ukaç kez söyledim sana açma şöyle çiçeklerini
tamam bahar geldi ben de sürdüm kanımı
sarılmayı hasretle bekleyen kollarıma
demedim mi sana şu şair milleti türlü türlü
intihar edeni var kalemini kendi kıranı var
gelip geçtiğinden habersiz kalemini üzenler var
bak bana
mesela ben atlı şairim
beni sırtında şiire taşıyan bir hayvanım var
ya sen
kaç kez dedim sana bu kadar güzel görünme diye
gönlünü çalıp mapusa düşesim var
bahar
bu sevda beni yollara düşürdü
naxın nereye kadar
ömrümün tükenmesine üç ay var
30 Mart 2014 Pazar
neyseki yalan söylemişim
neredeyse herşey gerçek olacaktı
gözlerin kalbimin yanınında
şu kirli masada
sen karşımdasın
beni uyandıran uyku
ödediğim bedel
neden gelmiyorsun
kağıtlar kadar soğuk bir inceliğin var
neyseki isyankarım
neyseki çıplaklıklığın affa müsait
nefsi müdafa eden bir sızım var belimde
uyumak istiyorum
de s git
ben yatıyorum
29 Mart 2014 Cumartesi
27 Mart 2014 Perşembe
soluğunla buğulanıyor düşüncemin camları
hergün biraz daha artıyor bilinmezliği varlığımın
durup durup yazıyorum
güneş öyle güzel parlıyor ki
ona giden yollara bağlanıyorum
güzel şarkılar var hep uzaklara söylenmiş
yeşile mırıldanışım neden salınıyor rüzgarla biliyor musun
tozu dumana katmayan her bekleyiş beyhude
ben kitabını yılan derisine yazıyorum
damarlarıma gelecek sıra
oldum mu sana işte insan
şair insan
gecenin karanlığında kendinden geçmenin neresi güzel
kadehini ışığın en sıcağına vurabiliyor musun
aydınlığın içinde kayboluyor mu gerçeğin
yok sen örümcek gibi duruyorsun aklımda
seni yalan dünyamla evlendireceğim
altı bacaklı bir sürtüksün sen
senin gemin dümensiz mi sanki
oy oy oy
fena kırdın kalbimi
çekilin yolundan güneşe gidenlerin
ben düzenimi pişmanlık üzerine kurdum
ya umudunla gelirsin yanına
yada umutsuzluğunla
söyle nasıl yazayım seni alnıma
gel günlüğümün dedikodusunu yapalım seninle
üç aksilikten bir şiir çıkarayım sana
dinle bak bu tatlı bahar gecesinde
nasıl uyandırılır uyuyan güzelin
kabus karnavalı yalnızlığı
haydi gel kapı zilleri benimle
hiç beklemediğin an
en sevdiğin yalan
sayıların saklandığı saklanbacı damıtayım senin için meyimde
ilk yaz çiçeklerinin tazeliğini sarı bir korkunun habercisi yapayım
düşüneme beni
seni kurtaran sahte tanrın olayım
aklının delice çalan çanlarından vazgeçebilir misin
seni seviyorum dediğimde
işte bu kadar kolay görüyorsun
zenginliğim fakir güzelliğinin elinde
bir oyuncak değil mi sıkılıp usandığın yalan
ansızın karnını buran kapı gıcırtısı
ah senin arzularına kızgın bir demir olayım
hiç soyumasın ellerin hiç üşümesin
duygularıma af çıkarsa da çıkarmasa da şu kahpe hükümetler
bulmuşum ben definemi
cesaretim içten gelen sevgime işaret
üç adım in bal dudağından
yanık topuklarına doğru
kalbini kaz eş deş
ne kalleşim sana ne de kardeş
günlüğüme sen de bir şiir yaz
kuru sarı olsun kelimelerinin sırrı
25 Mart 2014 Salı
sen değil misin bana birkaç satır yazı için acı çektiren
işte hiç umursamadan yazıyorum umurunda olmayan canımı
cana ne denir ki cananın yokluğunda
mutluluk nedir ki mutsuzluğun yanında
ayrı kefelerin ipleri iki göz gibi
birbiruni hiç göremeyecek iki bsevgilideğil mi
dünyanın zehirli dilimizde binlerce yıldır yaşattığı
yaşam neden sever ölümün tuzağını
bir korkumuz olsun içten isterim
içten olsun cesaretimiz korktuğumuza değsin
iki sevdalı buluşsun istemez miyim sanıyorsun
çiçek saçarken her sabah güneş çocukların yanağına
ne olur nefretle bak bana
suya dönüşen ateşin hikayesini duymuşum ben
öğremişim de yan mışım bana
garibanın ocağında bir dal parçası gibi kül
ne olur gül seven halime
ne olur nefretle bak bana
yarım ağız gülüşün yetcek herşeyi anlamama
çenemi kırıp düşen gözyaşıma toprak annene kavuş diyeceğim
yeni bir hikaye bu
nasıl saklansın eksi masallar içinde
daha yeni başlıyoruz daha
intihar nedir imtihanın yanında
içkimi doldursun vakit
öldüren kırmızısıyla kaynasın cigerim
bana tokat atan türkçe hocamın ruhu şad olsun
son nedir ki başlangıcın kitabın da
okuma yazma bilmeyen gerçeğimde
nefesimin batırdığı gemmi
birgün gömülecek nasıl olsa özlem duyduğun kokunda
usul usul sonsuzlaşıyorum ne var bunda
insanlık nedir ki insansızlığın bedeninde
herkes aynı bakmaz mı söyle
kör iken karanlığa
ışık ne bilir acıyı
gecenin çığlığını duyabilmiş olsaydıgüneş
batmak ister miydi hiç senin gibi
anlaman nedir ki sarılmanın yanında
sen benim ilksizliğimsin
senin çiçeğini taşıyorum
çöp nedir ki benim yanımda
iki satır yazı tükürmüş üm
sesim sessizliğinin yanında
kaybeden zar gibi
hep tek
21 Mart 2014 Cuma
kızıl bir çizginin çizdiği çizgiydin geceleri
yıldızları birbirine bağlayan zamana sarılır
her sabah eflatun bir çizgiyle silerdin kendini
annenin gözlerinde sıranı bekleyen gözyaşlarına düşüyor son isteğin
kaderin kum saatine bıraktığı iri bir elmas mı desem
tekmeyi vurmak üzere olan celladın kolunda sallanan
ilmekli sarkacın ölümcül rüzgarı mı desem
aynı fala bakmaktan yıkıldı duvarları kalbinin
çilingirini doğuran bir kilit gibi dönmek üzere olan boynunun
sıcak ıslaklığı kirletiyor yapışılmış yakanı
anıları keskin fırçanla biçerdin geçmişin bozkırından
çığlık çığlığa solan renklere ulaşabilmek için
tuvali siyah gecenin karşısına
kara bir kalemle dikilirdin
yenildin
anlıyor musun şimdi sana neden
güvenemedim
19 Mart 2014 Çarşamba
Tanrı seni sevmiş bir kere
az diyebilir misin
neyin var söyle
hangi canlı yapabilir senin yaptığını
bu dünyada insan olmak
yetmez diyebilir misin
ayçiçekleri gibi yüzün güneşte
bir akbaba gibi gözün her leşte
Tanrı sevgisine mahkum etmiş
saçının bir telini
benim deyip verebilir misin
neyin var söyle
düşlerin gerçekle amansız bir savaşta
az diyebilir misin
neyin var söyle
hangi canlı yapabilir senin yaptığını
bu dünyada insan olmak
yetmez diyebilir misin
ayçiçekleri gibi yüzün güneşte
bir akbaba gibi gözün her leşte
Tanrı sevgisine mahkum etmiş
saçının bir telini
benim deyip verebilir misin
neyin var söyle
düşlerin gerçekle amansız bir savaşta
17 Mart 2014 Pazartesi
15 Mart 2014 Cumartesi
kalemimin hayal gücü
birine sarılmaya yetmedi
ışığa yaklaştıkça kararan bir eldi düşlerim
dizelerim her sayfayı kirletti
aynalarda değil duvarlarda görebildim kendimi
ne birini tanıyabildim ne kendimi
gözyaşlarım yanağımı kirletti
beni bir ateşi karıştırırken
ciğerimi közleyip sırtlanlara yedirken
yok olmak için varlığa küfrederken gördü
beni beyaz bir çiçeğe tükürürken
karıncaları ezerken gördü
karanlığın beni saklayamadığını gördü
bir noktanın durduğu yerde
ne bir son bulabildim
ne bir ilk
kalemim kırık kağıdım küs bana
sesim rüzgarları kirletti
yüreğim koynumu ısıtmaya yetmedi
birine yaklaştıkça soğuyan bir eldi ellerim
umudumu kırbaçlarken gördü
gülüşlerimi kılıçtan geçirirken
beni ateşle oynarken
noktaları ateşe verirken gördü
külleri her hikayeyi kirletti
belki gerçekti
belkide gelecekti
dedim ya sesim
rüzgarı rahminde kirletti
yalnızlığımı tekmelerken gördü
bir noktanın büküldüğü yerde
ne hüzünü tanıyabildim ne sözümü
o kelimeler sesimi kirletti
korkunun ecele duyduğu aşkkkk jjjkk ggfrthjkl
düşlerimi anlamsız kirletti
birine sarılmaya yetmedi
ışığa yaklaştıkça kararan bir eldi düşlerim
dizelerim her sayfayı kirletti
aynalarda değil duvarlarda görebildim kendimi
ne birini tanıyabildim ne kendimi
gözyaşlarım yanağımı kirletti
beni bir ateşi karıştırırken
ciğerimi közleyip sırtlanlara yedirken
yok olmak için varlığa küfrederken gördü
beni beyaz bir çiçeğe tükürürken
karıncaları ezerken gördü
karanlığın beni saklayamadığını gördü
bir noktanın durduğu yerde
ne bir son bulabildim
ne bir ilk
kalemim kırık kağıdım küs bana
sesim rüzgarları kirletti
yüreğim koynumu ısıtmaya yetmedi
birine yaklaştıkça soğuyan bir eldi ellerim
umudumu kırbaçlarken gördü
gülüşlerimi kılıçtan geçirirken
beni ateşle oynarken
noktaları ateşe verirken gördü
külleri her hikayeyi kirletti
belki gerçekti
belkide gelecekti
dedim ya sesim
rüzgarı rahminde kirletti
yalnızlığımı tekmelerken gördü
bir noktanın büküldüğü yerde
ne hüzünü tanıyabildim ne sözümü
o kelimeler sesimi kirletti
korkunun ecele duyduğu aşkkkk jjjkk ggfrthjkl
düşlerimi anlamsız kirletti
14 Mart 2014 Cuma
13 Mart 2014 Perşembe
12 Mart 2014 Çarşamba
11 Mart 2014 Salı
çok sevdiğim var devlet
bana para gerek
birkaç kadeh içip ayılmam gerek
insan olmasaydım yine severdim insanı
ben iblis değilim
taş olsaydım yine çatlardım
acizliğine ey can
Tanrının gücü mü söndürürür
yoksa senin biçare halin mi
cehennemin kölemsi ateşini
birkaç imgeye sattın geçen günümü
sen yakma bizi
son şarabımı da bitirdim şimdi
sensizlik bitmez gayri
devlet şarap getir bize
esir almayı zafer mi sandın
bir gözyaşı daha kopardı gülüşün gözümden
seni sevmeye çalışmadan sevebilmek
vicdan nedir bilmem ben
ümüğümü sıkan biri korkutur beni
seni her unutmaya çalıştığımda
karanlı imtihan dolu sesiyle sesleni
unuturum aklımı
aklım sende mi
bana para gerek
birkaç kadeh içip ayılmam gerek
insan olmasaydım yine severdim insanı
ben iblis değilim
taş olsaydım yine çatlardım
acizliğine ey can
Tanrının gücü mü söndürürür
yoksa senin biçare halin mi
cehennemin kölemsi ateşini
birkaç imgeye sattın geçen günümü
sen yakma bizi
son şarabımı da bitirdim şimdi
sensizlik bitmez gayri
devlet şarap getir bize
esir almayı zafer mi sandın
bir gözyaşı daha kopardı gülüşün gözümden
seni sevmeye çalışmadan sevebilmek
vicdan nedir bilmem ben
ümüğümü sıkan biri korkutur beni
seni her unutmaya çalıştığımda
karanlı imtihan dolu sesiyle sesleni
unuturum aklımı
aklım sende mi
buyur beyabi pantolonun
cüzdanım vardı
cüzdanım cebindeydi
boşver beyabi cüzdanı
ütüye bak ütüye
cilet gibi
ne diyorsun be adam
cüzdanımı istiyorum hemen
tamam beyabi
bu güzide hizmetimiz karşılığında
senden herhangi bir ücret isremiyoruz
bizi tavsiye edersen ne ala
o da olmazsa
bir hayır duası da yeter
manyak mısın nesin
küçük bilinmek isteyen
bir büyük müsün
eğer cüzdanım hemen ortaya çıkmazsa
hemen polis çağıracağım
senin gibisini de ilk kez görüyorum
daha ne istiyorsun beyabi Allah aşkına
bizim gibi ütücü yok bu demokratik alemde
hizmet ediyoruz dört dörtlük
para da istemiyoruz senden
sen polis diyorsun
hiç yakıştıramadım size
görürsün sen şimdi edebiyatı
polispolis
polispolispolis
ne var surun ne
bu ütücü beni soydu
git savcılığa dilekçe ver
beni aşar
?
emniyet müdürü gelse işin olmaz beyabi
sorunsuz hizmet almak istiyorsan
ütücüye pantolonun ceplerini boş vercek
boş alacaksın
daha pantolonu çıkarmadan
hizmetin bedelini konuşacaksın
o zaman polise de gerek yok
askete de
iş bu davadan döneni
herkes vurabilir
cüzdanım vardı
cüzdanım cebindeydi
boşver beyabi cüzdanı
ütüye bak ütüye
cilet gibi
ne diyorsun be adam
cüzdanımı istiyorum hemen
tamam beyabi
bu güzide hizmetimiz karşılığında
senden herhangi bir ücret isremiyoruz
bizi tavsiye edersen ne ala
o da olmazsa
bir hayır duası da yeter
manyak mısın nesin
küçük bilinmek isteyen
bir büyük müsün
eğer cüzdanım hemen ortaya çıkmazsa
hemen polis çağıracağım
senin gibisini de ilk kez görüyorum
daha ne istiyorsun beyabi Allah aşkına
bizim gibi ütücü yok bu demokratik alemde
hizmet ediyoruz dört dörtlük
para da istemiyoruz senden
sen polis diyorsun
hiç yakıştıramadım size
görürsün sen şimdi edebiyatı
polispolis
polispolispolis
ne var surun ne
bu ütücü beni soydu
git savcılığa dilekçe ver
beni aşar
?
emniyet müdürü gelse işin olmaz beyabi
sorunsuz hizmet almak istiyorsan
ütücüye pantolonun ceplerini boş vercek
boş alacaksın
daha pantolonu çıkarmadan
hizmetin bedelini konuşacaksın
o zaman polise de gerek yok
askete de
iş bu davadan döneni
herkes vurabilir
10 Mart 2014 Pazartesi
9 Mart 2014 Pazar
cesaretin vitrine koyduğun ders kitaplarının neresinde hocam
yolunu da buluyorsun bakıyorum
aristokrat gelmeye başladı kulağıma sözlerin
gel seninle biraz varoşlarda gezinelim
avmlerden çıkmaya varsa
varsa yoksa şekil mi hocam
henüz çözemedim
içmek mi
içilmek mi
nasıl bir meysin sen
sarhoşluğun mu ölüm senin
yoksa ilaç mısın azrailin planında
hoca ya bu işi çözersin
ya da bu şiirden bir düzine adamın!
gözü seyirir
yolunu da buluyorsun bakıyorum
aristokrat gelmeye başladı kulağıma sözlerin
gel seninle biraz varoşlarda gezinelim
avmlerden çıkmaya varsa
varsa yoksa şekil mi hocam
henüz çözemedim
içmek mi
içilmek mi
nasıl bir meysin sen
sarhoşluğun mu ölüm senin
yoksa ilaç mısın azrailin planında
hoca ya bu işi çözersin
ya da bu şiirden bir düzine adamın!
gözü seyirir
kırk yıllık bir istanbullu gibi bakmaya çalıştım denizine
mutlu olmaya çalışan
bir yığın umutsuz insanın
çektiği çileden başka bir şey göremedim
kıyıda çırpınan suların arasından
hiçbirinizin kaderine dokunmadan
ekmek kırıntılarını kapışıyordu martılar
ne farkınız var
karnını doyurmaya uğraşan kuşlardan
kapış kapış bir şehir
herkesin elinde bir kara maşa
istanbulum çok yaşa
eğer ben körsem
istanbul gibi gözlerim olacaksa
iki gözüm önüme aksın
yine de görmek istemem
sevdiğimi bir deniz kıyısında
böyle bir şehrin
kararmış ruhu omuzlarında
istanbulu iblise verin
verin de sonu cehennem olsun
8 Mart 2014 Cumartesi
5 Mart 2014 Çarşamba
pencereni çivile
camlarını karart
rahat değilsin
yağmur dinmek üzere
nereye baktığını unut
şarkını değiştir
beni bekleme
ben senin yerine?de beklerim
anasız bu dünya
küfürlerini sarart
hayalimi yırt
sırtım sıcacık
gözüm uykulu
gözlerimi yoruyor ışık
kafiyesi yalan ayrılık
yalandan yağan yağmur
ıslatmaz beni
gönlüm delik deşik
küfr edecektim vazgeçtim
ateşin mavisini görmüşsem
ve sen
gözlerinin rengini değiştirmişsen
yanık sırtım üşüse de bekleme
bir hoşum şimdi
sarhoşum
unutma beni
ben senin yerine de
unuturum
camlarını karart
rahat değilsin
yağmur dinmek üzere
nereye baktığını unut
şarkını değiştir
beni bekleme
ben senin yerine?de beklerim
anasız bu dünya
küfürlerini sarart
hayalimi yırt
sırtım sıcacık
gözüm uykulu
gözlerimi yoruyor ışık
kafiyesi yalan ayrılık
yalandan yağan yağmur
ıslatmaz beni
gönlüm delik deşik
küfr edecektim vazgeçtim
ateşin mavisini görmüşsem
ve sen
gözlerinin rengini değiştirmişsen
yanık sırtım üşüse de bekleme
bir hoşum şimdi
sarhoşum
unutma beni
ben senin yerine de
unuturum
4 Mart 2014 Salı
3 Mart 2014 Pazartesi
sen de mi paralel
hangisi
paralel bir yapım olmadığı için mi
hayatımın ekseni kaydı
yoksa yakasına yapışmam gereken
bir paralel yapım mı var
alkol alınca
cevaplarımı kontrol edemiyorum
doktor seratonin eksikliği var dedi
yaz dedim niye yazmıyorsun
yok öyle bişey dedi
paralel yapı gibi mi dedim
paralel yapıştır dedi
yüz kağıdımı aldı
sarhoşken denk gelme dedim
paralel yapım pek hoşuna gitmeyebilir
korkmuyorum vereceğin cezadan
tanrının belası
koyunları uyandırmamam içi değilmi ki
boyun eğmemi isteyişin
eğmiyorum ulan eğmiyorum başımı
makbuzunu götüne sok
sakin mahallenizde geziniyorum
küçük bir kara bulutum
ne yağmurum var ne karım
ananınızın amına sokarım
gıdısı beyaz bie kara kedi
bakışına sokayım
sarhoşum
din bir yan gitse
sağına gömmüş bir solcuyum
uyuz mahalenizde geziyorum
sizi gibi olmaktan tanrıya sığınıyorum
karasındayım kedinizin
kapınızın önünden geçiniyrum
bi tırmalasam suratınızı
meyva kokteyli suratınızı
ulufeli suratınıza bi tükürebilsem
yağacak içim
öleceğim huşu içinde
bi sıçabilsem ağzınıza
aq sizin
1 Mart 2014 Cumartesi
banasilahverinateşliolsunbanasilahverinateşliolsunbanasilahverinateşliolsunbanasilahverinateşliolsun
banasilahverinateşliolsunbanasilahverinateşliolsunbanasilahverinateşliolsunbanasilahverinateşliolsun
banasilahverinateşliolsunbanasilahverinateşliolsunbanasilahverinateşliolsunbanasilahverinateşliolsun
banasilahverinateşliolsunbanasilahverinateşliolsun
banasilahverinateşliolsun
banasilahverinateşliolsunbanasilahverinateşliolsunbanasilahverinateşliolsun
banasilahverinateşliolsun
banasilahverinateşliolsun
banasilahverinateşliolsun
banasilahverinateşliolsunbanasilahverinateşliolsun
banasilahverinateşliolsun
banasilahverinateşliolsun
banasilahverinateşliolsun
banasilahverinateşliolsun
banasilahverinateşliolsun
banasilahverinateşliolsun
banasilahverinateşliolsun
banasilahverinateşliolsunbanasilahverinateşliolsun
banasilahverinateşliolsun
banasilahverinateşliolsun
banasilahverinateşliolsun
banasilahverinateşliolsun
banasilahverinateşliolsun
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)