28 Şubat 2021 Pazar

peki peygamber kendisinin peygamber olduğuna nasıl iman etti tanrıyı gördü mü gerçekten sesler mi duydu neye nasıl güvenip peygamber olduğunu açıkladı peygamber tanrıya nasıl güvendi ve ona iman etti tanrı ile peygamber arasındaki bu güven tesis edilirken hangi duyu organları aktif olarak görev yaptı bugün gördüm duydum temas ettim dediğiniz an peygamberlik iddianız olmasa bile soluğu tımarhanede alırsınız en eksantirik ilaçlarla teşrifi mesaide bulunur feleğinizi şaşarsınız bunu size bilim yapar bir insanın peygamber olduğuna inanması büründüğü ruh haline güvenip peygamber olduğunu açıklaması toplum düzeninin tam aksi yönünde görüşler bildirerek kendini hedef haline getirmesi hangi duygu böyle çılgınca güven verebilir bir insana bu durumda eğer peygamber doğru söylüyorsa söyledikleri bilim ile çelişemez de bilim papatyada durmayan kelebek gibi öksürüğe iyi gelen ilaç diye sigara satan doktor çıktı bu bilim dünyasından kime güveneceğiz bilimin yanlışlanabilir olması bilimi güvenilir yapmaya yeter mi o zaman din değişmez gelişmez uyum sağlayamaz bir kalıba girerek stratejik bir hata yapmıştır diyebilir miyiz yada gerçekten öyle mi din nereye kadar esner nerede kırılır hayat nehrinde hep akıntıya karşı mı gider tanrı bilim düşmanı mıdır din ile bilim arasındaki bu güvensizliğin nedeni bilim başlığı altında birbirinin tam tersi olan ancak aynı anda gerçeği ve doğruyu temsil eden kanunların olması mıdır bilimin fırıldak olmasına rağmen kredisi neredeyse sonsuz ancak din hayat akıp giderken sabit kalmak zorunda olduğu için tekinsiz dini bilimin yanar dönerliğine ayak uyduramayız mı deniliyor her şeyi bilimle açıklamaya çalışırken işin içine dini sokmaya çalışırsak sıkıntı mı çıkar göreceli haller karşısında din güvenilmeyecek kadar yetersiz midir

26 Şubat 2021 Cuma

kimseler yokken en işlek yerlerinde astım kendimi en ıssız yerlerinde tüm hayaletlerini toplayıp cenazemi de kaldırdım ne olacak nasıl olacak herkesin yanımda olduğu bir yanlızlık mı hiç kimsesiz kalmanın uğultulu kalabalığı mı tanrı varsa ben hesaplaşmak istemiyorum sadece unutmak istiyorum
türkler yahudilerin kuduzlaşmayı becerememiş saftirik koludur sağmaldır ekmeklidir akıllısını almanlar salağını ruslar öldürür solcu olanını ruslar sağcı olanını almanlar sömürür atatürk neden böyle söylemiş anlayan var mı

25 Şubat 2021 Perşembe

derleme videosunu bir saattir dinliyorum fetö her yeri şöyle ele geçirdi sarmaşık gibi sardı böyle kapladı 30 yıldır aramızdalar hala her yerdeler temizledik masalına inanmayın sonuç başarısız darbe girişimi elli dandik askerle yol kesmelerine izin verildi beş uçakla ülkeyi esir aldılar çokoprens belkide başarılı olmak istemediler yani anlattıklarına göre bu kadroyla isteseler içinden geçerlemişti memleketin bu darbeyi önleyen kişi cumhurbaşkanıdır dedi kapattım orospu çocukları aşağıdan en tepeye kadar tüm makamları işgal etmiş darbeyi her türlü vurmuşken niye ortalığı birbirine kattılar onu söyle zaten ellerinde değil mi ordu hükümet devlet niye darbe yapma ihtiyacı hissetmişler hazır komutan olmuşken ağız tadıyla bi darbe yapalım dedik hükümet bizden çıktı iyi mi diyerek vaz mı geçtiler yoksa veya sıkıldılar 3beş kurban verip işi eğlenceli hale mi getirmek istediler olan yoksa bu 1 sizden 1 bizden tiyatrosu mu bu darbe girşimi falan değil o zaman çizdiği tabloya bakarak ancak kendi aralarındaki bir tatsızlık bir anlaşmazlık şeklinde tanımlanabilir bu durum yüzde 80 90 seviyesinde kardolaşmışsın darbe yapıyorsun ama yapamıyorsun fıssss nasrettin hocanın fil hikayesi mi bu amk daha çok çingen kavgasına benziyor asıl dayağı yiyen kim onu söyle bu orospu çocuklarının yaşadığı sürtüşme doğal görünmüyor sen bu darbeyi cumhurbaşkanı önledi dersen artık ne sikim bir darbeyse ben de bu tiyatroyu cumhurbaşkanı başlattı derim artık kimin köpeğiyse irandaki gibi oluyordu olacaktı desek ulan yurta sulh cihanda sulh diyerek sapık dinci bir pisliği uçaktan indirip devletin başına nasıl geçireceksin yoksa çoktan geçti mi avrupanın en son isteyeceği şey şeriatı dümen yapan sahtekarların kurduğu bir devletle sınır olmak olmaz mı belkide bu modeline razı olmuşlardır son bir darbeyle en azından girişimiyle darbeler devrine son verildi he olm ne yaptınız lan ülkenin askerine yavşaklara mı kiraladınız orduyu sağa sola mı saldırtacaksınız yine

22 Şubat 2021 Pazartesi

 

bu soru eğer bilinç tesadüfen oluşmuş olabilir mi şeklinde sorulmuş olsaydı insanın da evrenin bir parçası olduğunu hesaba katarak daha farklı noktalara değinen görüşler dile getirilebilirdi şu bilim müptezeli götün bahsettiği yapay et televizyona çıkıp bir açıklama yaparsa en azından pek çok şey aydınlığa kavuşurdu peki ya o et parçası aslında bir şeyler söylüyorsa kendi bilinç düzeyinde ortam koşulları uygun olduğunda bünyesindeki yapı taşları bir araya gelerek birilerine bir şeyler fısıldıyorsa görüntüsüyle titreşimiyle diğer bilmediğimiz özellikleriyle insan bilincinin algısını sikine takmadan kendince bir iletişim kurma becerisine sahipse onu anlayan birileri varsa onu bilinçsiz ilan etmek bize kendimizi iyi hissettirir mi belkide tercihlerini hiç değiştirmeyen zerreciklerinin bu tutumları sayesinde insan onları sınıflandırabiliyordur teoriler formüller üretebiliyordur tepkime dediğimiz şey belkide onların bilinçli bir şekilde bağ kurma isteğidir aynı şekilde tepkimeye girmeme de kurallara sadık kalamanın bir sonucudur maddenin ve bileşenlerinin sergilediği davranışların öngörülebilir olduğu kabulü hiç değişmeyeceği varsayılan yasalara uyumu sayesinde simülasyon çalışmaları yapılıyor bunun neresi kaotik kaos siz gözlemci konumuna geçtiğinizde mi yaşanıyor belkide insan dışındaki her şey her an birbirini bilmediğimiz bir boyutta kesintisiz gözlemliyordur hiçbiri birbirini yok sayamadığı en başta belirlenen kanunun dışına çıkamadıkları için özgür irade kavramının varlıklarında tecelli etmesi mümkün olmuyordur kimi ilk anki gibi isteyerek kimi istemese de ilk anki gibi varoluş tanımlarında ne varsa gereğini yapıyordur yok sayma inkar etme kabul etmeme fikir değiştirme hakkına sahip insan bu olguyu gözlemlemek istediğindeyse irade simyasının bunu tanımlama noktasında tıkandığını görüyordur insan dışında bu durumu anormal sıradışı hayret verici gören kimse olmadığını söyleyebilirim tanrı zar atmamış gibi duruyor değil mi insanı hesaba katmazsanız öyle bu da özgür irade son olarak yok var edilmek için yaratılmış olabilir mi diyelim ve bunu peki tanrıyı kim yarattı onun bilinci nereden geldi nasıl oluştu ile bitirelim soruların çoğunun sadece insan için cevapsız olduğunu kabul ediyorum yediğim patates içtiğim şarap çaktığım çivi ve bunları hatta insanı dahi oluşturan madde sahip oldukları bilinç düzeyi ile bu tip gereksiz sorunlarla uğraşmayacak kadar rahatlar insan özgür iradesi nedeniyle mi tek olan bilinçten ayrılmıştır yoksa tek olan bilinçten ayrıldığı için mi özgür iradeye sahiptir ve algısı kısıtlı hale gelmiştir düşünmek ve araştırmak gerek veya kesin cevaplar için ölmeyi bekleyebilir beklemeyenler de umarım güzel cevaplar bulmuşlardır

20 Şubat 2021 Cumartesi

aklıma gelmişken unutmadan yazayım şimdi adem öldükten onbin yıl sonrasını düşünüyorum böyle ormanın içinde diğer canlılardan ayrılmış bir insan topluluğu var alet edevat yapmışlar evleri var evleninin ertafına duvar örmüşler konuştukları dil her geçen gün gelişiyor yazı resim ilerliyor ateş yakmayı yemek yapmayı öğrenmişler hatta bir akşam meraklı çocuklar topluluğun en yaşlısına soruyorlar bize adem babamızı anlatsa bakın başlıkta dönen tartışmanın kaynağını söylüyorum size adem hakkında konuşmaya başlayacak yaşlı insan ne anlatacak bir şey bilmiyorum diyemez saygınlığını yitirebilir çok biliyormuş gibi yaparak buradan bir şeyler ütebilir veya her şeyi doğru anlatabilecek bir silsileden geliyordur bu ihtiyar habilin mi yoksa kabilin mi soyundan geliyor karısına söz geçiremeyen ihtiyar soruya ne cevap vereceğini düşünürken meraklı çocuklar av hayvanını iştahla yiyorlardı hepsini başından def etmek istediği sırada gözü etlerinden sıyrılmış kaburga kemiklerine takıldı kabilenin tüm kadın ve erkekleri bir aradayken ayağa kalktı ve size gerçeği anlatma zamanı geldi bu adem babamızın yani hepimizi yaratanın hikayesidir kaburgadan girdi köprücük kemiğinden çıktı aynı ekilde eşiyle sorun yaşayan diğer erkeklerin hoşuna gidecek bir palavra sıktı saftirik kadınların da madem öyle peki demesiyle birlikte din patates oldu bu şekilde dünyanın pek çok yerinde pek çok ihtiyarın meraklı çocuklara cevap vermek zorunda kaldığını hayal ediyorum bir hikaye öne çıkmış topraktan sudan çamurdan yaratılma hikayesi bütün bunlar olurken tanrı izliyor doğru tahminlerde bulunanların içlerini huzurla doldurduğuna eminim bu hikayeyi duyan çocuklar çamurdan bir insan heykeli yapıyor ve başlıyorlar beklemeye tık yok bugün koca koca profesörlerin hala bu işle uğraşıyor olmaları komik değil mi neyse çocuklar çağırıyorlar ihtiyarı işte çamur işte adem hani niye ayağa kalmıyor niye bizimle konuşmuyor dede ters köşe içinden lan bunlar dünyanın ilk atayizleri mi yoksa diyor içinden soğuk soğuk terlerken serin bir rüzgar esiyor ihtiyar patlatıyor cevabı tanrı ona üfürmeden olmaz çocuklar yaz var kış var esiyor esmesine de can veren hangi rüzgar çocuklar büyür ihtiyar artık ölüme çok yakındır başında toplananlara tanrının nefesi ademin düşünmeye başlamasıdır düşündükleri arasında doğruyu bulmasına yardım eden vicdanıdır diyor ve eşhedü gibi bizim durumumuz elimizde bulunan kitapları hesaba katarsak biraz farklı olabilir fakat temelde sorun hiç değişmedi diyebilirim geçmişte de kitaplar sayfalar varmış ama bugünkü kadar herkese açık olmadığı ortada bence o onu dedi bu bunu dedi de kalma elindeki tüm verileri tekrar tekrar gözden geçir sen ne diyorsun onu söyle
istiyorsunuz ki tanrı kürsüye çıksın size bilim adına ne varsa tane tane anlatsın aslında bunu yapıyor zaten kendi dilinde doğayla olup biten her şey ile ama yok siz kara tahtanın başında bir hoca gibi dikilsin diye bekliyorsunuz ben bu söylediğiniz şeyin gerçekleşeceğine inananlardanım ancak hayır tam olarak herkesin beklediği gibi olmayacak ve eminim çok az insan dışında keşke bugün gelmeseydi denilecek insan çevresinde olup biteni rakamlarla harflerle sembollerle bir dil oluşturarak yazıya döküyor bundan ötesi yok tanrı elçileri dahil hiç himseye cübbesini giyip bizzat tek bir harf tek bir kelime öğretmemiştir ancak iletişim kurma noktasında insana doğru yolda olduğunu hissettirmiştir bu da bir öğretme şeklidir evet kendine özgüdür bu bağlamda tanrının okulu laboratuvarı her yerdir algıladığımız her şey onun dersinde bir araç gereçtir evrim de dahil geçmişe dair her konu hakkındaki bilgiyi araştırarak öğrenir bilgiyi aktararak gelişmesini sağlarız tanrı konuşmaz ancak eseri her an konuşmaktadır bilim bugün ak dediğine yarın kara diyebiliyor bu süreçte bilimin ekmeğini yiyenlere laf yok formüller kuramlar değiştiğimde hiçbir şey olmamış gibi yapılıyor ama din bir kere tahrif oldu mu tamamdır dinci pisliklerin elinde sonsuza kadar oyuncaktır kendini güncelleyemez değişime ayak uyduramaz alnındaki lekeyi temizleyemez o artık hep yalandır alçak bir zümrenin tahakküm kurma aracı olarak kalır öyle mi ne kadar da sığ bir yaklaşım adem hakkında tanrı bir şey söylememiştir bir şeylerin ters gittiğini daha iyi olması gerektiğini söyleyen canlının ismidir adem adem hakkında bildiklerimiz yine kendi gibi düşünmeye başlayan canlıların aktardıklarıdır adem belkide kendine ilk isim koyan hayvandır belkide hayatı aydınlanmasına vesile olduğu insanlara isim koymakla geçti adem etrafına bakıp topraktan yaratıldığını fark eden ilk insandır bu doğru tahmini tanrı tarafından onaylanıp ayet olmuşsa binlerce yıl sonra bilim tarafından doğrulanma safhasına gelmişse bunun hikayesi adem ilk insandır şeklinde dilden dile aktarılmışsa bir süre sonra bu basit olgunun şarlatanlar tarafından istismar edilmesinden bana ne biri kadına zorbalık etmek için kaburga masalını uydurmuşsa ademin tanrı tarafından onaylanmış dinine bakarak kendi nefsine göre çakma bir din meydana getirmişse olmaması gerekeni olması gerekenmiş gibi söyleyenden bana ne aklım var fikrim var ben ademin soyundanım herkes hayvan gibi yaşarken ben insan olmayı düşünmüşüm tanrının çıkıp bakın mevzu şöyle şöyle oldu böyle böyle yaptım demesine gerek yok olay insanlar arasında bugüne kadar nasıl aktarıldıysa hangi kelimeler kullanıldıysa tanrı elçilerine bunlardan hangisin doğru ve yeterli olacağını kavratır ilk insan ademdir denildiğinde senin kafan basmıyor veya işine öyle geliyorsa çamura insan şekli verdirir sonra göbeğine bir hortum bağlayıp üflersin bana ne dincinin hurafe uydurmasından bilimcinin hepsi benim kimseye vermem demesinden bana ne içine düştüğünüz çıkmazın içinde debelenip durun bunları size söylemiyorum en başta kendime ve duymak isteyenlere söylüyorum söylediklerim zaten ortada duymak isteyen ben söylemesem de duyar ve hatta görür neyse şunları bir yere not edeyim öğreneceğim yeni şeylerle yazıyı belki ileride zenginleştiririm
epeydir kuran nasıl yazıldı konusu zihnimi meşgul ediyor bana güven veren bazı ilahiyatçı ve yazarların anlattıkları ve kitabı birkaç kez farklı çevirilerinden okumuş olmam dışında vahyin simülasyonunu düşünebileceğim başka bir şey yok bahsedeceklerim bu konuya kafa yormuş pek çok kişi tarafından daha önce söylenmiş olabilir hatta kesin söylenmiştir şimdi bu başlık altında biraz toparlayarak dile getireyim gerçekten de "bunlar zaten kuranda yazıyor" olamaz mı yazıyorsa bu nasıl olabilir sorularının cevabı bence önemli benim düşünerek ulaştığım tanımlar arasında vahyin elçinin yaşadığı çok yoğun ve tarifsiz bir his olması var yani bugüne kadar hiç görülmemiş bir varlık görme veya bir ses duyma değil elçiler bu yüksek bilinç düzeyini anlatmak durumunda kaldıklarında duydum gördüm demişler ise başka bir yol bulamadıkları için olabilir vahyin tamamen elçide başlayıp elçide bittiğini düşünüyorum kalemin insan hayatına girmesiyle birlikte yazılmaya başlanan bir kitabın gerekli bilginin kesintisiz aktarımıyla son elçi ile tamamlanması olarak görüyorum kitap yazılırken çok az kişinin bildiği kaynaklardan yararlanılmış olmalı son elçiye geçmiş medeniyetlerin toplumsal yapılarını açıklayan metinler dönemin elçilerinin sorunlara nasıl çözümler ürettiği ve tahminimden çok daha fazlası kim bilir belkide bu kaynaklar esrarengiz kazılarla ortaya çıkarılıyordur elçi elçi olduğunu açıkça söyleyebilecek bilinç düzeyine erişene kadar bir yandan bu bilgilere ulaşmak diğer yandan yaşadığı toplumu analiz ekmek durumundaydı ne zaman şartlar istenilen noktaya geldi tanrı elçilik hissini harekete geçirdi elçi yazmaya başladı daha önce yazdıklarını dile getirmeye başladı tanrı bu söylediğin benim sözüm bu sözü ayet ilan ediyorum açıkla hissini verene kadar elçi sürekli düşündü ve yazdı yakın çevresinden tut sokataki tanımadığı birine kadar etkileşimi hiç koparmadan kendisine ulaşan güvenilir tarihi bilgileri de sürekli hesaba katarak sürekli yazdı ve tanrıdan hangisinin ayet olduğunu kendisine o müthiş duyguyla bildirmesini bekledi herhangi birinize soruyorum tanrı olsaydınız geçmişte bir karşılığı olan o günün koşullarına hitap eden gelecekte yaşanılacak gelişmelerle uyumlu olacak sözü mü ayet ilan edersiniz yoksa sözün güçünü delilerin insafına mı bırakırsınız kitabını korumak isteyen bir tanrı son haline getirdiği eserinde birden fazla doğru anlamı olan sözleri cümleleri seçerek vahyin zaman karşısında eriyip gitmesine engel olur şimdi stabil hayatlarına bakarak şu şu ayetin hükmü geçmiştir bu bu ayet önemini yitirmiştir diyenler sanmasınlar ki dünya kendileri öldükten sonra hiç değişmeyecek gelecek nesillerin hangi koşullarda yaşayacağını kim bilebilir kırk yıl krallar gibi yaşayanlar kanalizasyon borularında linç edildi içeriğinde geçmiş medeniyetlere dair iz bulunması normal çünkü kitap bu haline gelirken o yollardan geçti bazı bilimsel gelişmelere atıf yapılmış olması da normal çünkü editör için zaman kavramı diye bir şey söz konusu değil bilgiyi tekelinde bulundurmak isteyen güruh ile din sömürüsünden geçinenlerin ortak paydasıdır bu tanrıya inanıyorsan bilimi bilimin peşinden gidiyorsan tanrıyı unut sizi gibi tatlı su kurnazları sizi işiniz gücünüz laf oyunuyla cambazluk bir kölenin okuduğu ezanla insanların sapık dincilere köle olmaya çağırılması ne acı bilim aşıklarının dünyanın sorunları dururken ölü gezegenlerde hayat araması ne büyük aldatmaca başlıkta yazmadığı halde bunlar kuranda yazıyor diyenlere de ayrıca yazıklar olsun

18 Şubat 2021 Perşembe

intihar ettiği yerde 4 yıl önce fotoğrafını kimin çektiği merak konusu kamp kurduğu yer ile duygusal bir bağ mı kurmuştu neden orayı seçti ben bu eziyeti hak edecek ne yaptım buna neden katlanıyorum sorusuna doyurucu bir cevap bulamayan aslında hayatına değil yalnızlığına son verir hastane ortamının üstesinden gelebilecek kadar güçlüymüş ama değmez demiş kimseyi sorumlu tutmadığı açıklanan mektubunda sanki birini korumaya çalışmış

17 Şubat 2021 Çarşamba

kuduz israilin finalde podyuma çıkarıp vitrine koyduğu ardından yargılayıp idam cezası verdiği ve cesedini yaktığı nazi ikinci dünya savaşı öldür yak mottosuyla başlayıp bitmiş sanki vaad edilmiş topraklarda ölüme mahkum edilen tek kişi gözlerinden ateş çıkarttıran karizmatik bir alman subayı değil sıradan görünen sıradan yaşayan ama sıradan olmayacak kadar sıradan biri bu memuru sıradışı yapan tek özelliği sıradanlaşan yahudileri öldürmüş olması eğer gerçekten idam edildiyse yakalanışından son ana kadar tavrı hiç değişmemiş hitler sanki sadakatinden şüphe duyduğu bu görevliyi araştırmaları için gestaponun en acımasız en akıllı subaylarını bir hışımla göndermiş memurumuzda ilk günkü gibi sorgulamadan sadece işini yaptığını söylemiş kim bilir belkide fırına gitmemenin tek yolu fırına göndermekti diyordu içinden bu nedenle berlin düşene kadar canlı kalarak istikrarlı bir şekilde mesaisini sürdürebildi hatta ilginç bir şekilde tüm godoman nazilerin ölmüş olmasına rağmen bu sıradan vatandaş eline sefer tası alıp bir onbeş sene daha normal normal yaşamıştır kuduz israilin kuduzlaşan yahudi vatandaşları intikam ateşiyle yanmanın yanında işlerini aynı bu sıradan memur gibi sıradan bir iş yaparmış gibi yapmalılardı sınırlarını sürekli genişletmeyi hedefleyen bir terör devleti için bu sıradışı adamdan daha iyi bir örnek bulunamazdı ayrıca insanlığın binlerce yıllık kötülük tarihinde hep var olan bu tipin günümüz şartlarına göre tanımı güncellenmeli ve literatüre girmeliydi milyonlarca insanımızı bu katilin sıradışı kayıtsızlığı öldürdü yaşamak istiyorsak öldürürken en az onun kadar sıradan olmalıyız hadi şimdi sokağa çıkıp bize taş atan çocukların üzerine kurşun yağdıralım

16 Şubat 2021 Salı

sömürü kültüründe işgal ikliminde yetişmeyen her insan doğasında bulunan sosyalizmin karakterini domine etmesine izin verir kaynakları kısıtlı ve aç bir toplumda gelişen insan ise gücün kendisine sağladığı imkanları kolonileşme yolunda kullanmaya meyleder emperyalizmin merkezi ingilteredir amerika ve japonya şube konumundalar ada devletlerinde yaşayan insanların kapitalizme entegrasyonu kolaydı fakat avrupanın göbeğinde yaşayanları özellikle yahudileri buna ikna etmek zordu hele eğitimli ve insani melekelerini geliştirme fırsatı bulmuş olanlarını ingiltere eteğindeki devrim ateşini rusyanın kucağına bilerek attı avrupayı bu tehdit ile arasına soktuktan sonra 1. dünya savaşını çıkardı osmanlıyı parçaladı ve doğal kaynaklarına çöktü ardından bir antlaşmayla 2. dünya savaşının patlak vermesini garantiledi hitler bu savaşa kazanmak için girmedi moskovanın kapısına dayanan alman güçleri rusya karşısında ingilterenin kozuydu ne zaman rusya sosyalist devrim ateşini kapitalizmin çizdiği sınırların dışına çıkarmayacağına ve günü geldiğinde söndüreceğine söz verdi alman ordusu ikmal edilmedi ve rusya desteklenerek yok edilmesi sağlandı bu arada talmud öğretisine karşı çıkan ne kadar yaduhi var hepsi öldürüldü iş yapacak olan kuduz yahudiler sermayeye hizmet için koruma altına alındı daha iyisi artık petrol kaynaklarının göbeğinde kendi terörlerini estirebilecekleri bir devletleri bile vardı çalışan ilk buharlı makinanın karşısında planlanmaya başlayan bu oyun petrol ile son halini alarak hayata geçirilip uygunlanması yaklaşık 250 yıl sürdü mülayimin ayı abbasın yerine silahı kafasına dayayıp tetiği çektiği gibi iblis de sıra insana geldiğinde onun yerine hamle yaptığı bir satranç oyunuydu bu hitler daha iyi bir almanyanın daha iyi bir dünyanın karşısındaki piyonlardan biriydi almanyadan kaçan sosyalist eğilimli yahudilerin kapitalist torunları 2. dünya savaşında sergiledikleri aptallıktan dolayı almanları parasız bırakmıyor diğer tarafta japonlar ve amerikalılar benzer şekilde nemalanıyorlar sanayileşmenin yan etkisi olan sosyalist devrimin avrupa ayağının piç edilmesinde kullanılan figüranlardan biridir hitler

15 Şubat 2021 Pazartesi

filmdeki ana karakterin profesör ve onun duygusuz ruhunu paylaşan diğer isimsiz bilim cellatlarının olduğunu söyleyebilirim profesör hangi üniformayı giyerse giysin hangi ideolojinin tarafında yer alırsa alsın önemsediği tek şey geleceği şekillendirme hususunda kendisine sorumlu tutulmayacağı öldürme yetkisinin verilmesi aksi takdirde kendini çıplak ve amaçsız hissediyor bu hakkın kendisine doğuştan verildiğini düşündüğüne eminim kalıtsal hastalıklar ne şekilde olursa olsun ölüm listesinin başında fikrini insanlık dışı bulanlar yer alıyor gayet sağlıklı insanları bu nedenle öldürmek onun için büyük arzu kaynağı savaştan sonra almanyanın yarısını neden ruslara verildiğini özetliyor film işçi devriminin sanayileşmenin merkezi ingilterede değil de rusyada olmasın bir anlamı olmazdı yoksa almanların sosyalizm kelimesini her duyduklarında midelerinin bulanması gerekiyordu profesör bir komünistin çocuğunu kurtarır ama komünizmin ölü doğmasını sağlar profesör torununu öldürür ama damadının kapitalist olmasını başarır ona öldürmenin gerekli olduğunu kabul ettirene kadar kendi isteğiyle geçmişe dair tüm eserlerini yok ettirir güçsüzü zayıfı yaşatmak için yapılan muhteşem kalelerin sanat denen zırvayla bile kolayca yıkılabildiğini gösterir kendisinden daha iyi bir baba olmasını engeller kızını öldürmesine gerek yoktur çünkü onay vermediği geleceğini bir entrikayla karartmıştır kızının çocuklarımız olacak dediği resimler bu karanlık geleceğin renkli gölgeleridir işte bu nedenle ressamımız tuvalin karşısındaki kadar neşe bulabilir merdivenleri silerken hatta ilk günki gibi sevişebilir karısıyla ancak hasta katili profesörün kısırlaştırdığı o dünyadan çıkamaz ta ki filmin senaristi bir güzellik yapıp bunun aksini söyleyene kadar gerçeğin tutarlı olduğu yalanına inanmanın tek yolu ondan gözlerini kaçırmamaktır filmin son bölümü gözlerini açmak istemeyenler için yeterince güzel filmde sanata dair tek anektot profesör gibilerin öldürmeden yapamayışları ve eksilseler dahi yollarına çoğalarak devam etmeleri kutsanan tek şey cinayet

14 Şubat 2021 Pazar

 

filmin uyarlandığı kitabı yazan karakter ön plana çıkarılmak istenmiş sanki ve bu yüzden diyaloglar dışında kasıtlı bir şekilde özensiz çekilmiş hissi veriyor yönetmenin yazar ile kendini özdeşleştirdiği nokta hakkında tahminler yapılabilir insanlar kimseye dayatmadan cinsel eğilimlerini dilediği gibi belirleyebilir ve yaşar bunu zorbalığa dökerek en uçlarda sürdürenler din maskesi takmış azgın bir güruhtur ilahlaşmanın bir göstergesi olarak orgazmı şiddet ile birleştirenlere karşı çıkmak istenmiş yazar bu kitabı kendisini hapsedenlere karşı bir protesto olarak kaleme almış olabilir belkide ilk eleştirilerini şahit olduğu kötülük toplantılarında yapmaya başlamıştı kendisini davet eden güruhun zevk anlayışını acınası korkakça eğreti bulmuştu çoğu insan tarafından sevilmesinin nedeni de buydu ve kolayca öldürelemedi yönetmen aynı faşist zihniyetin bir tezahürü olarak gördüklerini hedef aldı bunu yazarın kimliği ve eseri üzerinden yaptı ama o kadar şanslı değildi filmdeki enstantaneler günümüzde hala yaşanmaya devam ediyor bunların suç teşkil etmeyecek kadar olanları her yerde izlenebilir asıl sorun bahsettiğim güruhun bunu hala gizli gizli sürdürmesi bu orospu çocukları dünyayı yöneten maskeli ahlak bekçileri acı çekmeden çektirmeden orgazm olamayan zavallılar savaşların yıkımların katliamların alçak sorumluları sodom vurgusu bu nedenle yapılmış gibi duruyor

http://www.krttv.com.tr/gundem/istanbul-zeytinburnu-nda-genc-cift-ekonomik-sikintilardan-h63949.html 

11 Şubat 2021 Perşembe

 

bu kara çocuğun başına bunca kötü iş gelirken kedinin fareyle oynadığı gibi parayla oynayan kuduz yahudiler neredeydi hayallerindeki gibi yetişmesini istedikleri küçük yahudi çocuklarının yürümeye başlar başlamaz okuyup dehşete kapılmalarını sağlayacak olan kitapların içeriğini zenginleştirecek korku hikayelerini organize edip finansmanıyla mı uğraşıyorlardı organize şekilde öldürülen yahudilerin genel profilinin çok dar tutulmasını neye bağlayabiliriz ötekileştirmeyi saç göz ten rengine indirgeyip bırakmak görünüş olarak bizden değil demek çok yavan bir yahudinin sıradan bir insan olduğunu kabul etmesi herkes gibi olmaya çalışması kimleri rahatsız eder bir yahudi bulunduğu ortama uygun şekilde boyanabilir ancak kanı ideolojisi asla aslını inkar edecek şekilde kökten renk değiştiremez kitabı okumadım bu yazıyı da filmi henüz bitirmemişken yazıyorum tıpkı bilinen tarihin belli dönemlerinde olduğu gibi tıpkı kutsal metinlerdeki ilk cinayet hikayesinin ademin şeytanı veya şeytanın ademi öldürmemesi veya farklı olduğu bilinen canlıların birbirini öldürmemesi olduğu gibi bu filmin de kardeş katlini anlatığını hissettim kuduz yahudiler tüm benlikleriyle kendilerini boyayarak hayvan gözüyle baktıkları insanların arasına karışmaya çalışan özbeöz kardeşlerini öldürtmüşlerdir sıkıntı içindeki insanların öfkelerini kusacakları hedef tahtasına sikik ırklarını bozdukları gerekçesiyle kandaşlarını oturtmuşlardır kuduz yahudinin tetikçiliğini yapan başta almanlar olmak üzere katliama katılan diğer uluslar bugün istedikleri refah seviseyine az çok ulaştıklarını düşündükleri için ayrımcılığa karşıymış gibi görünebiliyorlar ben yemiyorum hiç samimi gelmiyor sömürülerini maskelerken ustalaşmışlar hepsi bu ayrıca solak olmayan oyuncu bulamamışlar sanırım