9 Mart 2021 Salı

 

 

 

 

 

kutsal olduğu söylenen ve inanılan metinleri okuyup anlamaya çalışırken
bilim ve felsefeden hatta tüm yazılı kaynaklardan olabildiğince faydalanmak gerekebilir
metafizik alemden bakıldığında bence insanlar ilk etapta ikiye ayrılıyor
vahiy alanlar ve almayanlar
ben vahyin kişinin sadece tanrıya yönelmiş durumdayken
yaşadığı yoğun duygu konsantrasyonu olduğunu düşünüyorum
bu bağlamda ele alınan sözün yaşadığım andan önce söylenmiş olması nedeniyle
sözün geçmişini
söylendiği zamanı
bugününü ve geleceğini
ayrı ayrı ve bir bütün olarak değerlendirmeye çalışıyor
mümkün olan en kapsayıcı anlamı çıkarmaya gayret ediyorum
yararlandığım bilgi şu an sıradan bir insanın kolayca erişebileceği kaynaklarda mevcut
yetkin olduğumu iddia etmiyorum sadece yazıyorum
herkese açık doneler ışığında yapacağım yorumlar entropi yasasına tabidir
daha iyisini düşünene kadar benim kendime yaptığım açıklamalardır
düşünce ve iletişimi sorgulama safhasına taşıyan organik canlıların
ahlak denilen olguyu meydana getirirken başlarından neler geçtiğini düşünüyorum
en ilkel düzeyde doğru yanlış ikilemini başlatan ilk eylem ne olabilir
bu eylem insanımsı yaratıklar arasında bir virüs gibi yayılmış olmalı
her mutasyona uğradığında iyi ve kötü arasında uçurumlar oluşmaya başlamış sanki
bu kör dövüşü ne zamana kadar sürmüş ta ki yaratıcı fikri ortaya çıkana kadar
buraya kadar olan kısma sözün öncesi geçmişi diyorum
bu noktadan sözün söylendiği ana kadar geçen süreyi
sözün kemale erme süresi olarak görüyorum
bu süreç dilin kültürün düşüncenin gelişimiyle ilgili
farklı fikirlerin tanrı inancıyla tartılmaya başladığı günden
bahse konu olan sözün söylendiği güne kadar neler yaşandığını
tüm yaşanılanların nesilden nesile hangi şartlarda nasıl aktarıldığını
elbette tam olarak bilmek mümkün değil ancak tahmin ederek yorum yapılabilir
yaratıcının hiçbir suretle kimseye görünmediği kimseyle konuşmadığı varsayılırsa
gerçeğe en yakın olan ve yeterli olacağına tanrı tarafından karar verilen sözün
vahyettiği kişiler tafından tanrı adına söylenmiş olduğu kabul edilebilir
olup biteni değişmeyen bir tiyato sahnesinde canlandırarak verilen mesaja ulaşamayabiliriz
ben bunun önüne geçmek için sözün söylendiği tarihten yaşadığım şu ana kadar olan zamanda
sahnede yer alan karakterlerin kostümlerini mimiklerini repliklerini kendimce uyarlıyorum
benim izlediğim gösteride kanatlı boynuzlu kuyruklu çatal dilli yaratıklar yok
bu tip çağrışımların kaynağı eserin galasında varsa bile şimdi yok
görünmeyen yaratıcı hariç sahnedeki tüm oyuncular insan gibi görünüyor
hata yapıyor tuzak kuruyor isyan ediyor yoldan çıkıyor karşı geliyor kandırıyor
iyilik yapıyor merhametli oluyor sabır ediyor yardım ediyor doğru söylüyor
fiziksel olarak bundan yüzbinlerce yıl sonra nasıl görünürüz neye benzeriz
bilgi değişmeden aktarılabilir mi bizler nasıl anlatılacağız bir şey söylemek zor
fakat kavramların bu ayarda gideceğini fazla değişmeyeceğini tahmin etmek zor değil
ayrıntılara girip kitap yazacak halim yok
herkes bugüne nasıl geldiğini
bu metinlerin günümüz kültürüyle yazılmadığını düşünebilir
tanrı bize bilmediğimiz bir şey öğretmedi
düşüncelerimizle bilinmeyene yaklaşabileceğimizi öğretti
bize sırlarını açmak zorunda değil
şu haliyle kim insana sırrını verir ki
biz sadece yaklaşıyoruz
en yakın olduğumuz olabileceğimiz anda
biri çıkıyor ve o anı o sözü kayda geçiriyor
bunlar kutsal olduğu söylenen ve inanılan kitaplarda
ana hatlarıyla verilmiş hepsi bu
gerçekte ne olduğunu sadece yaratıcı biliyor
ve bize bilmemiz gerektiği kadarını böyle bir silüet olarak sunuyor
yaratıcı yarattığıyla inatlaşmış mıdır
bahse konu sözden sadece bunu mu anlıyorsunuz
gerçeği size neden söylesin yaratıcı
kendi aramızda gerçekleşen bir diyalog bir betimleme
kafayı kullanan insanlara yeter diyerek yaratıcı tarafından öne çıkarılmış
metafizik alemden bize gelen bir bilgi yok
yazıp çizmemiz bu bilgidir dediğimiz ne varsa hepsi yorum
gerçekle buluşana kadar oyalanıp oyalamamız
tahminde bulunurken yaratıcıyı hafife almamanızı öneririm

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder