FATIR SURESİ ( 1 - 45 )
SEVGİ VE MERHAMETİ SONSUZ ALLAH 'IN ADIYLA
1 - BÜTÜN ÖVGÜLER gökleri ve yeri yararak ortaya çıkaran
ve melekleri ikişer , üçer , dörder kanatlı elçiler yapan Allah 'a mahsustur .
O , uygun gördüğü şekilde sürekli yaratma halindedir .
Allah 'ın her şeye gücü yeter .
2 - Allah 'ın insanlar için açacağı sevgi ve merhamet kapısını kimse kapatamaz
ve O 'nun kapattığını da kimse açamaz . Güçlü ve bilge olan O 'dur .
3 - Ey insanlar ! Allah 'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın !
Allah 'tan başka bir yaratıcı mı var ? O size gökten ve yerden rızık verir .
Başka tanrı yok , sadece O var ! O halde nasıl aldırış etmezsiniz ?
4 - Eğer sana bütün bunlar yalan diyorlarsa unutma ki önceki çağlarda
da birçok peygambere bütün bunlar yalan demişlerdi .
Bütün işler dönüp dolaşıp Allah 'a varır .
5 - EY İNSANLAR ! Allah 'ın sözü gerçekleşecektir .
Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve o aldatıcı da sizi Allah ile kandırmasın .
6 - Unutmayın ki şeytan sizin düşmanınızdır , siz de ona düşman olun .
Çünkü şeytan etrafına toplanan yandaşlarını
cehennemin alevlerinden başkasına yâr etmez .
Sizi götüreceği yer de buradan başkası değildir .
7 - Kâfirleri şiddetli bir azap bekliyor .
İman edip iyilik , güzellik , doğruluk için çalışanları ise bağışlama ve muhteşem bir karşılama !
8 - Kötülük yapıp da yaptığı kendisine güzel gösterilen ?
Allah müstahak gördüğünü şaşırtır lâyık gördüğünü de doğru yolda yürütür .
O halde onlar için kendini harap etmeye değmez . Allah onların bütün yaptıklarını biliyor .
9 - Rüzgârları gönderen , bulutları harekete geçiren ,
sonra kurak beldelere sürüp yağmurla ölü toprağa hayat veren O 'dur .
İşte öldükten sonra dirilme de böyledir .
10 - Her kim izzet arıyorsa , bilsin ki izzet tamamıyla Allah 'ındır .
Bütün güzel sözler O 'na yükselir . Onu da iyilik , güzellik , doğruluk için çalışma yükseltir .
Sinsi sinsi kötülük plânlayanlara gelince , onları şiddetli bir azap bekliyor
ve sinsi planları da darmadağın olmaya mahkumdur .
11 - Allah sizi topraktan , sonra bir damla sudan yarattı , sonra çiftler olarak var etti .
O 'nun bilgisi dışında ne bir dişi hamile kalabilir , ne de doğum yapabilir .
Bir ömrün uzatılması da kısaltılmasıda O 'nun elindedir . Bu Allah 'a göre çok kolaydır .
12 - İki deniz bir olmaz ;
biri gayet tatlı , kolayca içilip susuzluğu giderirken diğeri oldukça tuzlu, yakıp kavuruyor .
Her birinden taze et yiyorsunuz ve süs eşyaları çıkarıp takınıyorsunuz.
Allah 'ın engin cömertliğinden nasibinizi arayasınız diye
gemilerin dalgaları yararak ilerlediğini görüyorsun .
Bütün bunlara bakarak belki şükredersiniz.
13 - Geceyi gündüze , gündüzü de geceye sarıp sarmalıyor .
Güneş 'i ve Ay 'ı emrine amade kılmış , her birine bir yörünge tayin etmiş ,
belirlenmiş bir vakte doğru akıp gidiyor .
İşte bu gördüklerinizi yapan Allah Rabbinizdir , mülk O 'nundur .
O 'ndan başka yakardıklarınız ise bir çekirdek zarını bile idare etmekten acizdirler .
14 - Kendilerine dua ederseniz , duanızı işitmezler . İşitseler bile size cevap veremezler .
Kıyamet günü de Allah 'a ortak koştuğunuzu inkâr ederler .
Sana her şeyden haberdar olan Allah gibi haber verebilen olmaz .
15 - Ey insanlar ! Allah 'a muhtaç olan sizsiniz .
Allah ise hiçbir şeye muhtaç değildir , bütün övgüler O 'nadır .
16 - İsterse sizi götürür ve yerinize yeni bir halk getirir .
17 - Bu Allah 'a göre hiç de zor bir şey değildir
18 - KİMSE kimsenin yükünü çekecek değildir .
Yükü çok olan , onu başkasına yüklemek istese de
yakını bile olsa sorumluluğu başkasına yüklenmeyecektir .
Şu halde sen ancak görmedikleri halde Rablerine karşı içlerinde korku ve titremesi olanları
ve destekleşme / dayanışma faaliyetlerini canı gönülden sürdürenleri uyandırabilirsin .
İhtiyaçtan fazlasını vererek arınıp temizlenen kendisi için arınıp temizlenmiş olur .
Dönüş Allah 'a dır .
19 - Ne kör ile gören ,
20 - Ne karanlıklar ile aydınlık ,
21 - Ne gölge ile sıcaklık ,
22 - Ne de ölmüşlerle yaşayanlar bir olmaz .
Allah lâyık gördüğüne işittirir ; bundan hiç şüphen olmasın .
Yoksa sen mezardakilere duyuramazsın .
23 - Sen sadece bir uyanmaya çağıransın !
24 - Biz seni hem müjdeler veresin , hem de uyanmaya çağırasın diye hak ile gönderdik .
Hiçbir toplum yoktur ki içlerinden kendilerini uyanmaya çağıran birisi gelip geçmemiş olsun .
25 - Seni yalanlıyorlarsa , önceki çağlarda yaşayanlan da yalanlamışlardı .
Onlara da elçileri , apaçık beyanlar , sayfalar ve aydınlatıcı kitapla gelmişlerdi .
26 - Sonunda hakkı örtüp / yok etmek isteyerek beni dışlayanları kıskıvrak yakaladım .
Benim onları dışlamam nasıl olurmuş gördüler ?
27 - ALLAH 'IN yukarıdan su indirip onunla rengârenk meyveler bitirdiğini ,
dağları beyaz , kırmızı , siyah ve rengârenk desenlerle bezediğini görmüyor musunuz ?
28 - İnsanların , sürüngenlerin ve hayvanların da
aynı şekilde rengârenk olduğunu görmüyor musunuz ?
Kulları arasında ancak bilgi sahipleri Allah 'ın korku ve titremesini içlerinde duyarlar .
Allah güçlüdür , bağışlayıcıdır .
29 - Allah 'ın kitabını okuyup ardınca gidenler ,
destekleşme / dayanışma faliyetlerine cani gönülden devam edenler ,
kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden gizli ve açık verenler ,
asla zarar etmeyecek bir alışveriş yaptıklarını umabilirler .
30 - Çünkü Allah , mükâfatlarını kendilerine tamamen ödedikten başka ,
engin cömertliğinden onlara daha fazlasını verecektir .
Çünkü O hem bağışlayan , hem de şükrün karşılığını bolca verendir .
31 - Unutmayın ki elinizdeki vahyolunmuş bu kitap ,
önceki çağlardan doğru namına ne kalmışsa hepsini sürdüren haktir .
Allah kullarından haberdardır , her şeyi görüp gözetendir .
32 - Biz bu kitaba , kullarımızdan süzüp seçtiklerimizi varis kıldık .
Onlardan da kendilerine zulmedenler , dengeli ve tutarlı hareket edenler
ve Allah 'ın izniyle iyiliklerde en ön safta olanlar vardı ;
asıl büyüklük ve erdem de işte budur .
33 - Onlar cennetlerin orta yerine girecekler ,
orada altın bilezik ve incilerle süslenip ipekten elbiseler giyecekler .
34 - Şöyle diyecekler : " Bizden o endişeli bekleyişi gideren Allah'ı ne kadar övsek azdır .
Rabbimiz çok bağışlayan ve şükrün karşılığını bolca verendir ; bundan hiç şüphemiz yok .
35 - O engin cömertliğiyle bize buraları yurt yaptı .
Burada hiç yorulmadan , hiç usanmadan yaşacağız . "
36 - Kâfirlere gelince cehennem ateşi onları bekliyor .
Orada ölmelerine izin verilmeyecek. Çektikleri azapda hafifletilmeyecek .
İşte her nankör kâfirin bizden göreceği karşılık budur .
37 - Bu nankör kâfirler orada şöyle feryat edecekler :
"Ey Rabbimiz , ne olur bizi buradan çıkar , artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak .
Kendimizi iyiliğe , güzelliğe , doğruluğa adayacağız ! "
Onlara : " Madem bu kadar düşünceliydiniz ,
size dünyada düşünmeye yetecek kadar ömür vermedik mi ki ?
Üstelik sizi düşünmeye çağıran da gelmişti .
Artık çok geç , tadın azabı , zâlimleri kurtaracak yoktur . " denilecek
38 - ALLAH göklerin ve yerin sırrını bilendir . O bütün sinelerin özünü bilir .
39 - Sizi yeryüzünde halifeler yapan O 'dur .
Şu halde kim kâfirlik ederse kendi aleyhine kâfirlik etmiş olur .
Kâfirlik edip durmak Rablerinin öfkesini daha fazla çekmekten başka bir işe yaramaz .
Kâfirlik hüsrandan başka bir şey getirmez .
40 - Haykır yüzlerine :
" Söyler misiniz , Allah 'tan başka yalvarıp durduğunuz ortaklarınız
yeryüzünün hangi parçasını yaratmışlar ? Yoksa onlar göklerden hisse mi aldılar ?
Yahut kendilerine yazılı bir senet vermişiz de delil olarak o mu var ellerinde ?
Hayır ! O zâlimler kendi aralarında kurmuşlar bir düzen ,
birbirlerini aldatmaktan başka bir şey yapmıyorlar .
41 - Gökleri ve yeri yıkılmasınlar diye Allah tutuyor .
Eğer yıkılmaya başlasalar onları O 'ndan başka kimse tutamaz .
Allah gerçekten çok hoşgörülü , çok bağışlayandır .
42 - Onlar , kendilerine eğer uyarıcı gelirse
kesinlikle eski çağlardakilerden çok daha fazla onunla birlikte olacaklarına dair
en şerefli yeminleriyle Allah 'a yemin etmişlerdi .
Fakat uyarıcı gelince içlerinde kin büyütmekten başka bir şey yapmadılar .
43 - Bu kin , onlara kendi ülkelerinde kibir ve küstahlık yaptırmaya başladı .
Böylece haince plânlar kurup kuyu kazdılar.
Oysa kuyu kazan , sonunda kazdığı kuyuya kendisi düşer .
Çağlar boyu olagelenden başka bir şey mi bekliyorlar ?
Sen , Allah 'ın olagelen davranış tarzında bir değişiklik bulamazsın .
Allah 'ın olagelen davranış tarzında asla bir sapma da bulamazsın .
44 - Bunlar yeryüzünde gezip
önceki çağlarda yaşayanların sonu ne olmuş hiç bakmıyorlar mı ?
Oysa onlar kendilerinden çok daha güçlüydüler .
Demek ki Allah 'ı ne göklerde ve ne de yerde
hiçbir şeyin aciz bırakma imkânı ve ihtimali yoktur .
O her şeyi bilendir , her şeye gücü yetendir .
45 - Eğer Allah , insanları yaptıkları yüzünden cezalandıracak olsaydı
yeryüzünde kımıldayan tek bir canlı bırakmazdı .
Fakat belirlenmiş bir vakte kadar onlara süre tanıyor .
Nihayet bir zaman gelecek o süre de dolacak . Allah kullarını görüyor.
yaratcının kırmızı çizgilerini okuyup öğrendikten sonra
kitapta yapılan hatırlatmaları betimlemeleri kısaca tüm söylenenleri
taşıdıkları diğer anlamlarla da değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum
bazen birebir bazen de biraz farklı şekilde sürekli tekrarlanan bölümlerin
içerik olarak zenginleştiğini ayrıntılı bir hal aldığını söylemek mümkün
elçiler ve elçilerin yanında bulunanlar bilgiyi geleceğe doğru bir şekilde aktarırlarken
elbette tek yardımcıları yaratıcıydı
vahiy ile ne söylemeleri gerektiğini kendilerine emin olacakları şekilde bildiriyordu
bu sureyi evrenin sınırlarını hayal ederek anlamaya çalışacağım
melek denildiği zaman benim aklıma şu geliyor
tüm oluşun yaratıcının uygun gördüğü rıza göstereceği şekilde gerçekleşmesi için
titreyen kımıldayan hareket eden soyut somut her şey
tepkileri davranışları düşündükleriyle bir yol üzerinde hiç durmadan ilerliyorlar
düşüncelerimi yazıya dökerken kullandığım dilin kesinlik ifade edecek şekilde değişmesini
anlamının böyle kendinden emin birinin konuşması gibi algılanmaması için tekrar edeyim
ister sallıyor deyin ister fantazi yapıyor deyin isterseniz de kafa ütülüyor deyin
bilmiyorum
sadece inandığım yaratıcının çizdiği sınırları aşmadan yorum yapmaya çalışıyorum
kavramları genel kabul görmüş şekliyle kullanamayabilirim
yaşadığım çağın bilimsel gelişmelerinden etkilenerek yazmak istiyorum
yanlış anladıysam suç benim ama bilim insanları çuvalladıysa karışmam
surenin başlangıcı bana tekilliğin bir yerinin delinmesini çatlamasını düşündürüyor
bu yarılmanın sonucunda boyutlar meydana gelerek içinde bulunduğumuz evren oluşuyor
ve tabii ki evrenler
yağ üzerindeki su damlacıklarına bakarmış gibi oluyorum
başka şekillerde tarif edilebilir daha güzel benzetmeler de yapılabilir elbette
peki oluşan her evrende organik bir canlılık oluşma ihtimali nedir
dahası oluşan canlılığın bilinç kazanma olasılığı hep aynı mıdır bilmiyorum
tekillik ortamında ve tekilliğin yırtıldığı alanlardaki döndü hiç durmadan devam ediyor
yani tekilliğin en az bir noktasında süreki bir yavaşlama söz konusu
artık tekillikte bir arada olan şey her neyse o yarıktan saçılıp yavaşlıyor
bu yavaşlama sonsuz bir mekanda gerçekleşmiyor diyebiliriz
haliyle bu sınırlı ortamda dağılıp birleşen ne varsa hızlanma ve birleşme eğiliminde
birbirinden uzaklaşan ne varsa da bu alanın çeperlerine doğru hızla ilerlemekte
oluşan lokal tekillikler yani benim anladığım kadarıyla kara delikler
yağmur sonrası yaprakların üzerinde kala sular yaprağın ucuna gelir
bir damla bir küre oluşturup kopmak üzereyken
yaprağın ucunda başka bir yarım yüre oluşur ve yere düşemez ya
ona benzetiyorum olayı
kendisini çevreleyen tekilliğin çekim alanına giren madde
tekrar hızlanarak yola koyuluyor
belkide bir bakıma yolu uzatıyor
zamana ve mekana tabi olarak meydana gelişi sergilemek istiyor
kara deliklerin genişlemesi de ancak kendisine çok yaklaşan olursa mümkün oluyor
tekillik her şeyi kendine çekiyor ancak kendisi hiçbir şeye doğru gitmiyor
ancak dönüş çoğaldıkça zaman ve mekan da küçülerek sahneden ayrılıyor
işte tekillik üzerinde ki bu yarılmaları birer kapı olarak düşünecek olursak
bu kapıyı kapıları açan ve kapatan varlık yaratıcıdır
oluş ve işleyiş onun tadir ettiği şekilde gerçekleşmektedir
bu yaratılışta yer anlan tüm maddi manevi unsurları melek olarak tanımlayabilir
hükmü dışına çıkanı da şeytan olarak mimlemeyi dilerse de yapar
mülk onun
ortak kabul etmiyor
verdiği nimete şükür edilmesini istiyor
bu daha başlangıç diyor
benim gücüm her şeye yeter
şu gördüklerine tav olup hükmümü yok sayarsan yerinde sayarsın diyor
üstelik sahip olduğunu düşündüğün her şey sana azap vermekten başka bir işe yaramaz
sana verdiğime şükredersen beni hak ettiğim şekilde takdir etmeye çabalarsan
sana neden fazlasını vermeyeyim benim mülküm vermekle azalmaz diyor
gönderdiğim elçileri yalanlarsan uygun gördüğüm şekilde hareket etmezsen
hükümlerime aldırış etmeyerek bana ortak koşarsan dönüp dolaşıp geleceğin yer belli
sana sonsuzluğun sonsuz nimetin ne olduğunu gösteririm
ondan sonra sana bir elma verir seni kendi haline bırakırım
senden ölümü alır ve yaşama arsuzunu silemeyeceğin şekilde içine yerleştiririm
sadece elma yiyerek hayatını sürdüreceğin dar bir mekana atar
seni ve senin gibileri nimetimden mahrum bırakırım yanmıştan beter olursun
ki masum insanları yakmadan önce siz de öyle yapmıyor muydunuz
hepinize sunduğum çeşit çeşit nimetlerime çetenizle çöküyor
çardaklarda saraylarda köşklerde gülüş cümbüş tıkınıyordunuz
kalanlara da çürük çarık ne varsa yedirip ilahlık taslıyordunuz
kimden öğrendiniz bunu nankörler
düşmanız olan şeytandan mı
şeytana düşmanlık edeceğiniz yerde
size nimeti verene düşman oldunuz
yazıklar olsun size
zorluklara göğüs gerip sıkıntılara katlanarak samimiyetinizi ortaya koyamadız
geçici olana sahip olmak için şeytanın sizi benimle kandırmasına izin verdiniz
şeytan sizin mahvoluşunuzu vereceğim nimetten üstün görerek bana isyan etmişken
siz bu kibir abidesi alçak iradeyi nasıl dost edinirsiniz zalimler
sizi götüreceği yoksunluk bedbahtlık ve yağmurun yağmadığı bir çöldür
kimsenin sizin için üzlüp benden mağfiret dilemesine gerek de yoktur
ben bana kavuşmayı hak edenleri muhteşem bir şekilde karşılayacağım
izzetime yaraşır şekilde ikramda bulunup ödüllendireceğim
onları daha güzel evrenlerde hayal bile demeyecekleri varoluşlarda
yağmur yüklü bulutlar gibi sonsuza kadar akıp gidecekler
hayatı o güzel kullarımla yayacağım yarattıklarım üzerinde
gerçek vekillerim halifelerim olarak beni yücelterek sonsuza kar var olacaklar
yaradışıma bir oluşuma hükmüme sadık kalınarak söylenen her söz güzeldir ve benimdir
bu güzel sözleri söyleyen güzel insanları tuzak kurup ortadan kaldırmaya çalışanlar
verdiğim hükmün aksini öne sürerek geçici menfaat elde etmek üzere söz söyleyenler
sinsi planlarını başlarına geçirilip onulmaz acılara mahkum edilecekler
burada iyi kötü tüm insanlar bir olmasalarda şimdilik nimetlerden eşitçe faydalanıyorlar
burada iyi kötü tüm insanlar bir olmasalarda şimdilik nimetlerden eşitçe faydalanıyorlar
bu evrende iyi kötü tüm insanlar bir olmasalarda şimdilik nimetlerden eşitçe faydalanıyorlar
tayin ettiği süre zarfında hepsi yaratıcının verdiklerini elde etmek için mücadele ediyor
evrenler tekillikte yüzen gemilere de benziyor
fakat hepsi yeni kıtalar keşfedeceye layık değil
başka türlü düşünecek olursak
tekillik kara yağlı bir balçık
oluşan evrenler birer su damlası
doğan çocuklar iyi ve kötü insanlar
iyi insanların evrenleri güzelleşerek büyüyor
kötü insanların evreni kısır döngüye hapsoluyor
bu evrenler bir daha birleşmemek üzere ayırlıyor
kimleri gemisini yüzdürken kimileri de batırıyor
şimdilik gece ve gündüz sarmanlanmış
güneş ve ay yörüngesinde sadakatle ilerliyor
ancak bunun bir sonu var
bunlara bakıp da sapıtanlar
konulacakları çekirdeğin ince zarını bile yarıp kurtulamazlar kederden
bir olan yaratıcıyı bırakıp yaratıcın yaraktıklarına tapınanlar
tapındıklarından bir şey dileyemezler
dileseler de bir karşılık bulamazlar
dışarıda ne olup bittiğini kimseden öğrenemezler
yaratılmışları putlarınızı hırsız reislerinizi sapık dincilerinizi övüyorsunuz
çünkü bu övgünün arkasında iğreti çıkarlarınız var
hepiniz size yaratana muhtaçken neden birbinizi övüyorsunuz
hayatın akışı size bir sondan bahsetmiyor mu
bu kadar mı kıymetsiz canınız
hiç mi sevmiyorsunuz kendinizi
sizin gibileri sozunuza kadar kendilerini değersiz hissedecekleri yere gönderir
yerlerinize verdiği canı kıymetli bulan yaratıcısını ve kendilerini sevenleri getirir
bu dündaki gibi başınız derde girince haksızlıkla elde ettiklerinizin bir kısmını feda ederek
suçunuz başkalarına yükleyip uğrayacağınız azaptan kurtulamazsınız
elçiler de sizin gibi ahmakları kurtaramaz zaten
kurtuluş ölmeden önce çöktüğünüz malı mülkü paylaşıp elden çıkarmakla mümkündür
kainata bakıp yaratıcıyı görmeden inanıp ondan çekinerek
diğer insanlarla yardımlaşıp dayanışmayla olur
hal böyleyken gidişatı görenle görmeyen
hayatın ışığıyla öncesi ve sonrasındaki karanlığı ayırt edemeyen
muhtaç olduğundan çekinmeye gerek duymayanla ondan sakınan
bunu bilerek yaşayanla gaflete düşüp bir ceset olarak ölmeyi bekleyen bir olmaz
işitmek isteyen yaratıcıya yönelir o kendine yöneleni sağırlıktan kurtarır
hayatını leş gibi sürdürmek isteyen kulaklarını tıkamıştır
elçiler uyanışa çağırır
müjdeler getirir
her toplumda güzel sözlerle yaratıcıya doğru yol gösterenler vardır
elbette onları yalanlayanlar ifitra atanlar gerçeğin üstünü örtmek isteyenler de vardır
bu zalimler yaratıcı tarafından nasıl dünyada nasıl dışlandıysalar
ahiret gününde de sonsuza kadar dışlanacaklar
fizik kimya biyoloji ve bilim dallarının neredeyse hepsi
deneysel faaliyetleri sonucu karar verirlerken
bir şeyleri ispatladıklarını öne sürerken renkleri baz alırlar
rakamların insanlar tarafından işe yaraması için uydurulduğu söylenebilir
ancak renkler öyle değildir
her tonunu doğada yaratıcının belirlediği şekilde bulabilirsin
renk uyduramazsın
en çok bilimle ilgilen insanlar keşiflerini yorumlarken dikkatli olmalı
tüccarlar esnaflar para tura işleriyle ilgilenenler de uydurdukları sayılarla
işin sonunda kaybeden olmak isteymeyen
asıl sermayenin kime ait olduğunu kimin mülküyle ticaret yaptığını unutmasın
elde ettikleri kazanç ile ne yaptıklarına dikkat etsinler
neyin ne olduğu nasıl olacağı kitapta yazıyor ona göre
zaten kitapta yazanlar bugüne has değil
takas yapılan eski çağlardan beri doğru namına söylenen ne varsa aynısı söyleniyor
bunca düşmanına rağmen tarih boyunca doğru bilginin nakli nasıl gerçekleşti
tahminim tek bir yoldan gelseydi zalimler bu akışı bir noktasından koparıp silerlerdi
gerçeğe vakıf olanlardan kimileri bu bilgiyi
villa köşk altın gümüş süslü elbiseler için satarak kendilerine yazık ettiler
kimileri belki bu kadar mala düşkün değildi ama bilginin de hakkını veremedi
ama içlerinden bazıları durumun önemini ve ciddiyetini kavrayarak
bilginin üzerine canları gibi titredi ve sağlam bir şekilde aktarmayı başardı
işte bu güzel insanlar kutuluşa erenlerdir
yeni evrenlere giden gemilere binecek biletleri vardır
ancak uyarıları kulak asmayanlar sadece kötülerin yer aldığı evrene kısılıp kalırlar
yaratıcının kim olduğunu öğrenmiş bir şekilde
gücü her şeye yetenin neler verebileceğini anlamış bir vaziyette
dışlanmış mahrum edilmiş durumda
kısılıp kaldıkları ortamdan çıkmak için yaratıcıdan bir fırsat daha isteyecekler
ama nafile
belkide yaratıcı kendisinden uzaklaşmak uğruna bu dünyada istedikleri ne varsa
önlerine tepeleme serip hadi sizin olsun çok istedikleriniz diyecek
beni bunlar için inkar ettiniz hadi alın hepsi sizindir diyecek
beni bırakıp tapınıp durduklarınız size ne verebildi
size bir şey vaad etmediğim bir belge vermediğim halde mülküme ortak olduğunu söylediniz
kurdunuz kendi aranızda bir zulüm düzeni
haksızca elde ettiklerinizi har vurup harman savururken birbirinize süs yaptınız
biriktirip yıkdıklarınızın tepesine çıkıp karşılıklı börbürlenme yarışına girdiniz
neyin ne olduğundan emin bir şekilde oynaşmanıza dönün oyunuza devam edin diyecek
şimdi düştükleri kapandan çıkmak için benzer şekilde yalvarmışları yaratıcıya
ancak kendilerine gelen elçinin söyledikleri karşısında şok oldular
yaratıcı zulüm eden bir topluğun eylemlerini meşrulaştıracak elçi göndermez
yaratıcı haktan yana olduktan sonra kararını haksızlıktan yana değiştirmez
yaptıklarını haksızlıkları onaylayacak bir ilah bulamadıkları için put edindiler
yaratıcı hakkında en küçük doğru görüşleri güzel sözleri yoktu
güzel söz söyleyen doğruyu bildiren güzel insanlara tuzak kurdular
ancak kazdıkları kuyulara kendileri düştüler
çağırdıkları elçi zalimliklerini yüzlerine vurdu rezil oldular
geçmişte küfrü idame ettirmek daha kolaydı
zalimler cehaletten kurtulamayan insanları daha güçlü bir şekilde ömürüyor
haklarını yerken daha küstah olabiliyordu
ama yerle bir oldular
üzerlerindeki göğün tamamen yıkılmamasını
ayaklarının altındaki yerin tümden parçalanmamasını sağlayan yaratıcıdır
eğer bir zaman tayin etmemiş olsaydı herkesi ilk hatasında cezalandırırdı
o zaman kainatın ömrü bir şimşek çakması kadar kısa sürerdi
zamana ve mekana tabi olmayan yaratıcı için hayatımız o kadar bile değil
ama o sürenin dolmasını bekliyor
o her şeyi görüyor
12 Eylül 2022 Pazartesi
14 - fatır
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder