabilmesi için uydurulmuş absürt bir dildir

Tanrının ölümsüz oluşu
Ölümüne üzülmeme yetmez.

korkmuyoruz
tek derdimiz bizi gerçekte kimin öldürdüğünün bilinmesi
onlara da korkmamalarını öneriyoruz

iyi bir insanın kötü olmasıyla
kötü bir insanın iyi olması
aynı şeydir

iyilere verdiği değişme hakkını
kötülere vermeyeceği için
insanlar değişemez

öldürmek heyecan veriyorsa öldürürsün
kötü olmalarını beklersin
sıkılırsan beklemezsin

tanrı yok
ve ben bu haksızlığın hesabını soramadan öleceğim
fakirliğimden utanıyorum
işe yaramaz bir tanrı yarattım
ona inandım
hayallerimden utanıyorum

ateş yakmayı öğrendik
birbirimize sarılmayı unuttuk

bir insanın vicdanına kalmasaydı hayatımız
tanrı itiraz eder miydi hiç

yasa duygusal olamayacağı gibi
duygusallığa da sebep olamaz

kafanı duvara tosladığında
diyebileceğin tek söz gerçek olmalı

duygusuzluk kadar kadar acıklı ne var
unutulmamasından rahatsız olunmayan