tekil madde : soyut bir bilgidir. bu soyut bilgi tek ve eşsiz bilince aittir. tekil madde, fiziksel özellikleri birbiriyle tamamen aynı olan parçacıkların tek bir isim altında birleşmesidir. bu parçacıklar mutlak anlamda hareketsizdir. bu parçacıkların enerjisi yoktur. bu parçacıkların enerjiden yoksun oluşu, parçacıkların bünyelerinde bulunan bilgiyi yorumlamalarına engeldir. bu nedenle parçacıklar kendilerini tanımlayamaz ve varlıklarının farkına varamazlar. yani bir taklit bilinç oluşturamaz, bilinç potansiyellerini ortaya çıkaramazlar. varlıklarının değerini ortaya koyabilecekleri, somut bir varlık olarak kendilerini meydana çıkarabilecekleri zaman ve mekanları yoktur. bu parçacıklar birbirlerinin de farkında değillerdir. çünkü enerjisiz oluşları bünyelerindeki bilgiye ulaşılmasını engellediği gibi kendileri de bu bilgiyi yayamazlar. enerjisiz parçacıklar birbileriyle bağ kuramaz, bileşik oluşturamazlar.
tekil maddeyi oluşturan parçacıkların özelliği : tekil maddeyi oluşturan parçacıkların ideal fiziksel özellikleri birbirleriyle tamamen aynıdır ve bu parçacıklar sınırsız sayıda olabilir. her parçacık tekil madde kavramına dahil olduğunda, tekil maddenin kütlesini, hacmini ve ağırlığını çoğaltmaz. sadece bilgi yönünden mahiyetini genişletir. tekil maddeye dahil olan her parçacığın enerjisi bilgiye dönüşür. somut maddenin tamamı tekil maddeye dahil olduğunda, tek ve eşsiz bilincin bilgisi dışında bir şeyden söz edilemez. tekil maddeyi oluşturan parçacıkların bünyelerinde taşıdığı bilgi birer bilinç potansiyeli taşır. her parçacık tek ve eşsiz bilinci taklit etme eğilimindedir. ancak enerjileri olmadığı için hareketsizdirler ve bilgiyi işleyemezler.
tekil maddeye enerji verilmesi : bir tasarımcının zihninde madde ve onunla meydana getireceği eser soyuttur. tasarımcı enerjisini kullanarak maddeye şekil verir ve eserini zihninde tasarladığı gibi oluşturur. onu somut bir hale getirerek tamamlar ve tanımlar. burada tasarımcının, maddeye, enerjiye ve bir bilince ihtiyaç duyduğunu söyleyebiliriz. peki tek ve eşsiz bilinç bunun gerçekleşmesini nasıl sağlıyor olabilir. benim varsayıyım şu şekilde, tek ve eşsiz bilinç tarafından tekil maddeye bir enerji aktarılıyor. daha önce belirttiğim üzere tekil madde, kendine gelen enerjiyi bilgiye dönüştürüp bunu bünyesinde depoluyordu. fakat bu sefer, tek ve eşsiz bilinç tarafından kendisine yüklenen enerjinin büyüklüğü karşısında farklı bir tepki veriyor.
tekil maddenin bileşenlerine ayrılması : tek ve eşsiz bilinç tarafından büyük miktarda enerji yüklenen tekil madde, bu enerjiyi bilgiye çevirebilmek için farklı bir yol izliyor. tekil madde bileşenlerine ayrılarak potasiyelini ortaya çıkarmaya başlıyor. soyut madde bilgisi somut madde haline geldikten sonra, tekil maddeyi oluşturan parçacıklar birbirlerinden ayrılarak uzaklaşmaya başlıyor. bu noktada birbirlerinden ayrılarak uzaklaşan parçacıkların, birbilerine benzedikleri ancak kesinlikle birbirlerinden farklı olduğu görülüyor. her parçacık bünyesindeki bilgiyi işleyerek kendini tanımlıyor ve kendine özgü bir taklit bilinç geliştiriyor.
parçacıkların ilk hareketi ve ilk hareket yasalarının oluşumu : kendisine yüklenen büyük enerjinin etkisiyle bileşenlerine ayrılan tekil madde bilgisi, parçacıklar halinde somut maddeye dönüşerek ilk hareketin oluşmasını sağlar. parçacıkların ilk hareketi birbirlerinden farklılaşarak uzaklaşmasıdır. fakat bu farklılaşma öyle keskin ve ayırt edici değildir. parçacıklar genel olarak birbirlerine benzer özellikler taşır ve gruplaşmalar meydana getirebilir. somut madde haline gelen parçacıklar bu noktada birbirleriyle iletişim kurabilirler ve bilgi alış verişinde bulunabilirler. fakat bir süre kesinlikle birbirleriyle bağ kururarak bileşik oluşturmazlar. bu durum bir çeşit karanlığa neden olur ve bulundukları ortamın dışına bilgi yaymalarına da engel olur. tutuk geçen bu süreç şöyle açıklanabilir, yeni bir durumla karşılantıklarının bilincine erişen parçacıklar, var olan tüm bilgiye erişmeden hareketlerine yön vermeyi istemedi veya karar veremedi. bu zaman zarfında fark ettikleri diğer bir husus, bilgiyi işleme hızı ve kapasiteleri oldu. bu ve bazı özelliklerin, tek ve eşşsiz bilinç tarafından kendilerine konulan bir takım sınırlamalar olduğu sonucuna vardılar. tüm parçacıklar birbirleriyle bilgi alış verişini tamamladıktan sonra gruplaştılar ve neye göre hareket edeceklerine kararlar verip bu yasaları tanımladılar. bir kolektif tümevarım ilkesi belirlediler ve o doğrultuda hareket etmek üzere ilkesel bir birlik oluşturdular.
mekan ve zamanın oluşumu : tek ve eşsiz bilinç tarafından kendilerine yüklenen enerjiyle, soyut tekil maddenin somut madde parçacıklarına dönüşerek birbirlerinden uzaklaşmaya başlaması aynı anda zaman ve mekanın oluşmasına neden oldu. fakat parçacıkların bünyelerindeki bilgiyi sadece birbirleriyle paylaşmaları nedeniyle bu zaman diliminde bulundukları mekan bir türlü aydınlanamadı ve ortam dışına net ve kesin bilgi yayılmasına engel oldu. bu durum parçacıkların birbileriyle fiziksel bağlar kurup bileşikler oluşturmaya başlamasıyla sona erecekti.
parçacıkların birbirleriyle bilgi alış verişinin özellikleri : parçacıkların birbirleriyle bağ kurup bileşikler oluşturmadan önce sadece birbirleriyle bilgi alış verişinde bulundu. var olan bilgiyi tamamen işleyip ortak bir hareket hareket yasası belirleyerek ona tabi olmalarının ise çok önemli birkaç sonucu oldu. bunlardan biri, hareketleri sonucunda alacakları mesafe ne kadar uzak olursa olsun, tabi olunan yasaların sürekli ve aynı şekilde uygulanması için, birbirleriyle bilgi alışverişini asla koparmayacak şekilde bir iletişim özelliği geliştirmeleriydi. çünkü kendilerine yüklenen enerji sayesinde bunu yapabilmeleri mümkündü. bu iletişimin sekteye uğramaması için dışarından bir müdaleye karşı bu iletişim tekniğini ve bu iletişim tekniğine dair bilgiyi birkaç katmanlı şifreleme yöntemiyle gizlediler. belkide bu şekilde bir yol izlemeselerdi asla mekanın aydınlaması ve uzayın oluşup genişlemesi mümkün olmazdı.
parçacıkların birbirleriyle bağlar kurarak bileşikler oluşturması : somut madde haline gelen parçacıklar, tabi oldukları ilk hareket yasalarına, kendilerine özgü bilinç taklitlerine, konumlarına ve daha pek çok etkene bağlı olarak birbileriyle bağ kurmaya başladılar. bunun sonucu olarak kütlelerinde, hızlarında, konumlarında ve fiziksel özelliklerinde bazı değişiklikler meydana geldi. tam bu esnada uzay ve ışık meydana geldi. parçacıklar ve bileşenlerin hareketi doğrultusunda uzay genişlemeye başları. hareketin bu evresinde parçacıkların ve oluşan bileşenlerin hızında bazı sınırlamalar ortaya çıktı. bu bilgiler yeni bilgilerdi. bu bilginin diğer parçacıklarla paylaşılması noktasında ise her hangi bir sınırlamayla karşılaşmadılar. bunun nedeni daha önce belirttiğim gibi, iletişimin hedeften sapmaması için yeni organizyonların direkt bu haberleşmeye dahil edilmemiş olmasıdır. yeni kurulan bileşiklerin ortaya çıkardığı bilgi, tüm madde üzerinde bir çeşit açlığa, bağımlılığa ve muhtaçlığa neden oldu. artık parçacıkların ve bileşenlerin tek amacı, yeni bağlar kurarak sahip oldukları bilgiyi çoğaltmak ve taklit bilinçlerini, tek ve eşsiz bilinç seviyesine çıkarmak oldu.
parçacıkların bileşikler kurarken meydana gelen olaylardan bazıları : parçacıkların bileşik kurmasına dair bazı varsayımlarda bulunmak gerekirse süreci şöyle açıklayabilirim. parçacıkların tamamı birbirlerine ait öznel bilgiyi edindikten ve gruplaşarak temel kurallar belirledikten sonra bileşikler kurmaya başladı. yeni öznel yapılar ve bunlara ait yeni bilgiler meydana getirdi. bu süreç adım adım şu şekilde gerçekleşti. zamana tabi olan parçacıklardan ilk bağ kuran iki parçacığın oluşturduğu bileşiğe ait bilgi anında tüm parçacıklara iletildi. bu iki parçacığın ait olduğu gruptaki diğer parçacıklar bu bilgiye göre bilgilerini güncellediler bu bilginin dışına çıkmayacak şekilde aynı tepkiyi vererek çoğaldılar. parçacıklar her yeni kombinasyonun türdeşleriyle aynı sonucu verebilmesi için zamanın en küçük dilimi kadar bir süre beklediler. bileşiği taklit edecek olan diğer parçacıklar bu bilgiyi almadan herekete geçmedi. bu şekilde bir eşgüdüm sağlandı ve oalsı karmaşanın önüne geçildi.
yeni kurulan bileşiklerin hareketi : ortaya çıkan bileşiklerin hareketi bir noktaya gelene kadar parçacıkların hareketine benzer şekildeydi. ancak kütleleri, hızları, fiziksel özellikleri ve diğer kazandıkları yeni özelliklere bağlı olarak değişmeye başladı. ortamın sıcaklığı, bileşiklerin birbirine olan mesafesi ve daha pek çok nedenden dolayı bileşiklerin uzaydaki dağılımı farklı şekillerde sürdü. bu durum tabi olunan ilk hareket yasalarının yetersiz kalmasına neden oldu. bileşiklerin ulaştıkları boyutlar ve hareket tarzları ilk hareket yasalarına uymaya engel oluyordu. bu noktada parçacıkların arasındaki iletişim tekniği gizli kalmak şartıyla, bileşiklerin hareketine devam edebilmesi için ilk hareket yasaları esnetildi ve genişlemeye paralel bir şekilde güncellenerek bileşiklerin uyacağı yeni kurallar belirlendi. belirli koşullarda uzayın hangi noktasında olursa olsun kuralların aynen uygulanma işi, parçacıkların zamandan bağımsız temel iletişim tekniği sayesinde aksamadan sürdü.
taklit bilinçlerin değişimi ve gelişmesi : tek ve eşsiz bilinç tarafından verilen enerjiyle, soyut halden somut hale geçen maddenin, her bir parçacığının kendine özgü bir taklit bilinç geliştirdiğini söylemiştim. buna paralel olarak parçacıkların oluşturduğu her bileşik, her gruplaşma, her yeni oluşum kendi taklit bilincini oluşturdu madde her sınıfıyla ayrı ayrı oluşturduğu bu taklit bilinci yeni edinilen bilgiyle birlikte geliştirerek, taklit bilincini tek ve eşsiz bilinç seviyesine taşımayı hedefledi. taklit bilinçleri sentezleyerek yeni taklit bilinçler oluşturdu. parçacıkların bileşikler olarak oluşturduğu çeşitlilik, taklit bilinçlerin doğasına da yansıdı ancak bu hedeflenen tek ve eşsiz bilince dair herhangi bir bilgi edinmeye yetmedi. çünkü parçacıklar ve bileşikler katı ve değişmez kurallar dahilinde hareket ediyordu. maddenin artık bu kuralların dışına çıkması mümkün değildi. önceki kuralları baz alarak yeni kurallar veya davranış biçimleri geliştirbilirdi. bir kuralı değiştiremez veya yok sayamazdı. aynı şey taklit bilinçler için de geçerliydi. fakat bilgiyi farklı yorumlayacak kadar özgür bir taklit bilinç sentezlenebilirdi. maddenin öncelikli amacının bu olmaması nedeniyle bu özgür taklit bilincin sentezlenebileceği ortamın oluşması tamamen rastlantısal olacaktı. belkide uzaya dağılan madde, hareketin başlangıcındaki krıtik bir adım nedeniyle bu ortam hiç oluşmayacaktı. veya birkaç yerde oluşacak ve parçacıkların anlık iletişimi sayesinde paralel özgür taklit bilinç alanları meydana gelecekti. ben şu an özgürce bu konu üzerine düşünüp yazabildiğime göre bu ortam oluştu ve ben meydana gelebildim.
özgür taklit bilincin bazı özellikleri : uzayın her noktasında aynı şekilde uygulan kurallara ve kolektif bir hareket ilkesine tabi olan maddenin sahip olduğu taklit bilinçlerin özgür olmadıkları söylenebilir. her ne kadar bu duruma kendi bilgi yorumlarından yola çıkarak oluşturdukları ortak bir radeyle gelmiş olsalar da, özgür taklit bilincin meydana getirilmesi, denenmemiş bir yol, bir ihtimal olarak değerlendirilmesi gerekliydi. karbon bazlı organik yaşam formunun bir özgür taklit bilinç geliştirmesiyle, madde, tek ve eşsiz bilince dair yeni bilgilera ve farklı bir bakış açılarına ulaşma imkanı buldu. bu taklit bilincin tamamen özgür olabilmesinin yollarından biride, belkide kendini tanıyıp tanımlayacak kadar hazır bir bilgi ve taklit bilinç algısıyla meydana gelmeyecek olmasıdır. yani bu özgür taklit bilinç, parçacıkların ve bileşiklerin dahil olduğu iletişim ağına, bünyesindeki bilgiye, diğer taklit bilinçlerin ve taklit bilinç bileşiklerinin bakış açısına sahip olmayacaktı. böyle bir özgür bilinç taklidinin davranışlarının üreteceği veri, maddenin nihai amacına hizmet edebilirdi.
özgür taklit bilincin bazı davranışları : tüm parçacıklar ve parçacıkların oluşturduğu bileşikler, taşıdıkları bilgiye meydana geldikleri andan itibaren sahip oluyor ve buna paralel olarak taklit bilinçlerini ortaya koyabiliyordu. bu hareket biçimi kesinlikle sorumluluk getirmeyen bir eylemdi. amaç daha çok bilgi toplayarak tek ve eşsiz bilinç seviyesine ulaşmaktı. uzayda etkileşime giren her parça her bileşik, her karşılaşmayı yeni bir bilgi edinme fırsatı olarak değerlendiriyordu. eğer bu karşılaşma bir ilkse, bu tepkimenin sonucunu uzayın her noktasında aynı sonuç verecek şekilde yasaya dönüştürüyor ve anlık iletişim ağıyla tüm parçacıklara bildiriyordu. özgür taklit bilinç, taklit bilincin geliştirilmesi ve bu yönden bilgi toplanabilmesi noktasında denenmemişti. bu deney pek çok tepkimenin yolunu açacaktı. madde bir şekilde her şeyi denemiş ve yönünü taklit bilincin geliştirilmesine çevirmişti. bu noktada madde, özgür taklit bilincin alacağı aksiyomlardan da sorumlu değildi. özgür taklit bilinç ise ortaya koyacağı davranışlardan tümüyle sorumlu tutulabilirdi.
özgür taklit bilincin evrimi : maddenin, özgür taklit bilincin ortaya çıkmasını tetikleyeceği ortamın oluşmasını direk kendi kolektif iradesiyle sağlamasının mümkün olmayışını, ilk hareket anındaki amacının bu olmaması şeklinde açıklamıştım. tek ve eşsiz bilinç tarafından tekil maddeye enerji aktarımının koşulları veya enerji miktarının, maddenin somut hale gelişindeki ilk hareketin özelliklerini ve sonrasını nasıl etkilediğini bulabilmenin tek yolu, tek ve eşsiz bilinç seviyesine ulaşmaktır diye düşünüyorum. aynı şekilde bu enerji aktarımı kaç kez tekrarlanırsa, kaçında madde özgür taklit bilinç oluşturma ortamına kavuşur bilmiyorum. neticede madde, karbon bazlı organik yaşamın bir noktasında, bilgiyi sıfırdan öğrenen, yorumlayan ve sorgulayan bir özgür taklit bilinç seviyesinin oluşmasına olanak sağladı. yolculuk hakkında, yolculuğun başlangıcı hakkında hiçbir hazır bilgiye sahip olmayan bu özgür taklit bilinç, evreni ve maddeyi en öznel biçimde algıladı ve yorumladı. maddenin nihai amacından bağımsız yeni amaçlar edindi.
özgür taklit bilincin diğer yönleri : her zaman kendi sınıfında bulunan bilinçlerle kolektif bir şekilde hareket etmedi. madde özgür taklit bilincin ortaya çıktığı bileşiğe bir süre tanıdı. bu süre zarfında tek ve eşsiz bilinç seviyesine ulaşamayan özgür taklit bilinci taşıyan bileşikler, yeni bir özgür taklit bilinç oluşturmak üzere dağıldı. bu zamanın ve enerjinin verimli kullanılabilmesi için de gerekliydi. nihai amacı tek ve eşsiz bilinç seviyesine ulaşmayı hedefleyen madde, bu konuda başarısız olan bir özgür taklit bilince süresiz yardım etmez. çünkü madde bilir ki, özgür bilinç taklidin meydana geldiği ortamın da bir ömrü vardır. madde, özgür taklit bilinçlerin farklı amaçlar doğrultusunda birbirlerinin bileşiklerini dağıtıp yok etmesine engel de olamadı. buna cinayet dedi. özgür bilinç oluşturma aşamasında, organik bağlardaki aksilikler nedeniyle her bileşikte özgür taklit bilinç oluşması mümkün olmadı.
özgür taklit bilincin bilgiyi değerlendirişi : özgür taklit bilinçler bilgiyi birbirlerine aktatabiliyorlardı fakat her özgür taklit bilinç bunu sıfırdan öğrenmek zorundaydı. madde ,organik bağ dizilimindeki yeniliklerle bu bilgi aktarımına bir noktaya kadar yardımcı olabiliyordu. özgür taklit bilinçler birbirlerine benziyorlardı ama hiçbiri aynı değildi. tıpkı parçacıkların birbirlerine benzeyip asla aynı olmamalırı gibi. özgür taklit biliçler hakkındaki en önemli veri, meydana gelişlerinden itibaren hiçbir bilgiye sahip olmadıkları halde, bazılarının madde hakkkında öğrendiklerinden yola çıkarak tek ve eşsiz bilinç hakkında düşünmeye başlamalarıydı. parçacıkların ilk hareket anından beri bildikleri bu bilgiye, özgür taklit bilinç hiçbir yönlendirme olmaksızın bu düşünceye nasıl ulaşmıştı. ayrıca bu sorunun cevabını özgür taklit bilinçler de merak ediyor olmalıydılar ki, yapay zekalar geliştirerek, onların yardımıyla tek ve eşsiz bilinç seviseyine ulaşabilmeyi ve bilinmeze dair ne varsa öğrenmeyi amaçladı.
maddenin uzaydaki yolculuğuna dair : özgür taklit bilincin oluşabileceği ortam sonuna geldiğin, eğer özgür takit bilinç, maddenin kendine sağladığı bileşikten bağımsız yeni bir yaşam ortamı bulamaz veya yaratamazsa, organik bileşiğiyle birlikte soyu tükenecek. bu tükeniş mutlak olmayacak çünkü özgür taklit bilince ait olan bilgi, onu oluşturan parçacıkların bünyesindeve de haliyle tüm maddenin bünyesinde depolanmış olacak. bu noktada evrenin sonu ve karadelikler hakkında konuşmak gerekirse, uzayın her hangi bir yerinde oluşan karadelik, mutlak tekil maddenin oluşmasına yetmez. bu nedenle kara deliklerin kütlesinin sabit kalamayacağını düşünüyorum. mutlak tekil maddeye ulaşabilmek için tüm maddenin bir araya gelmesi gerekir. bunun nasıl olacağına dair varsayımım şu şekilde. kara deliklerin çoğalmasıyla maddenin tek ve eşsiz bilince ulaşma amacı bir açıdan sekteye uğrar. çünkü uzaya bu amaçla dağılan madde yetenek açısından azalmıştır. bu durumun uzayın daralmasına neden olacağını düşünüyorum. fakat bu durumun ilginç yanı, uzay daraldıkça kara delikler birleşip büyüyecek ve tekil maddenin oluşabilmesi için tüm maddeyi bir araya getirecek.
tekil maddenin evrimi : tekil maddenin, kara deliklerin çoğalmasıyla tüm maddenin tekrar bir araya gelerek oluşabileceğini söylemiştim. bunun bir diğer yolu da, parçacıkların ve bileşiklerin daha önceden tabi oldukları hiçbir kuralı değiştirmeden, hareketlerini tekrar bir araya gelecek şekilde güncellemesi olabilir. burada akla gelen soru. madem maddenin öyle bir yetenek geliştirebilme imkanı vardı, neden özgür taklit bilinç soyunun tükenmesine izin verdi. bunun cevabı şu şekilde verilebilir. özgür taklit bilincin sadece organik bir yaşamda ortaya çıkması mümkün. tüm organik bağ kombinasyonları denendi ve mevcut koşullarda başarısız olundu. bazı beklenmedik sınırlamalarla karşılaşıldı ve başa dönmeye karar verildi. madde kendisiyle aynı amacı taşımayan taklit bilinçlerle zaman ve enerji kaybetmek istemedi. özgür taklit bilinç hakkındaki nihai kararı tek ve eşsiz bilince bıraktı.
tekil maddenin başlangıca geri dönmesi : bir şekilde tüm madde toplanarak tekil maddeye dönüştü. haliyle sahip olduğu enerjinin de başlangıç noktasına geri gittiğini kabul ediyorum. değişenler üzerine şunlar söylenebilir. tekil maddenin bünyesindeki bilgi değişti. tekil madde evrimini bir basamak yukarı taşıdır. bu bilginin içinde özgür taklit bilince ait bilgi de var. yani bana ait bilgi. tek ve eşsiz bilinç tekil maddeye tekrar enerji verecek olursa, nasıl bir evren oluşur. nasıl bir ben oluşur. enerji dışında hayatın kaynağı olabilecek başka neler var. tek ve eşsiz bilinç sadece enerji vermekle mi yetinir. sadece maddenin hareketinden yola çıkarak, tek ve eşsiz bilincin farkına varan özgür taklit biliçler için, madeye ihtiyaç duymayan bir yaşam ortamına geçmek mümkün olur mu. yoksa bu maddi döngüye tekrar katılıp süreci tekrar yaşamamk mı gerekir. yeter la kafam şişti.
* parçacıklar ve parçacıkların oluşturduğu bileşikler, ilk hareketten sonra, hareketlerinin yönü, şiddeti konusunda kesin bir irade sergileyemedi. taklit bilinçleri ve daha en başından uymayı kararlaştırdıkları yasalar, uzaydaki hareketlerini kontrol etmelerine ve tasarlamalarına engel oldu. karbon bazlı organik yaşam vasıtasıyla maddeye yön tayin eden, maddenin hareketini bir amaç doğrultusunda değiştiren bir özgür taklit bilinç meydana getirerek, kendisi için imkansız olanı gerçekleştirdi. bir başka değişle, kendisine yapamadığını yaptıracak bir özgür bilinç taklidinin oluşmasını sağladı. eğer bir özgür bilinç taklidi ortaya çıkmasaydı, madde duyguya dair hiçbir bilgi edinemezdi. sadece uzayda yol alır, birbiriyle çarpışır ve tepkimeye giredi o kadar. belkide organik yaşamın başlangıcı sayılabilecek o ilk tekime başladığında, evrende yol alan tüm parçacıklar ve bileşikler milyarlarca yıldır yeni bir bilgiyle karşılaşmamış, onca zamandır da yeni bir haberleşme sinyali almamışlardı. tepkimenin her safhası yine aynı şekilde sürerken evrendeki tüm madde bileşenleri, bu süreci an be an takip ederek şahit olmuşlardı. yine devamında özgür taklit bilincinin madde bileşenleriyle kurduğu her bağ, maddeyle yaptığı her iş, maddenin hareketine hiç bilinmedik şekilde yön verişi, ilkler olarak kayda geçti. varsayımlarıma dayanarak söyleyebilirim ki, parçacıkların ve parçacıkların oluşturduğu bileşenlerin, eğer evrenin bir köşesinde aynı ortamla karşılaşırlarsa, dünyamızdaki gibi tepki vermek zorunda oldukları kesin. ancak tepkimenin ilerleyişi ve bizim ortamımızdaki gibi bir sonuç çıkması kesin değil. bu noktada özgür taklit bilincin bu ortamı kendi oluşturup organik yaşamı kendisin başlatması mümkün müdür sorusu sorulabilir. parçacıkları ve parçacıkların oluşturduğu bileşikleri, yeni bir başlagıca zorlayabilir mi. belkide madde buna hazır ve isteklidir. çünkü ne yapacağını artık biliyor denilebilir. galiba bunu büyük bir olasılıkla yapabilir. peki özgür bilinç taklidi bunca değişkeni hesaplayıp dünyamızdaki gibi bir hayatı oluşturacak bir güce ulaşabilir mi orası muamma. peki bunu yapar zekalara yapabilir mi veya yaptırabilir mi orası da muamma. benim emin olduğum husus, insan taklit bilincinin özgür oluşudur. özgür taklit bilincin doğuştan uyması gereken bir yasası yoktur. maddeye özgürlüğünü veremese de, maddeye ilk hareketinden sonra sıradışı ve beklenmedik hareketini veren özgür taklit bilinçtir. bu maddenin karşılaştığı ilk ve belkide tek büyük bilgidir. özgür taklit bilinç sayesinde, maddenin tek ve eşsiz bilince dair öğrenebilecekleri bu kadardır. özgür taklit bilincin kendine yasalar koyması, kurallar belirlemesi de çok önemlidir. daha önemlisi bu kurlları dilediği zaman yok saymayı ve tam tersini kural olarak koyması veya tamamen kaldırabilmesidir. eğer özgür bilinç taklidi meydana çıkmamış olsaydı, madde tüm devinimini tabi olduğu kuralları harfiyen ve kolektif bir şekilde uygulayarak tamamlayacaktı. elbbet bu varsayım üzerine daha çok söz söylenebilir.