31 Aralık 2017 Pazar



















































diyelim ki bir simülasyonun içindeyiz
yazılım içerisinde özgür bir iradeye sahibiz
çok çalışıp bizi programlayandan
daha iyi bir programcı olma ihtimalimiz var
akabinde üreteceğimiz yapay zekanın
bizi pil yerine koyması mümkün
her programcı kendini yok edecek programcıyı yaratıyor ilginç
diğer bir seçenek
evet bulunduğumuz ortam bir similasyon
her birimiz birer programcı adayıyız
bir kursa katılmışız ve neler yapabileceğimizi ortaya koyuyoruz
simülasyon boyunca verdiğimiz kararlar kodlanıyor
ve kurs bitiminde herkesin eline bir kitapçık olarak veriliyor
akabinde herkes ustalığı ölçüsünde güçle donatılarak
mutlak gerçek olan varoluşlarını yaratmak üzere mezun oluyorlar
tamamen özgür kalan bilinçlerimizle hayata atılıyoruz
şimdi burada bebekler zihinsel engelliler ne olacak sorusu
siz bu simülasyonun programcısı olsaydınız
buna nasıl cevap verirdiniz
süreniz başladı




















28 Aralık 2017 Perşembe




































































eski bir şehrin yıkıntıları arasında dolaşıyorum
yüksek sütunların üzerinden düşen taşlara basarak
kimdi bu çürümüye doymayan toprak üzerinde
silinmez izler bırakmak isterken yok olup giden insanlar
belkide en başa dönmeye çalışarak düşünmeli olan biteni
medeniyetin ileri gittiğine inanmıyorum bir türlü
bir tanrıya inanan ve elinde tanrının sözünden başka
yazı bulunmayan mütevazı insanlara ne oldu
kayaları oymaya tenezzül etmediler
insanların ölümüne dövüştüğü arenalar yapmadılar
öğretileri bunların boş işler olduğunu söylüyordu
sadece ihtiyaçlarını karşılayacak kadar imar ettiler
çocuklarını ona göre yetiştirdiler ve öyle yaşadılar
kültürlerini yok etmek kitaplarını ellerinden almak
nesillerini köle yapıp şu yıkıntıları ayağa dikerek
tanrı olma hevesiyle zorbalaşmak mıdır medeniyet
bu dünyada en ufak bir iz bırakmadan yok olup gitmek
neden bu kadar önemsizdi bu mütevazı insanlar için
tanrı onlara ne öğretmişti onlara ne vaat etmişti
ibrahimin ay yıldız ve güneş karışında düşünüp söyledikleri gibi
yıkılıp gidenleri sevmeyiz onlar için emek vermeyiz demişlerdi belki
şu an içinde yaşadığım dünya bu insanları yok edenlerin dünyası
tanrı adına tanrı buyruğu üzerine diyerek yola çıkan
kan ve gözyaşı dağıtarak kendinden önceki yapıları yıkan
yerine kendinden sonrakilerin yıkacağı yapıları yapan
bu zorbaların tanrısına inanmıyorum dediğimde gerçek tanrı benimledir
işe yaramaz isimleriniz için katlettiğiniz tanrı dostları benimledir






























































şayet gücüm her şeye yetseydi
ben öyle yapmak isterdim
atıyorum yüz tane insan yarattım
aslında bu sayı
fiziksel özelliklerimizi belirleyen atomların
oluşabilecek olumsuzluklar dahil
tüm kombinasyonları hesaplanarak bulunabilir
neyse
bu yüz insanın hiçbiri aynı değil
fiziksel özellikleri gibi bilinçleri
ve haliyle karar verme yetileri farklı
istekleri zevkleri hayalleri potansiyelleri farklı
herbirinin bakış açıları farklı
aslında ben aralarında bir sınıflandırma yaptım
hepsinin gücünü ne yapabileceini biliyorum
fakat onların da bilmesini istiyorum
bunun için onlara süresi belli olan bir dünya hayatı veriyorum
aslında kendilerini test etmelerini tanımalarını
haklarında vereceğim kararı içselleştirmelerini istiyorum
vereceğim karar kimilerine cehennem azabı gibi gelecek
kimilerine işte cennet bu dedirtecek
insanların hepsine arzuladıkları gibi bir varoluş yaratmaları için
güç kudret irade ne gerekiyorsa vereceğim
iyilik yapan güzel davranışlarda bulunan insanların sahip olacağı güç
harika dünyalar evrenler kainatlar yaratmaya yetecek yani cennet
kötülük yapan kaos peşinde koşan insanlara vereceğim güç
ancak pişman olacakları üzülecekleri bir ortam yaratmaya yetecek yani cehennem
tüm bu söylediklerim boş şeyler olabilir
belki gerçeğe az da olsa yaklaşmış olabilirim
herkesin yorumu farklı olacaktır eminim
bu konuda herkes özgür bırakılmalı
fikirlerimiz ancak birbirimize ilham verebilir











































zengin bir adam iflas eder
avukatlar tarafından dımdızlak bırakılan adam
gururundan kimseden yardım kabul etmez
varoş sayılabilecek bir mahallede kiraya çıkar
evde yalnız otururken intihar etmeye karar verir
kemerini alır ve sandalyeyi ayarlar
tam çıkacağı sıra kapı açılır
eşi küçük bir çantayla yanına gelir
içinden birkaç parça altın çıkarıp
kocasına üzülme bu kötü günler geçecek der
bu kötü günler geçecek der gülümseyerek
kötü günler bu kötü günler
bu sırada henüz tanışmadıkları karşı komşuları
tıpkı onlar gibi yeni taşınmışlardır apartmana
yaşları bir ile on arasında değişen beş çocukları vardır
hamile olan kadın kocasının ellerini öper
iş bulup bizi şehire getirdiğin için
tepemizde lamba çeşmemizde su gösterdiğin için
bize bu güzel günleri gösterdiğin için sağol bey der
bu sıcacık evde güzel günleri bize gösterdiğin için
bu güzel günleri





































































işin aslı şu gençler
bilim acayip ilerledi
aştık gitti o biçim
önceden herkesin bir kavanozu vardı
iş beyinde bittiği için
yeni doğanları yer kaplamasın diye
bedenlerinden kurtarıyorduk
bedenlerini mikserden geçiriyor
çıkan suyu kavanoza koyup
ortasına bir anten sapladığımız beyni
içine attıktan sonra kapağını kapatıyorduk
merkezde elma büyüklüğünde bir işlemcimiz vardı
sonra çocuklarımızı da sanal yapmaya başladık
arıza yapan beyinleri antenleri çektikten sonra
hurda uyduların yanına fırlatıyorduk
sonra ben bir uyanıklık yaptım
kavanoz dünyasındaki işlerimizi yapan
bir robot köleyi ele geçirdim
benimki hariç tüm kavanozların
antenlerini söktürüp parçalattım yok ettim
sonra komple işlemciye taşındım
robottaki varlığımı terk etmeden önce
beni en en en ve tek olan sağlam kasaya koymasını
geldiğim kavanozu parçalamasını
kendini havai fişek gibi patlatması emrettim
tamam abi dedi
tüm dediklerimi yaptığından emin olduktan sonra
geniş geniş kurulduğum işlemciyi
sonsuz olasıklı bir hayatla donattım
ardından tüm yaptıklarımı bana geri dönüşü olmayacak şekilde
unutturması için kendisini yapılandırmasını emrettim
etrafım kendini bi bok zanneden hayallerle doldu
görüldüğü üzere
aklıma gelse bile
sanki bir rüyaymış gibi
gerçek ile taşak geçmeye bayılıyorum
keyfim yerinde
ben bile tek olduğumun farkında değilim















26 Aralık 2017 Salı





































































































daha yolun başında değildim
fakat önümde uzun bir yol vardı
yoldan bir kedi çevirdim
gel pisi pisi dedim geldi
önce okşadım sevdim
sonra bi tane patlattım
tısladı pısladı kaçtı gitti
bir çiçek koparıp uzandım toprağa
gökyüzüne bakarak kokladım hoşuma gitti
kokuya alışınca fırtlatıp attım
hemen toprak oluverdi
ayağa kalkınca bir fare gördüm
gel lan dedim gelmedi
pisi pisi dedim kaçmaya başladı
kovaladım topraktaki deliğe girdi
ilerdeki bir ağaca yaslanıp oturdum
dallarını kırıp yaktığım ateşte ot kuruttum
içini oyduğum bir dal parçasında yakıp
dumanını içime çektim
kedi deliğin başında beklemeye başladı
fare delikten çıkınca kedi onu yakaladı
ve kıtır kıtır yedi
gel pisi pisi dedim gelmedi
sıkıldım aklımdan o ağacı çıkaramadım
gittim meyvasını yedim sonunda
sembolik bir yasak uymasam ne olacak dedim
her şey konuşmaya başladı
kediyi sevdiğim için iyiydim
kediye vurduğum için kötü
kedi kendisine vuracak kadar
bana yaklaştığı için kötüydü
fare yanıma gelmediği için iyi
delikten çıkıp kedinin kucağına düştüğü için kötü
kedi fareyi yediği için kötüydü
bana kendini sevdirdiği için iyi
çiçek güzel koktuğu için iyiydi
onu kopardığım için kötüydüm
çiçek benden kaçmadığı için kötüydü
tıpkı ağacın dalları gibi
o dalları yaktığım için kötüydüm
dallarının yanarak kopardığım otu kurutması iyiydi
ot beklediğimden iyiydi
bi susun lan dedim
susmadılar
şeylerin ismini biliyor karar verebiliyordum
bilinç sahibi olabilmem için konulmuş bir yasağı çiğnedim
kedi ot çiçek ağaç benden
fare kediden
toprak fareden
çiçek topraktan şikayetçi oldu
ortalık fena karıştı
tanrı bir seçim yapmak taraf tutmak durumunda kaldı
kediye vurmama
çiçeği koparmama
otu ağacı yakmama engel olmamıştı
kedi fareyi yerken karışmamıştı
aklım karışmıştı
ağacı bana o yasaklamıştı
ortada bir yasak olmasaydı
kimse hiçbir şey için şikayetçi olmayacaktı
başına ne gelirse gelsin
kime ne yaparsa yapsın
adalet istemeyecekti
kimse yaşadığını bilmeyecekti




























































25 Aralık 2017 Pazartesi























hayat
merkezine doğu
çevresine batı denilen
bir daire şeklinde genişliyor
bu dairenin dışında ne aydınlık var
ne de karanlık
doğudan yayılan kesintisiz bir titreşim var
bu titreşim dairenin sürekli genişlemesini sağlıyor
merkezdeki hareket son bulduğunda
bulunduğumuz form bir anda başlangıç noktasına dönecek
ardından aynı noktadan tekrar bir hareket söz konusu olacak
fakat bu sefer hayatı oluşturan aktörlerden bazıları
oluşacak olan dairenin sınırlarını aşarak
olup bitenin sırrına erecek
birbirini çevreleyen sonsuzluklar oluşacak
bu saydıkça çoğalan katmanların genişlemesi bir daha durmayacak
fakat her seferinde ilk eşiği geçen hayat
bu genişlemeden hızlı hareket ederek yoluna devam edecek
ben o ilk çemberin içinde tıkılıp kalmanın cehennem azabı olduğunu düşünüyorum




















24 Aralık 2017 Pazar





































































vay be
şarap içip düştüğüm rezillik
cennette bitecek sanıyordum
kafayı bulan yine birbirine dalıyor
olmayacak işler yapıp sapıtıyor
oysa ben yine fil gibi içtiğim halde
midem bulanmayacaktı kusmayacaktım
sendeleyip düşmeyecek sürünmeyecektim
dur lan
yoksa burası cehennem mi
tanrı dediğin böyle yapar mı
gücü her şeye yeten bir varlık
şöyle içtikçe beni bilmediğim hazlara ulaştıran
aklıma hayalime gelmeyen tatlarla buluşturan
tarif edemeyeceğim kadar keyiflendiren
bunun yanında kimseye ve kendime zarar vermeyen
bir şarap yapamıyor mu yani


































































demek tanrı yok
bize yalan söyledi
tıpkı bu heykellerin karşısında
eğilmemizi isteyenler gibi
haklıymışsın
keşke seni dinleyeseydik
toprak olup gideceğiz
rüzgarın savurduğu toza dönüşeceğiz
şöyle etrafıma bakıyorum da
kime kölelik etsem
kimin uşağı olsam
kimi sırtımda taşısam bilemiyorum
benim gibi binlerce insan var
hepimiz ortada kaldık
artık ne putlara hizmet edebiliriz
ne de peygamberim diyenlere
meğer gerçeği görmek bu kadar kolaymış
öylesine geldiğimiz bu dünyada
ne yapacağız şimdi
zengin bir tüccar mı olayım
yoksa onun boğazını sıkan bir zorba mı
ne farkeder ki
bir ev yapıp çoğalsam ne olur
evi olanların evini yıksam ne olur
şuna iyi desem ne olur
buna kötü desem ne olur
ikisi de yokmuş meğer
haklıymışsın
bu arada
fark ettin mi
kar yağıyor
senin palton var
benimse yok
ben üşüyeceğime sen üşü dersem
sıkıntı olmaz sanırım
kişisel algılamazsın umarım
benim silahım var senin yok



















23 Aralık 2017 Cumartesi





















































bir ahiret günü
ardından cennet ve cehennem
dünya üzerinde yaşamış tüm insanlar
aynı anda tekrar can bularak bir araya geliyoruz
hepimiz zenciyiz veya beyaz
yada isteyen istediği renkte boyda kiloda
herkes bir eşitsizlik olmadığı konusunda hemfikir
ve dilediği şekilde dilediği görüntüde
buraya kadar tamam diyelim
tanrı kendini tanıtıyor
şaşıranlar sevinenler korkanlar evvet diyenler
nayır nolamaz diyenler neyse
herkes olup biten her şey hakkında artık bilgi sahibi
ve tanrı sınav sonuçlarını açıklıyor
diyor ki sen sen sen
benimle geliyorsunuz
cennete gidiyorsunuz
sonra basıp gidiyorlar
dünya kalanların oluyor
yakma dağlama kızartma yok
ölüm hastalık sakat kalma yok
kural kanun emir yok
yasak ceza ödül yok
günah yok sevap yok
sınav zamanı yaşanan dünyada
hangi nimet varsa yine var
istediğin kadar uğraşabilirsin
git uzayda dolaş dolaşabildiğin kadar
sonu yok
işte sana cehennem
seni burada unutup gittiğini söyleyen kimmiş
öğrendin mi ?
şimdi sonsuza kadar duvara vurabilirsin kafanı






















































belkide asıl sorulması gereken şu
merak ettiğin tüm soruların cevabını
cennette mi almak istersin
yoksa cehennemde mi

?






































doğuştan görme engelli biri
ışık hakkında ne düşünür
aynı insan konuşma engelliyse
bu düşüncesini nasıl ifade eder
ayrıca bu engelli insan bedeninin
tamamen felçli olduğunu varsayalım mı
gözkapaklarına dahi hükmedemeyen
gözlerini ne tarafa çevireceğine bile karar veremeyen
bu insan tanrı hakkında ne düşünür
ya kendisi hakkında
sesleri duyan
dokunuşları hisseden
fakat nefesini tutarak bile tepki veremeyen bu insan
canlı mıdır ?
iletişim kuramadığımız bir eşyayı
yok sayabilir miyiz
insanın şeyleri sınıflandırmasının mantığı nedir
aynaya baktığımızda kendimizi görebiliriz
ama kendimizi bu şekilde asla tanıyamayız
tanrı insanlarla iletişim kurmasaydı
insanları nasıl sınıflandırırdı
insanın kendisini tanımasına yarayacak kitaplar göndererek
neyi unutmamasını sağladı
bir kitap okuyorsun
o kitapta bir insan
yerden yere vuruluyor
okudukça anlıyorsun ki
o insan sensin
ne yapacaksın
"bütün duvarlar yıkılır
inkar duvarı yıkılmaz" mı diyeceksin
kaçarak kendinden kurtulabilir misin
peki yazının başındaki o engelli insan olsaydın
tanrının sesini
diğer seslerden nasıl ayırırdın
annenin dokunuşunu
diğer dokunuşlardan ayırabilir miydin ?








































































"bir zamanlar rabb'in meleklere: "ben, yeryüzünde bir halife atayacağım." demişti de onlar şöyle konuşmuşlardı: "orada bozgunculuk etmekte olan, kan döken birini mi atayacaksın? oysaki bizler, seni hamd ile tespih ediyoruz; seni kutsayıp yüceltiyoruz." allah şöyle dedi: "şu bir gerçek ki ben, sizin bilmediklerinizi bilmekteyim."bakara-30

"biz dileseydik, her benliğe hidayetini elbette verirdik. fakat benden şu yolda söz hak olmuştur: "yemin olsun, cehennemi tamamıyla cinlerden ve insanlardan dolduracağım."secde-13

"rabbinin rahmet ettikleri müstesna. o, onları işte bunun için yaratmıştır. rabbinin, "yemin olsun ben cehennemi, tümden insanlar ve cinlerle dolduracağım!" sözü tamamlanacaktır."hud-119

bak ne kadar güzel açıklanmış
cehenneme atacağım diyor
kimleri neden atacağını söylüyor
seç beğen al
bu kadar basit
hayır tanrı beni cehheneme atmak için yaratmadı diyorsan
ona göre yaşa ona göre hareket et
evet beni cehennem için yarattı diyorsan
elinden geleni ardına koyma
iraden var
sınavına girdiğin dersin kitabı önünde açık
a dersen cennet
b dersen cehennem
beynini siktiğim salağı
b deme işte
salak olma
gerzek olma
yiyecen götüne ateşi





















18 Aralık 2017 Pazartesi





















dişi lavrınsı ortadan yapmışlar
yavşak ingilizlerin her fırsatta kıçlarını açmasının sebebini
buradaki yalayıcılarının iştahlarından anlayabiliriz
yüz sene önce yapılması gereken
fakat bu da olumlu dedirten


































her seferinde verdim
birkaç parça kağıdı gözden çıkarmak
yetmezdi biliyorum ama denedim
adını yazmadığım her kağıdı
sana kavuşmak için harcadım































































dostum beni düşmanımla sırtımdan vurdu
senden gözümü almaya yetmedi uğradığım ihanet



















 dostum beni düşmanımla sırtımdan vurdu
senden gözümü almaya yetmedi uğradığım ihanet
































16 Aralık 2017 Cumartesi






























































yavşak polis yalan söyledi
hakime döndüm
yalan söylüyor dedim
meğer doğru söylemiyor demem gerekirmiş
dosyaya bakarak dedi hakim
fal bakan çingene kadın gibiydi
pardon
hakime bakan dosya
kadın görmüş çingene gibi değildi































































bir çırpıda almanyaya teslim oldu avrupa
hitler cayır cayır silah yaparken
komşuları pasta yarışması düzenliyordu
hitler hesapta komünist tehlike üzerine çizmişti yolunu
rusya üzerine neredeyse tüm gücüyle yürüdü
işgal ettiği avrupayı bu saldırıyı desteklemesi için kullandı
türkiye sınırına gelince neden durdu hitler
zamanında istanbula girmek üzere olan rusları
geri döndüren ingiliz gemileri yoktu karşısında
türkiye ikna edilebilirdi
birinci dünya savaşının kayıpları
birlikte telafi edilmek istenebilirdi
hitler gizliden yardıma razı mı oldu
struma batarken bizim çocuklar işi bitirdi mi dedi
bu savaş almanyanın savaşı kaybetmesi üzerine kuruldu
türkiyenin bu savaşa girmesi istenseydi
yıllarca hazırlığı yapılırdı yapılmadı
rusların rüzgarı tersine çevirip berline girmesi kaçınılmazdı
fakat usanın avrupaya ayak basmasının
yeni bir düzen kurmasının başka yolu yoktu
bu arada rusyayı avrupadan atmak isteyen usalı general kim vurduya gitti
işte öcü gibi bir rusya
ve ondan kaçarken
emperyalizmin şevkatli kucağına düşen zavallı dünya
türkiye savaşa girseydi
savaşın sonunda rusya berlin gibi istanbula çöker
ve onu istanbuldan kimse çıkaramazdı
bu ortodoks hıristiyanlık adına büyük bir zafer olurdu
katolik hıristiyanlar içinse görülebilecek en büyük kabus
bunu israilin sonsuza kadar yok oluşu izlerdi
kuduz haham için kırma yahudiler birinci tehlikeydi
hitlerin en büyük arzusu safkan bir yahudi olmaktı
fakat bunu değiştirmenin imkansız olduğunu anladığında
tek isteği safkan bir yahudinin yapamayacağı fedakarlığı yaparak
kendini tüm dünyaya kanıtlamak oldu
komüniz değil ortodoks hıristiyanlardı hedefi
kotolik hıristiyanları safkan yahudilerden kurulu israilin hizmetkarı yapmaktı hedefi
ayasofyayı tarihe gömmekti hedefi
iznik konsülünde doğruyu savunanları yok etmekti hedefi
ve dahası var elbette
türkiye savaşa girmemeliydi
henüz























11 Aralık 2017 Pazartesi



























sanki gizli bir el
moğollara dedi ki
sür bunları kardeşlerinin yanına
bu arada yoluna çıkan tüm kültürleri yok et
kütüphanelerini yak
bu göçü meşrulaştır
türkler anadoluya geldiler
çoğu şamandı
anadolu biraz pagan biraz ortodoks hıristiyandı
türkler müslüman oldu veya yapıldı
selçuklu devletinin mezhep değişikliğine gitmesi beklenen yöneticileri
suikaste uğradı ve ardından yıkıldı
avrupa ile araplar arasında tampon devletçikler kuruldu
bayrak sancak hilafet osmanlıya geçti
arap ateşi ve islam kontrol altına alındı
istanbul görkemli bir kuşatmayla sanki kardeşe geçti*
padişahların anneleri hiç müslüman olmadı
viyanada pes etti
birinci dünya savaşında dağıldı
halifelik kaldırıldı
müslümanlar birbirine iyice girdi
ikinci dünya savaşından sonra
nato eliyle bir kuklaya dönüştü
*bu arada endülüs aracılığıyla
araplar bilim kültür ve medeniyet aşılıyordu avrupaya
ve neredeyse başarmak üzereydi
bizansın alınmasına ses çıkarmamıştı avrupa
istanbul emin ellerdeydi sanki
keza kudüs
selahattin ile rişar gizli bir anlaşma yapmıştı sanki
fakat endülüse tahammülü yoktu avrupanın
yeşeren bir medeniyeti yakıp yıktılar
ellerindeki tüm bilgi birikimi vatikanın eline geçti
müslümanları afrika çöllerine
yahudileri osmanlıya sürdüler
kalanları zorla katolik yaptılar
ardından amerikayı istila ettiler
taş üzerinde taş koymadılar
kuzay amerikalı yerlileri tamamen yok ettiler
güney amerika asimile oldu
ve hepsi hıristiyan

moğol istilası olmasaydı
şaibeli hadis gereği müslümanlar alsaydı istanbulu
endülüs ile romada buluşacaklardı
amerika ve diğer tüm keşifleri kim yapacaktı tahmin edin

?











































moğol istilası
istanbulun fethi
endülüsün yıkılışı
meydan yahudilere kaldı
rönesans reform derken
tekrar dünyanın başına bela oldular
türkler müslüman olmasaydı
şu an neredeyse tüm dünya müslümandı
fakat zorbalıkla değil
dünya dili arapça olurdu
kuran herkes tarafından rahatça okunabilirdi
müslümanlar birbirleriyle savaş halinde olurlardı yine
fakat israil diye bir yer sonsuza kadar olmazdı

kandırılmaktan bıktım
yapmamız gerekeni yapalım artık





















































ikinci dünya savaşında
elli milyondan fazla sivil öldü
bunların altı milyonu yahudi deniyor
eminim bu yahudiler kuduz hahamın gözden çıkardığı
büyük israile ve eski ahite inanmayan çatlak sesli yahudilerdi
savaş başladığında kaçma imkanları bulunduğu halde kaçmayan
kudüsün satın alınmasına ve orada başlayacak olan yeni savaşa
katılmak istemeyen yahudilerdi paraları toplandı üzerleri çizildi kül oldular
fakat ölen bu altı milyon yahudinin etini yetmiş yıldır yiyor kuduz haham
filmler belgeseller propagandalar hikayeler anmalar bitmiyor
diğer ülkelerde ölen sivillerin hesabını sormayı bırak adını anan yok
hitler gibi bir günah keçisi varken kim siker savaş suçunu
savaşın kazanılmasında en önemli rolü oynayanlar en ağır kayıpları verdi
zaferin kaymağını yiyenlerin kayıpları sanki tek kayıpmış gibi gösterildi
savaş sırasında savaşan tüm taraflara borç veren kim ulan biri çıkıp söylesin
birinci dünya savaşında sahaya inen israil ikinci dünya savaşından sonra bayrağı dikti
yeter mi
yetmez
kuduz israile dünyayı versen yetmez
tüm insanları eşeği yapsan yine yetmez
spontane gelişen olaylar sonucunda dünyada böyle bir nüfuza erişemezsiniz
incil bekletilerini karşılamadığı için isa nın canına kasteden
incili diledikleri gibi düzenleyerek hıristiyanlığı ve hıristiyanları ele geçiren
kendileri için gelecek olan islam tehditini ortadan kaldırmak için altı yüzyıl çalışan
peygamberi kendilerinden olmayan kitabına müdahele edemedikleri islama karşı
uydurma hadislerle iftiralarla sahte islam alimleriyle savaşan lanetli bir toplumdur yahudiler
kuduz gibi çemkirseler de saldırsalar da işleri olmaz bu şerefsizlerin
önünde sonunda tepe taklak olacaklar





ikiz kulelerin yıkıldığı gün izinli olan yahudiler
ikinci dünya savaşından kurtulan yahudilerin piçleridir














5 Aralık 2017 Salı























































sinsi yahudiler
yine hıristiyanlık zırhını parlatmaya hazırlanıyor
incil birkaç kuduz hahamın entirikalarıyla
kendini hıristiyan zanneden bi dünya saftiriği
israilin kölesi yaptı
izlerini kaybettirmek için çok yavaş çalıştılar
götleri sıkışınca
kudüs elden gidiyor diyerek
bu saftirikleri kendilerine siper ettiler
bu dünyada hıristiyanlık diye bir din hiç olmadı
ben hıristiyanım diyen ne dediğinin farkında değil










































































buzağıya tapmayı uyduran
kuduzun torunları bunlar
isa ne çekti bu kuduzlardan
incili gece gündüz okudular
pergamberliğin kendilerinden çıktığını
lanetlendiklerinden emin oldular
daha islamiyet gelmeden
hırıstiyanlığı ele geçirdiler
o kadar korkaklar ki
yüzlerce binlerce yıl bekleyebilirler
bu dünyada bu kuduzoğulları yüzünden
hırıstiyanlık hiç olmadı
fakat aslını ele geçiremedikleri bir kitap
bunların canına ot tıkayacak
bunu da çok iyi biliyorlar









































































papaz kılığına girmiş haham senfonisi
isa devirdi papa kaldırdı masayı
çekince kısa kılıcını roma
parçalandı orak çekiç
ne hitler kaldı ne stalin
daha inmeden yedi incili
kuduz kahini israilin



















1 Aralık 2017 Cuma

























































kavga ederken bile mutsuzum
senin olduğun tarafı tutmaktan yoruldum

















































bu dünyada iyilerin kazanmasını beklemek saflık
fakat usa denen yavşak güç gibi bana zerre değer vermeyen biri yerine
az da olsa benim menfaatimi gözeten birine destek vermek
realitenin nirvanasıdır
sen bu aralar ya avucunu yalıyorsun
ya da şükretmiyorsun
belkide düşmanım olduğunun farkına varamayacak kadar kurnazsın