21 Mart 2014 Cuma











kızıl bir çizginin çizdiği çizgiydin geceleri
yıldızları birbirine bağlayan zamana sarılır
her sabah eflatun bir çizgiyle silerdin kendini

annenin gözlerinde sıranı bekleyen gözyaşlarına düşüyor son isteğin
kaderin kum saatine bıraktığı iri bir elmas mı desem
tekmeyi vurmak üzere olan celladın kolunda sallanan
ilmekli sarkacın ölümcül rüzgarı mı desem
aynı fala bakmaktan yıkıldı duvarları kalbinin

çilingirini doğuran bir kilit gibi dönmek üzere olan boynunun
sıcak ıslaklığı kirletiyor yapışılmış yakanı
anıları keskin fırçanla biçerdin geçmişin bozkırından
çığlık çığlığa solan renklere ulaşabilmek için
tuvali siyah gecenin karşısına
kara bir kalemle dikilirdin
yenildin
anlıyor musun şimdi sana neden
güvenemedim















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder